Tough Climber
Emekli Moderatör
- Katılım
- 12 Ağu 2020
- Mesajlar
- 164
- Tepki puanı
- 655
- Puanları
- 148
Neverfap Akademiden alıntıdır.
“Eğer çile çekiyorsan; sebebi sensin. Eğer mutlu oluyorsan; sebebi sensin. Senden başka hiç kimse sorumlu değil. Sadece sen sorumlusun. Sen; kendi cennetin ya da cehennemin haline gelebilirsin.” – Osho
Hayatınızdan pornografiyi ve diğer zararlı alışkanlıkları atmak ve bunları sizi hayatta ileriye taşıyacak aksiyonlarla değiştirmek istiyorsunuz. Fakat bu yol inanılmaz mücadeleli bir yol. Somut alemde bir değişiklik yok belki ama beyninizin içi tam bir savaş alanı! Bu yazıda size anlatacağım şey bu beynin içindeki savaşta zihninizi kaslı, kuvvetli, iri yarı bir yapıya bürüyecek bir yetenek. Bunun antrenmanlarını yaptıkça zihinsel gücünüz artacak ve hayattaki hiçbir problem sizi durduramayacak.
İçinde bulunduğumuz zihin yapısının başarıya olan etkisi su götürmez bir gerçektir. Bir tren yolculuğu yaptığımızı düşünelim. Yanımızda telefon, bilgisayar vesaire olmasın. İnsanlar genelde ne yapar o zaman diliminde? Geçmişte olanları düşünürler, kafalarında kendileriyle ilgili senaryolar kurarlar. Bunu gün içerisinde çalışırken de istemsizce yaptığımızı söylesem ne derdiniz? Bir örnek ile açıklayacağım şimdi.
RAM, bilgisayarın anlık hafızasıdır değil mi? Bizim zihnimizi ram gibi düşünelim. Proje yaptığımız güçlü bir programı açtık, fakat aynı anda tarayıcıdan 10 tane sekme ve bir tane de yüksek çözünürlüklü oyun açtık diyelim. Arka planda bu internet sekmeleri ve oyun çalışırken bizim proje yaptığımız program ne kadar sağlıklı çalışır sizce? Büyük ihtimal bilgisayarımız çöker değil mi? İşte zihnini berraklaştıramayan bir insanda da aynen böyle verim düşüklüğü gerçekleşir.
Çalışırken sadece çalışmalı, yemek yerken sadece yemek yemeli, düşünürken sadece düşünmeli, üretirken sadece üretmeliyiz. Bölünmüşlük zihnimizin düşmanıdır.
Çoğu insan travmalarıyla barışmış değildir. Bu yüzden kendiyle baş başa kalamaz. Acı çeker. Kendiyle baş başa kalmamak için işten veya okuldan eve gelir gelmez televizyonu, bilgisayarı açar, bir içeriği yüksek sesle oynatır. O esnada izlemeyecek olsa bile arka planda birtakım sesler olsun ister. Çünkü bu onu kendisiyle baş başa kalmaktan kurtarır. Bunun farkında olmalıyız arkadaşlar.
Zihnimiz anda kalmalıdır. Vücudumuzdaki kaslar gibi soyut kaslarımız vardır beyinde. Mesela “kontrol kası”. Günümüzdeki büyük insanlık problemlerinden birisi her durumu kontrol etme istencidir. Bu yüzden sosyal şartlanma ile kontrole odaklanırız. Her şeyi obsesifçe düşünür ve takarız. Sizden bu konuda beklentim aklınıza kötü bir senaryo geldiğinde; örneğin “Şu karşıdaki insanlar güvenilir tiplere benzemiyor, telefonumu çantama alayım” gibi bir düşünce geldiğinde, bu eylemi yapın ama sonrasında bu düşünce için beyninize teşekkür edip artık o olaya daha fazla odağınızı vermeyin. Çünkü korelasyon koordinasyonu sağlandı ve gerekli önlem alındı. Zihninizi orada tutarsanız yapıyor olduğunuz işe odaklanamazsınız.
