Son zamanlarda şunu çok net fark ettim: Neverfap ile ilgili her gün onlarca soru soruluyor.
Ama bu soruların %90’ını okuduğum anda hemen anlayabiliyorum:
Ben bu arkadaşlara elimden geldiğince doğru bir şekilde yanıt vermeye çalışıyorum.
Sistemi açıklıyorum, nerede yanlış düşündüklerini tek tek gösteriyorum, hatta ne yapmaları gerektiğini açık açık yol haritası halinde anlatıyorum.
Ama ne oluyor biliyor musunuz?
Benim mesajımı bile okumuyorlar.
Onun yerine hala orada kendisine sorulan basit, yüzeysel sorulara cevap yazmakla meşgul.
Çünkü o kişi aslında çözüm aramıyor, ilgi arıyor.
Gerçekten yanıp tutuşan, çözüm arayan bir insan öyle davranmaz.
Ona bir çözüm sunulduğunda fark eder, ayırt etmeden hepsini denemeye çalışır.
Çünkü canı yanmıştır.
Ve “Kurtulayım da ne olursa olsun” noktasına gelmiştir.
Ama bu arkadaşların normalde çözüm arayan bir insan gibi
bunu yapamıyorlar çünkü gerçekten beyin mekanizmalarında bir problem var.
Hatta bazı hareketlerinden, yazdıklarından, soruları tekrar tekrar sormalarından,
Hatta dürüst olayım:
Bazı kullanıcılar hâlâ bu forumu bir tür pornografik fantezi alanı gibi kullanmaya devam ediyor.
Yazdıkları içerikler, dikkat çekmek için yapılan tetikleyici kurgulara benziyor.
Bu da aslında sistemin hâlâ aynı mekanizmayı beslediğini gösteriyor.
Bunu fark eden ve "peki ne yapacağım?" diye soran arkadaşlara yazıyı sonuna kadar okuduğunda çözümü bulacaklar.
Not: Yakın zamanda sizlere bir mini hikaye yazacağım, bu hikayeyi hayatının bir parçası yapan birisi için PMO ya karşı çok ciddi bir bağışıklık kazandıracak mücizevi bir ilaç gibi çalışan bir hikaye olacak. Şu an tasarım aşamasındayım umarı ömrüm yeterse buralarda bir yerlere hatta kalıcı olması için bir blog şeklinde de yayınlamayı düşünüyorum.
İŞTE EKSİK BİLİNÇ SEVİYESİNDE SORULAN SORULARIN GERÇEK SEBEPLERİ
Bu soruların hepsi, dopamin sisteminin bozulduğunu fark etmeme durumundan gelir.
Süreci takvim değil, davranış ve zihinsel yapı değişikliğiyle ölçmek gerekir.
Beyin için uyarılmak = sistemin yeniden ateşlenmesidir. Boşalmasan da devreye girer.
Bu geçici bir onarım sürecidir. Beyin sistemini yenilerken bir süre her şey düzleşir.
Eski sistemi silmek istiyorsan, boşluk yaratmak değil, yeni sistem kurmak zorundasın.
Bu bir kişilik sorunu değil. Öğrenilmiş bir dopamin döngüsüdür.
Ve her öğrenilmiş şey, yeniden öğrenilebilir.
HEPSİNE ORTAK ÇÖZÜM = BAĞIMLILIK-DOPAMİN-BEYİN MEKANİZMALARINI ANLAMAK İÇİN BİLGİ SEVİYENİ ARTTIR!
Hepsinin çözümü tek ve basit olsa da insanoğlu kendini kandırmak için kırk takla atmakta ve olayları dramatize etmekte en üstün varlıktır.
Bu şekilde suçu bir şekilde sistemin veya çözümlerin zorluğuna atarak kendi üstüne sorumluluk almak istemez!
Bu da onu anlık olarak rahatlatır!
Zaten bağımlı bir bireyin en büyük düştüğü yanılgı da gerçek hayatla yüzleşmekten kaçmasıdır!
SON OLARAK SİZLERİ HAYATIMDA ÖNEMLİ BİR YER TUTAN ŞU HİKAYE İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM;
Köpek ve Çivi Hikayesi
Bir adam, küçük bir kasabada yürürken bir evin önünden geçer.
Verandada yaşlı bir adam oturmaktadır.
Yaşlı adamın yanında bir köpek yatmaktadır.
Ama bu köpek acılı acılı inlemektedir.
Adam durur ve yaşlı adama sorar:
“Amca, köpeğin neden inliyor böyle?”
Yaşlı adam hiç kıpırdamadan cevap verir:
“Çünkü altında bir çivi var, üzerine yatmış.”
Adam şaşırır:
“E peki neden kalkmıyor oradan?”
Yaşlı adam hafifçe tebessüm eder:
“Demek ki canı, o kadar da acımıyor.”
Ama bu soruların %90’ını okuduğum anda hemen anlayabiliyorum:
Ben bu arkadaşlara elimden geldiğince doğru bir şekilde yanıt vermeye çalışıyorum.
Sistemi açıklıyorum, nerede yanlış düşündüklerini tek tek gösteriyorum, hatta ne yapmaları gerektiğini açık açık yol haritası halinde anlatıyorum.
Ama ne oluyor biliyor musunuz?
Benim mesajımı bile okumuyorlar.
