Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Pmo Günlükleri

Göz Çatlağı

Yeni Üye
Katılım
23 Ağu 2025
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
1
Bu başlığı açmamdaki amaç bağımlılıktan kurtulmak için vereceğim mücadeleyi anlatmak ve bu süreçte üzerimdek her türlü etkisini inceleyip paylaşmaktır.
Yaşım 21, bu bağımlılığa 10 yaşımdan beri sahibim. Ağır bir bağımlıyım ve en uzun 46 gün pmo'dan uzak kalabildim. Her şeyden öne bu bağımlılıktan uzak kalmam için kesinkes bir disipline ihtiyacım var. Gerek hayattaki amacım ve gerekse de akıl sağlığım için hayatımı düzenlemeliyim.
Yatış/Kalkış: 21:00 - 05:00
Ödevlerim dışında hiçbir şekilde gereksiz internet kullanımı olmayacak.
Onun dışında günde asgari beş buçuk saat okuma yapılacak.
Birde haftanın 5 günü 45 dakika yürüyüş yapacağım.

Şu an için planlarım bunlar.

Saat 10:15'te sürecimi bozdum. Ayrıca günlükler gece saat 20:30'ta yazılacaktır.

Gün 0

Şu an için ağlamaklı bir ruh hali içerisindeyim. Bu bağımlılık beni çok yıprattı ve akıl sağlığıma alabildiğine zarar verdi. Bu zararlar abartı ya da kötü düşüncelerin bir çarpıtması değil doğrudan doğruya fizyolojik sonuçların bir neticesidir. 11 günlük sürecimi bozdum ve bu, beni amacım için geriye attı. Matematik ve İngilizce öğrenme planlarımın aksaması ve bir daha kazanamayacağım zamanın akıp gitmesi beni deli ediyor. Bütün haz kaynaklarını kesmem ise bende yoğun bir can sıkıntısı ile ızdıraba yol açıyor. Yine de internette zaman israfı videolar seyrederek kendimi tuzağın içerisine atmayacağım. Artık benim canımı yakan ruh hastalıklarımı ve bağımlılık krizlerini bekliyorum.
 
Son düzenleme:

Göz Çatlağı

Yeni Üye
Katılım
23 Ağu 2025
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
1
Gün 1 ve 2

Pmo yaptıktan sonra bu bağımlılığı hiçbir zaman bırakamayacağım kaygısı baş gösterdi. Sonra ise chaser effect ile uğraştım ve süreci tekrar bozacağıma dair yoğun bir kaygı beni ele geçirdi ve ağlamaklı halimle birlikte yüzümün sol tarafına uyuşma indi. Ayrıca yüzümün sol tarafı bir damar gibi atıyordu. Bu yıl aşırı kaygıdan dolayı sık sık bu uyuşmaları yaşadım. Eğer nörolojik bir problem değilse bu kesinlikle psikolojik. Beynimdeki damarlar çok fazla hareket ediyor. Damarlar atıyor ve sıkılıyor kimi zaman basınç hissediyorum. Bunların temel nedeninin motoru çok ısıtmaktan kaynaklandığına eminim. Çok fazla düşünüyorum ve bu düşünceler otomatik, obsesif ve kaygı verici işlevsiz düşünceler. 2024 yılının Aralık ayında başlayan ve hala devam eden bu işlevsiz düşüncelerim beni deli ediyor. Kitap okumamı ve odaklanmamı mahvediyor. Açıkçası 41 günlük bir süreçte bu düşüncelerin azaldığını ve fizyolojik açıdan daha rahat olmaya başladığımı söyleyebilirim. Fakat rahat yüzü görünce yani acı çekilince bir boşluk hissettim ve o boşluğu, acıyla doldurmaya itildim. Ne kadar da aptalım!

Şimdi ise ikinci günümdeyim ve çok daha rahatım. Okumalarımı yapıyorum ve her şeyi zamanında hallediyorum. Tek sorunum hala uyku saatimden birkaç saat sonra yatabiliyor olmam. Takıntılı düşüncelerimin azalmasındaki en büyük neden kuvvetle muhtemel pmo'dan sonra gelen -dopamin ve daha başka- nörotransmitterlerin salınımı ile rahatlamamla ilgili. Zaten birçok kez relapseten sonra bu konuda rahatlama yaşadım ama birkaç gün sonra geçiyor. Ardından beynimin kıvrandığını, hiçbir şey yapacak halimin olmadığı yoğun bir dirimsel güçsüzlük çektiğim zamanlar geliyor. Anladığım kadarıyla sağlıklı bir beynim olsa çok daha az takıntılı/zorlanımlı düşüncelere uğrayacak ve sonunda kurtulacağım. Yine de nadirda olsa okb yaşadım. Bağımlılığı bırakmam için çok fazla neden var.

