Bir blog sitesinde yayınlanmak üzere Zimbardo'nun "Bitik Erkekler" kitabının incelemesini yazıyordum. O sırada bu siteyle de karşılaştım ve yazıda yer verdim. Şimdi o yazıyı sizlerin de okumasını istiyorum. Kendi deneyimlerim ve Zimbardo'nun yazdıklarıyla birlikte ekran bağımlılığının çeşitli etkileri üzerine bir yazı. Konunun din ve ahlak boyutuna da sık sık değiniyorum. Michel Desmurget'in "Dijital Ahmak Fabrikası" kitabından da bolca alıntı var. Değerini bilecekler için faydalı bir yazı olduğu kanaatindeyim. Pdf olarak indirirseniz resimleri de görebilirsiniz. Sitedeki diğer yazıları okumanızı da tavsiye ederim.(Başlığı buraya açtım çünkü ilgili yerde açmak için ayrıcalığım yokmuş)
Yazıdan satır başları:
-Ekranlar fizyolojik ve psikolojik etkiler bir yana, din, ahlak, siyaset vd. birçok konuda bağımlılarını çeşitli aşılamalara maruz bırakır. Ekranlara çocukluk yıllarından itibaren bağımlılık geliştiren insanların karakterleri şekillendirilir ve tercihleri yönlendirilir.
-Çocuk ve gençlerin ekran bağımlılığına direnç göstermesi zordur. O nedenle bu cihazlar kontrolsüz bir şekilde ellerine verilmemeli, eğitimde kullanımına dikkat edilmelidir. Özellikle genç erkekler rekabet etme ve cinsellikle ilgili arzularını tatmin etmek için porno ve oyunlara çokça yönelebilir.
-Ekranlar çoğunlukla seküler, yani varoluşun anlamdan ve amaçtan doğrudan yoksun olduğunu ve yaptıklarımızdan hesaba çekilmeyeceğimizi düşünen insanlara ve onların ürettikleri içeriklere ev sahipliği yapar. Bu nedenle sıkça açık ve gizli şekilde tektanrıcılık karşıtlığı yapılırken, çoktanrıcı gerçeküstücü (fantezi) kültür sevdirilir. (Bu konuda yazıda çokça örnek var)
-Bir önceki paragrafla bağlantılı olarak insanlar yine ekranlar üzerinden sıkça cinsel imgelere maruz bırakılır. Başta reklamcılık olmak üzere pek çok sektör ”sex satar” söylemini benimser ve özgürlükçü yasaların güvencesiyle de bunu uygular. Oyun sektörü de bunların içinde olduğu için oyun bağımlılığının porno bağımlılığını tetikleme riski yüksektir.
-Hayatın anlam ve amaçtan doğrudan mahrum olduğunu düşünen bu insanlar kendi yaşam felsefelerini kurgu yapımlar, basın vd. yollarla insanlara aşılamaya çalışırlar. Bu nedenle kadın-erkek ilişkileri de olmak üzere pek çok konuda hayatın gerçeklerine aykırı fikirlerin aşılaması yapılır. Bu aşılamaya maruz kalan insanların bu gerçeklerle karşılaştıklarında hüsrana uğramaları kaçınılmazdır.
-Erkeğin doğası farklı kadınlarla beraber olmaya meyillidir. Çocukluk yaşlarından itibaren gerek medyada gerekse sosyal yaşamında cinsel arzularını harekete geçirecek imgelere çokça maruz kalan erkeklerin kendilerini kontrol edebilmeleri zorlaşır. Bunun sonuçlarından birinin de azalan evlilik oranları ve artan ortalama evlilik yaşları olduğu söylenebilir. Seküler dünyada evliliğin getirdiği sorumluluklara girmeden başta porno yoluyla olmak üzere cinsel tatmine erişebiliyor olmak, evlilik konusunda motivasyon kaybına yol açacaktır.
-Yine çocukluk yıllarından itibaren ekranlara bağımlı şekilde büyüyen kadınların giyim tarzlarının ve cinselliğe yaklaşımlarının özgürlükçü (liberal) bir çizgide olması beklenecektir. Bunun olası sonuçlarından bazılarını bir üstte açıklamıştım. Buna rağmen kadınlar “erkekler iradelerine sahip çıkamıyorsa istediğimiz gibi davranamayacak mıyız?” diyebilirler. Ama o kadınlar unutmamalılar ki babaları, kocaları, oğulları, erkek kardeşleri ve yeğenleri de bu etkilere maruz kalacaktır. Erkekler yaşadıkları cinsel gerilimleri dışarıdan bakınca yansıtmıyor görünebilirler. Ama içlerindeki fırtınayı dindirmek için kadınların hoşuna gitmeyecek ve hem kendilerine hem kadınlara hem de geleneksel aile kurumuna uzun vadede zararı dokunacak işlere girişeceklerdir. (Porno bağımlılığı, fahişelerle birlikte olma, cinselliğe erişmek için kısa vadeli sevgililik ilişkileri, metres tutma vd.)
-Çeşitli konularda irade geliştirmenin yollarından biri de irade kırıcı şeyleri ortadan kaldırmak, onlarla araya mesafe koymak gerekliliğidir. İnsanın gördüğü ve duyduğu şeyler aklında kalır, aklında olanlar da eylemlerine yansır. Ekran bağımlılığına sahip insanların pek çok konuda irade geliştirmesi mümkün olmayacaktır. (Para harcama, yeme-içme, cinsellik, oyun-eğlence vd.)
-Mevcut özgürlükçü ortam irade kırıcıları engellemek için çeşitli yasaların yapılmasını imkânsız hale getirmekte. Liberal değerleri benimsemiş bir toplumun pornoyu, insanları ekran bağımlısı yapmak için özel tekniklerle üretilen içerikleri, kadınların giyimini ya da evlilik dışı cinselliği yasaklaması beklenemez. Bunlar tektanrıcı toplumların yapabileceği bir iş. “Bu yasaları çıkarmadan da bu sorunları çözemez miyiz peki?” diyebilirsiniz. Zimbardo’da böyle demiş olacak ki kitabın sonunda porno ve oyun sektöründen anlayış bekliyor. Hırsızlığın arttığı bir toplumda hırsızlardan insaf beklemekle eşdeğer bir hareket bu.
-Dönüp dolaşıp geleceğimiz yer belli. Ne kadar da hoşumuza gitmese de Allah’a boyun eğip onun koyduğu kurallara uygun şekilde yaşayabileceğimiz yasalara ihtiyacımız var. Fizik yasaları neyse ahlak yasaları da o. Uyum sağlamayı reddedenler eleniyor ve sınavı kaybediyorlar. Tarih bize bunu gösteriyor.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz.
Giriş yapın veya üye olun.
Yazıdan satır başları:
-Ekranlar fizyolojik ve psikolojik etkiler bir yana, din, ahlak, siyaset vd. birçok konuda bağımlılarını çeşitli aşılamalara maruz bırakır. Ekranlara çocukluk yıllarından itibaren bağımlılık geliştiren insanların karakterleri şekillendirilir ve tercihleri yönlendirilir.
-Çocuk ve gençlerin ekran bağımlılığına direnç göstermesi zordur. O nedenle bu cihazlar kontrolsüz bir şekilde ellerine verilmemeli, eğitimde kullanımına dikkat edilmelidir. Özellikle genç erkekler rekabet etme ve cinsellikle ilgili arzularını tatmin etmek için porno ve oyunlara çokça yönelebilir.
-Ekranlar çoğunlukla seküler, yani varoluşun anlamdan ve amaçtan doğrudan yoksun olduğunu ve yaptıklarımızdan hesaba çekilmeyeceğimizi düşünen insanlara ve onların ürettikleri içeriklere ev sahipliği yapar. Bu nedenle sıkça açık ve gizli şekilde tektanrıcılık karşıtlığı yapılırken, çoktanrıcı gerçeküstücü (fantezi) kültür sevdirilir. (Bu konuda yazıda çokça örnek var)
-Bir önceki paragrafla bağlantılı olarak insanlar yine ekranlar üzerinden sıkça cinsel imgelere maruz bırakılır. Başta reklamcılık olmak üzere pek çok sektör ”sex satar” söylemini benimser ve özgürlükçü yasaların güvencesiyle de bunu uygular. Oyun sektörü de bunların içinde olduğu için oyun bağımlılığının porno bağımlılığını tetikleme riski yüksektir.