Onun yerine hala orada kendisine sorulan basit, yüzeysel sorulara cevap yazmakla meşgul.
Çünkü o kişi aslında çözüm aramıyor, ilgi arıyor.
Gerçekten yanıp tutuşan, çözüm arayan bir insan öyle davranmaz.
Ona bir çözüm sunulduğunda fark eder, ayırt etmeden hepsini denemeye çalışır.
Çünkü canı yanmıştır.
Ve “Kurtulayım da ne olursa olsun” noktasına gelmiştir.
Ama bu arkadaşların normalde çözüm arayan bir insan gibi
bunu yapamıyorlar çünkü gerçekten beyin mekanizmalarında bir problem var.
Hatta bazı hareketlerinden, yazdıklarından, soruları tekrar tekrar sormalarından,
Hatta dürüst olayım:
Bazı kullanıcılar hâlâ bu forumu bir tür pornografik fantezi alanı gibi kullanmaya devam ediyor.
Yazdıkları içerikler, dikkat çekmek için yapılan tetikleyici kurgulara benziyor.
Bu da aslında sistemin hâlâ aynı mekanizmayı beslediğini gösteriyor.
Bunu fark eden ve "peki ne yapacağım?" diye soran arkadaşlara yazıyı sonuna kadar okuduğunda çözümü bulacaklar.
Not: Yakın zamanda sizlere bir mini hikaye yazacağım, bu hikayeyi hayatının bir parçası yapan birisi için PMO ya karşı çok ciddi bir bağışıklık kazandıracak mücizevi bir ilaç gibi çalışan bir hikaye olacak. Şu an tasarım aşamasındayım umarı ömrüm yeterse buralarda bir yerlere hatta kalıcı olması için bir blog şeklinde de yayınlamayı düşünüyorum.
İŞTE EKSİK BİLİNÇ SEVİYESİNDE SORULAN SORULARIN GERÇEK SEBEPLERİ
1. Bu bir seks değil, dopamin problemidir.
Bu soruların hepsi, dopamin sisteminin bozulduğunu fark etmeme durumundan gelir.2. Süreç sadece bırakmak değil, sistemi yeniden kurmaktır.
Süreci takvim değil, davranış ve zihinsel yapı değişikliğiyle ölçmek gerekir.3. Hayal, bakış, fantezi de dopamin sistemini tetikler.
Beyin için uyarılmak = sistemin yeniden ateşlenmesidir. Boşalmasan da devreye girer.4. Yoksunluk süreci (flatline) sistemin iyileşme tepkisidir.
Bu geçici bir onarım sürecidir. Beyin sistemini yenilerken bir süre her şey düzleşir.5. Gerçekten bırakmak istiyorsan, yerine yeni şeyler koymak zorundasın.
Eski sistemi silmek istiyorsan, boşluk yaratmak değil, yeni sistem kurmak zorundasın.6. Sorun senin iradesizliğin değil, beynin şartlanmasıdır.
Bu bir kişilik sorunu değil. Öğrenilmiş bir dopamin döngüsüdür.Ve her öğrenilmiş şey, yeniden öğrenilebilir.
Özet: 100 Soru = 6 Çekirdek Cevap
| Soru Görünümü | Altındaki Bilinç Eksikliği |
|---|---|
| Evlenince geçer mi? | Seks sanmak |
| Hayal kurdum ama yapmadım? | Uyarıcı etkisini bilmeme |
| 90 gün oldu, hâlâ karışığım | Süreci takvim sanmak |
| Neden libido gitti? | Flatline’ı anlamamak |
| Ne yapayım çok sıkılıyorum? | Yerine sistem koymamak |
| Bozdum, ben iradesizim | Sistem yerine kendini suçlamak |
HEPSİNE ORTAK ÇÖZÜM = BAĞIMLILIK-DOPAMİN-BEYİN MEKANİZMALARINI ANLAMAK İÇİN BİLGİ SEVİYENİ ARTTIR!
Hepsinin çözümü tek ve basit olsa da insanoğlu kendini kandırmak için kırk takla atmakta ve olayları dramatize etmekte en üstün varlıktır.
Bu şekilde suçu bir şekilde sistemin veya çözümlerin zorluğuna atarak kendi üstüne sorumluluk almak istemez!
Bu da onu anlık olarak rahatlatır!
Zaten bağımlı bir bireyin en büyük düştüğü yanılgı da gerçek hayatla yüzleşmekten kaçmasıdır!
SON OLARAK SİZLERİ HAYATIMDA ÖNEMLİ BİR YER TUTAN ŞU HİKAYE İLE BAŞBAŞA BIRAKIYORUM;
Köpek ve Çivi Hikayesi
Bir adam, küçük bir kasabada yürürken bir evin önünden geçer.
Verandada yaşlı bir adam oturmaktadır.
Yaşlı adamın yanında bir köpek yatmaktadır.
Ama bu köpek acılı acılı inlemektedir.
Adam durur ve yaşlı adama sorar:
“Amca, köpeğin neden inliyor böyle?”
Yaşlı adam hiç kıpırdamadan cevap verir:
“Çünkü altında bir çivi var, üzerine yatmış.”
Adam şaşırır:
“E peki neden kalkmıyor oradan?”
Yaşlı adam hafifçe tebessüm eder:
“Demek ki canı, o kadar da acımıyor.”