Anda kalabilmek için her gün en az 10 dakika meditasyon yapmanız size yardımcı olacaktır. Nasıl ki her gün okumanız, haftada en az 3 gün spor yapmanız sizi yükseltecekse, her gün meditasyon da yapmanız da sizi yükseltir. Bizim gibi hayatta kendini gerçekleştirmek ve ilerlemek isteyen dostlar için bu alışkanlık kaçırılmamalıdır.
Zihnimizdeki bir diğer soyut kas (beceri) ise şudur: Bırakma kasları. Meditasyon ise bu soyut kasların spor salonudur. Yani sizin olaylardan negatif etkilenmeyip, travmaların etkisinde hüzünlü ve agresif bir zihin noktasından kararlar almayıp, rahat ve bilge bir kafa yapısına sahip olmanızı sağlar. Tabi spor salonu örneğinde olduğu gibi ilk başta zor gelecek, odağınız kolay kaybolacak, kondisyonunuz az olacak. Ama zamanla zihninizdeki bu kasları güçlendireceksiniz. Olaylara takılı kalmamayı başaracaksınız.
Bir önceki yazımda pornografi ile travma arasındaki bağlantıyı incelemiştim. Kendisiyle baş başa kalamayan insanların geçmiş travmalardan ve özgüvensizliklerinden dolayı bu acıyı hafifletecek kolay hazlara başvurduğunu söylemiştim. Peki ya zihnimizi bu geçmiş acıları affetmeye, onları geride bırakmaya, onların yükünü bir iğne gibi kendini batırmaktan ziyade onları kendinin bir parçası olarak kabullenip hayattaki yoluna devam etmeye odaklarsak? İşte gündelik meditasyonlar tam da bunu yapacak bize Neverfap sürecimizde. Günden güne güçlenecek zihnimiz.
Şimdi size Buz Adam diye anılan Wim Hof’un başlangıç seviye bir meditasyonunu öğreteceğim.
Video yazıdan farklıdır;
“Eğer çile çekiyorsan; sebebi sensin. Eğer mutlu oluyorsan; sebebi sensin. Senden başka hiç kimse sorumlu değil. Sadece sen sorumlusun. Sen; kendi cennetin ya da cehennemin haline gelebilirsin.” – Osho
Hayatınızdan pornografiyi ve diğer zararlı alışkanlıkları atmak ve bunları sizi hayatta ileriye taşıyacak aksiyonlarla değiştirmek istiyorsunuz. Fakat bu yol inanılmaz mücadeleli bir yol. Somut alemde bir değişiklik yok belki ama beyninizin içi tam bir savaş alanı! Bu yazıda size anlatacağım şey bu beynin içindeki savaşta zihninizi kaslı, kuvvetli, iri yarı bir yapıya bürüyecek bir yetenek. Bunun antrenmanlarını yaptıkça zihinsel gücünüz artacak ve hayattaki hiçbir problem sizi durduramayacak.
İçinde bulunduğumuz zihin yapısının başarıya olan etkisi su götürmez bir gerçektir. Bir tren yolculuğu yaptığımızı düşünelim. Yanımızda telefon, bilgisayar vesaire olmasın. İnsanlar genelde ne yapar o zaman diliminde? Geçmişte olanları düşünürler, kafalarında kendileriyle ilgili senaryolar kurarlar. Bunu gün içerisinde çalışırken de istemsizce yaptığımızı söylesem ne derdiniz? Bir örnek ile açıklayacağım şimdi.
RAM, bilgisayarın anlık hafızasıdır değil mi? Bizim zihnimizi ram gibi düşünelim. Proje yaptığımız güçlü bir programı açtık, fakat aynı anda tarayıcıdan 10 tane sekme ve bir tane de yüksek çözünürlüklü oyun açtık diyelim. Arka planda bu internet sekmeleri ve oyun çalışırken bizim proje yaptığımız program ne kadar sağlıklı çalışır sizce? Büyük ihtimal bilgisayarımız çöker değil mi? İşte zihnini berraklaştıramayan bir insanda da aynen böyle verim düşüklüğü gerçekleşir.
Çalışırken sadece çalışmalı, yemek yerken sadece yemek yemeli, düşünürken sadece düşünmeli, üretirken sadece üretmeliyiz. Bölünmüşlük zihnimizin düşmanıdır.