-Hayatın anlam ve amaçtan doğrudan mahrum olduğunu düşünen bu insanlar kendi yaşam felsefelerini kurgu yapımlar, basın vd. yollarla insanlara aşılamaya çalışırlar. Bu nedenle kadın-erkek ilişkileri de olmak üzere pek çok konuda hayatın gerçeklerine aykırı fikirlerin aşılaması yapılır. Bu aşılamaya maruz kalan insanların bu gerçeklerle karşılaştıklarında hüsrana uğramaları kaçınılmazdır.
-Erkeğin doğası farklı kadınlarla beraber olmaya meyillidir. Çocukluk yaşlarından itibaren gerek medyada gerekse sosyal yaşamında cinsel arzularını harekete geçirecek imgelere çokça maruz kalan erkeklerin kendilerini kontrol edebilmeleri zorlaşır. Bunun sonuçlarından birinin de azalan evlilik oranları ve artan ortalama evlilik yaşları olduğu söylenebilir. Seküler dünyada evliliğin getirdiği sorumluluklara girmeden başta porno yoluyla olmak üzere cinsel tatmine erişebiliyor olmak, evlilik konusunda motivasyon kaybına yol açacaktır.
-Yine çocukluk yıllarından itibaren ekranlara bağımlı şekilde büyüyen kadınların giyim tarzlarının ve cinselliğe yaklaşımlarının özgürlükçü (liberal) bir çizgide olması beklenecektir. Bunun olası sonuçlarından bazılarını bir üstte açıklamıştım. Buna rağmen kadınlar “erkekler iradelerine sahip çıkamıyorsa istediğimiz gibi davranamayacak mıyız?” diyebilirler. Ama o kadınlar unutmamalılar ki babaları, kocaları, oğulları, erkek kardeşleri ve yeğenleri de bu etkilere maruz kalacaktır. Erkekler yaşadıkları cinsel gerilimleri dışarıdan bakınca yansıtmıyor görünebilirler. Ama içlerindeki fırtınayı dindirmek için kadınların hoşuna gitmeyecek ve hem kendilerine hem kadınlara hem de geleneksel aile kurumuna uzun vadede zararı dokunacak işlere girişeceklerdir. (Porno bağımlılığı, fahişelerle birlikte olma, cinselliğe erişmek için kısa vadeli sevgililik ilişkileri, metres tutma vd.)
-Çeşitli konularda irade geliştirmenin yollarından biri de irade kırıcı şeyleri ortadan kaldırmak, onlarla araya mesafe koymak gerekliliğidir. İnsanın gördüğü ve duyduğu şeyler aklında kalır, aklında olanlar da eylemlerine yansır. Ekran bağımlılığına sahip insanların pek çok konuda irade geliştirmesi mümkün olmayacaktır. (Para harcama, yeme-içme, cinsellik, oyun-eğlence vd.)
-Mevcut özgürlükçü ortam irade kırıcıları engellemek için çeşitli yasaların yapılmasını imkânsız hale getirmekte. Liberal değerleri benimsemiş bir toplumun pornoyu, insanları ekran bağımlısı yapmak için özel tekniklerle üretilen içerikleri, kadınların giyimini ya da evlilik dışı cinselliği yasaklaması beklenemez. Bunlar tektanrıcı toplumların yapabileceği bir iş. “Bu yasaları çıkarmadan da bu sorunları çözemez miyiz peki?” diyebilirsiniz. Zimbardo’da böyle demiş olacak ki kitabın sonunda porno ve oyun sektöründen anlayış bekliyor. Hırsızlığın arttığı bir toplumda hırsızlardan insaf beklemekle eşdeğer bir hareket bu.
-Dönüp dolaşıp geleceğimiz yer belli. Ne kadar da hoşumuza gitmese de Allah’a boyun eğip onun koyduğu kurallara uygun şekilde yaşayabileceğimiz yasalara ihtiyacımız var. Fizik yasaları neyse ahlak yasaları da o. Uyum sağlamayı reddedenler eleniyor ve sınavı kaybediyorlar. Tarih bize bunu gösteriyor.