Bu süre zarfında aile bireylerim hakkında çok fazla düşünme fırsatı buldum. Açıkçası, güçsüzlüğümun ve kusurluluğumun kaynağı olan içinde yaşadığım bu aile, onlara karşı sevgi beslememi imkansız kılıyor Gerçekten de bana yapılan muameleler bende yoğun bir haksızlığa uğrama duygusu ve öfkeyle adalet arama isteğini ortaya çıkarıyor. Bu kadar yoğun bir anlayış kıtlığı hepsine nefret duymama yol açıyor. Yaşadığım bu öfke ve onların haddi aşan davranışlarına karşı artık kendimi daha da fazla soyutlamaya başlamak zorundayım. Artık ilk muhabbeti başlatan taraf olmayacak ve kendi halimde takılacağım.

İlerleyen zamanlarda artarsa eğer okb ve işlevsiz düşüncelerimden bahsedecek ardından bunları çözümlemekle uğraşacağım.
 
Son düzenleme:

Göz Çatlağı

Yeni Üye
Katılım
23 Ağu 2025
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
1
Gün 3

Lanet olsun! Her sabah kalktığımda miğde ya da büyük olasılıkla büyük bağırsak ağrıları ile uyanmak benim kaderim. Tam üç, dört saat sürüyor ve beni aşırı yoruyor. Hayattan nefret ettiriyor. Bugün bir buçuk saat fazla yattım ve 06:30'da kalktım ve bu canımı sıktı. Yine de görevlerimi tamamlamış olmam beni rahatlattı.

Gün içerisinde diğer günlere göre çok daha kaygılıydım. Kimisi durduramadığım iç sesimden kimisi de herhangi bir ses olmaksızın sadece kaygıydı ve çok rahatsız ediciydi. Evet artık tam anlamıyla zorlu günler yarınla başlayacak gibi duruyor. Umarım yanılıyorumdur.

Bugün iç seslerimin çözümlenmesi hakkında bazı hipotezlerimi anlatacağım. İlk başta şemasal ilerlemek istiyorum. Kuvvetle muhtemel kusurluluk şemam çok güçlendi ve beni rahat bırakmıyor. Lakin bu söylevim daha öncesinde bahsettiğim bir olguyla çelişmekteymiş gibi duruyorsa da tezatı izale edeceğim. Bağımlılık sürecimde başarı sürem arttıkça kusurluluk şemasının göstergeleri azalıyor ve yok oluyor idiyse nasıl oluyorda bende böyle bir uyum bozucu şemadan bahsedilebilir? Çünkü tamamen ortadan kalkması ya da gücünün alabildiğine azalması çokta beklendik değil. Şöyle ki: Ne kadar bağımlılık sonucu itibari ile dürtüselleşirsem zihnimin kontrolünü kaybediyorum ve bu da zihinsel sorunlarımın gün yüzüne çıkmasını hızlandırıyor ve beni savunmasız kılıyor. Cinsel dürtünün bir partnerle tatmini esnasında hiç olmadığımız kadar dürtüselleşiyoruz ve bu esnada nasıl ki karakteristik tutkularımız kendisini kontrol edemediğimiz bir şekilde kendisini gizleyemiyorsa aynı şey kusurluluk şemamın dürtüleri için de geçerlidir. Bedenimizin soğuk veya antibiyotikler sonucunda hastalıklara açık hale gelmesi gibi bir benzetme yapılabilir. Testosteron ve dopamin + diğer nörotransmitterler bize temel gücümüzü sağlayan maddeler ve onlardan yoksun olmak bizi hastalığa açık bir hale getiriyor. Yani hasleten böyle bir şema var ama savunmam güçsüz. Çelişkiyi giderdiğime göre devam edeceğim. Kusurluluk şemam kendisini üç şekilde göstererek beni aşırı derece de uyarıyor:

1-) Öncelikle insanlara başarımı gösterdiğim bir performans sergiliyorum. Zihnim beni buna itiyor ve bunu neredeyse hiçbir zaman ben başlatmıyorum. Bunu yorumlama şeklim, kusurluluktan kurtulmak için çırpınmam ve özsaygı temin etmeye çalışmamla ilgili olduğuna yorumluyorum. Yani şema ile mücadele için savunmacı şekilde tetikleniyorum ve bu beni çok kaygılandırmasa da çok fazla düşünce yükü yapıyor ve beynime acı çektiriyor, odağımı yok ediyor. Bunu yapmasam büyük ihtimalle şema ortaya çıkacak ve beni ezeceltir. Kimi zamanda performansımı sergilerken başarısızlığa uğruyor ve utanca boğuluyorum.