Çoğu insan travmalarıyla barışmış değildir. Bu yüzden kendiyle baş başa kalamaz. Acı çeker. Kendiyle baş başa kalmamak için işten veya okuldan eve gelir gelmez televizyonu, bilgisayarı açar, bir içeriği yüksek sesle oynatır. O esnada izlemeyecek olsa bile arka planda birtakım sesler olsun ister. Çünkü bu onu kendisiyle baş başa kalmaktan kurtarır. Bunun farkında olmalıyız arkadaşlar.
Zihnimiz anda kalmalıdır. Vücudumuzdaki kaslar gibi soyut kaslarımız vardır beyinde. Mesela “kontrol kası”. Günümüzdeki büyük insanlık problemlerinden birisi her durumu kontrol etme istencidir. Bu yüzden sosyal şartlanma ile kontrole odaklanırız. Her şeyi obsesifçe düşünür ve takarız. Sizden bu konuda beklentim aklınıza kötü bir senaryo geldiğinde; örneğin “Şu karşıdaki insanlar güvenilir tiplere benzemiyor, telefonumu çantama alayım” gibi bir düşünce geldiğinde, bu eylemi yapın ama sonrasında bu düşünce için beyninize teşekkür edip artık o olaya daha fazla odağınızı vermeyin. Çünkü korelasyon koordinasyonu sağlandı ve gerekli önlem alındı. Zihninizi orada tutarsanız yapıyor olduğunuz işe odaklanamazsınız.
Anda kalabilmek için her gün en az 10 dakika meditasyon yapmanız size yardımcı olacaktır. Nasıl ki her gün okumanız, haftada en az 3 gün spor yapmanız sizi yükseltecekse, her gün meditasyon da yapmanız da sizi yükseltir. Bizim gibi hayatta kendini gerçekleştirmek ve ilerlemek isteyen dostlar için bu alışkanlık kaçırılmamalıdır.
Zihnimizdeki bir diğer soyut kas (beceri) ise şudur: Bırakma kasları. Meditasyon ise bu soyut kasların spor salonudur. Yani sizin olaylardan negatif etkilenmeyip, travmaların etkisinde hüzünlü ve agresif bir zihin noktasından kararlar almayıp, rahat ve bilge bir kafa yapısına sahip olmanızı sağlar. Tabi spor salonu örneğinde olduğu gibi ilk başta zor gelecek, odağınız kolay kaybolacak, kondisyonunuz az olacak. Ama zamanla zihninizdeki bu kasları güçlendireceksiniz. Olaylara takılı kalmamayı başaracaksınız.
Bir önceki yazımda pornografi ile travma arasındaki bağlantıyı incelemiştim. Kendisiyle baş başa kalamayan insanların geçmiş travmalardan ve özgüvensizliklerinden dolayı bu acıyı hafifletecek kolay hazlara başvurduğunu söylemiştim. Peki ya zihnimizi bu geçmiş acıları affetmeye, onları geride bırakmaya, onların yükünü bir iğne gibi kendini batırmaktan ziyade onları kendinin bir parçası olarak kabullenip hayattaki yoluna devam etmeye odaklarsak? İşte gündelik meditasyonlar tam da bunu yapacak bize Neverfap sürecimizde. Günden güne güçlenecek zihnimiz.
Şimdi size Buz Adam diye anılan Wim Hof’un başlangıç seviye bir meditasyonunu öğreteceğim.
- Temiz hava alan, seni rahatsız edecek bir şeylerin olmadığı bir ortama geç, dik otur, gözlerini kapat. Önümüzdeki 20 dakika boyunca DÜŞÜNMEK YASAK. Tamamen release muscles’ı (kabullenme ve rahatlama kaslarını) çalıştıracağız, soyut olarak.
- 6 Saniye güçlü bir şekilde nefes al.
- 6 saniye o nefesi içinde tut.
- 6 saniye o nefesi ver.
- 6 saniye boş olan nefesini tut.
- Tekrar tekrar bu döngüyü devam ettir.
Video yazıdan farklıdır;