2-) Ruminasyonlar. Ruminasyonlar geçmişte sergilediğim her türlü performansı tekrar tekrar kurmama yol açıyor. Aha! Bir süre sonra bir noktada kusur hissediyorum ve hissettiğim bu kusur ömür boyu peşimi bırakmıyor ve sıksık kendini hatırlatıyor. Bir noktada başarısızlığa uğradım, eleştirildim ve utanca boğulum. Başarısızlığa karşı kendimi savunuyorum hem de sesli, alın size bir kompulsiyon. Bu nokta da utanç ve çok yoğun bir kaygı duyuyorum. Bunu değiştiremezsem asla feraha eremeyecek ve çok içten bir şekilde hatalı ve kusurlu bir insan olduğum etiketlemesi ile nefret edileceğim. Bu beni öldürüyor, özsaygı mı parçalıyor ve hiçbir şeyden emin olamayacak kadar sindiriliyorum.

3-) Geleceğe dair obsesif kurgularım. Bu noktada toplum içerisindeyim. Şimdi oradayım ve konuşuyor, davranışta bulunuyor, insanlar tarafından görülüyorum. Ama tam da bu esnada ketlendim, tamamen kaskatı ketlendim. İnsanlar, duruşumu yani görünümümü, sesli duyulacak biçimde konuştuğum şeyleri ve davranışımı, el, kol, sırt hareketlerimi evet her şeyimi eleştiriyorlar ve benden tiksiniyorlar. Beni başarılı olmaya çalıştığım ve kendimi gözler önüne serdiğim için gösterişçilikle suçluyorlar veya dış görünüşü çirkin, pis bir adam olmamla itham ediyorlar.Özellikle kadınlar ve genel olarak toplum. Beni her şeyden çok bu çileden çıkarıyor ve tamamıyle bu döngüden kurtulmam çok zor.

Temelde amacım başarı olmak ya da olmamak değil. Biyolojik bir gereksinim ve çıkar olan özsaygıyı kazanmak ama bu engelleniyor hem de elimde olmadan. Kuduruyorum! Beni çok öfkelendiriyor. Testosteron aynı zamanda saldırganlıkla ilgili bir hormandur fakat bu saldırganlık zalimce değildir. Erkek aslanın bir dişinin üstüne çıkmak noktasında gösterdiği çaba ve dişiyi ısrarla kovalama şeklinde ortaya koyduğu girişimcilikle ilgilidir. Sadece cinsellikteki başarıyı ve girişimciliği değil hayatın her alanında atılgan olmanızı ve özsaygınızı temin eden bir hormondur da. EVET BENDEKİ ÖSTROJEN! Ne yazik ki kaybediyorum. İnsanlığımı, erkekliğimi yitiriyor ve eritiyorum. Hayatta her şeyimle aşağılanıyor ve korkuyorum. Hiçbir şey yapamaz halde ketleniyorum. Sağıma bakacak cesaretim bile yok.
 
Son düzenleme:

Göz Çatlağı

Yeni Üye
Katılım
23 Ağu 2025
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
1
Gün 4

Bugün planıma sadık kaldım ama bazı kural ihlallerinde bulundum. Mesela bir saat sosyal medya kullandım oysa kullanmamalıydım. Bunun temel nedeni son pmo'mdan sonra artçı dopaminin kaybolmasıdır. Artık tam olarak isteksizlik, depresyon ve can sıkıntısı batağına saplanıyor olmamla alakalı bir durum, Hiçbir şey yapasım yok. Hatta bugün pmo yapmayı çok güçlü dürtülerle olmasa bile düşündüm. Kendimi sosyal medyaya kaptırırsam devamında pmo'da gelecektir. Bugün bozmaya doğru itilmemin sebebi açıkçası her şeyin düzgün gitmesi ve bugün düne göre çok az takıntılı, zorlanımlı düşüncelere maruz kalmam ve iyi olduğumu düşünmemle ilgili fakat bu beynimin dopamin ihtiyacı için bir kandırmaca çünkü ilerleyen zamanlarda güçlü bir isteksizlik ve can sıkıntısı vurdu. Stres anında hayat içerisinde daha kötü olacağımı bildiğimden bozamayacağımı kendime hatırlattım. Ek olarak bugün hiçbir şey yapasım, hiçbir yabancı insanla diyaloğa giresim yoktu. Anksiyeteden farklı olarak depresyon da eşlik ediyor. Takıntılı olmasada hatrı sayılır bir anksiyete de yaşadım. Kalbim bir süre durmak bilmedi ve dışarıda rahat hissedemedim. Kitap okumak bile ilk iki buçuk saatten sonra çok yorucu geldi oysa ilk üç gün odak sorunu dışında ciddi bir sorun yaşamamıştım ve bugün çabuk yoruldum. TEHLİK ÇANLARI ÇALIYOR! Hazırlık yapmalıyım!!!
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst