Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Relink The Flame (Sedou 12 Mezuniyet Yazısı)

SEDOU12

Neptün Yolcusu
Katılım
5 Eyl 2024
Mesajlar
243
Tepki puanı
471
Puanları
120

Giriş​

Bu metni 90. günü aşmış olmanın mutluluğuyla yazıyorum. Aklımdakilerin hepsini kelimelere dökebilir miyim bilmiyorum ama umarım bu satırlar size de bir şekilde dokunur.

Sürecin Genel Gidişatı​

1. Hafta: İlk hafta düşündüğümden daha rahat geçti. Motivasyonum yüksekti, farkındalığım tazeydi. Planlarımı yapmıştım ve onlara bağlı kalmak kolaydı.
2. Hafta: Yavaş yavaş yoksunluk belirtileri ve libido baskısı kendini göstermeye başladı. Buna rağmen plana sadık kalabildim ve ilerleme kararlılığımı korudum.
1. Ay: Ruh halim giderek sabitlenmeye başladı. Libidom artık daha kontrol edilebilir bir düzeye geldi.
45. Gün: Bu tarihten itibaren “flatline” dediğimiz evreye girmeye başladım. Ruh halim bir anda serbest düşüş yaptı. Bu düşüşü depresif hissetmekten çok, grip olmadan önceki o kırgınlık, enerji azalması gibi tarif edebilirim.
60. Gün: Flatline’dan yavaş yavaş çıkmaya başladığım dönem. Bu döneme çoşku evresi denir ama ben o çoşkuyu tam yaşayamadım. Çünkü bu süreç babamın ameliyatına denk geldi ve bir ay boyunca hayatım daha çok bu konuyla meşgul oldu.
75. Gün: Babamın ameliyat olduğu dönem. Çoşku yerini mutlak bir sakinliğe bıraktı. Ev işlerini, alışverişi, ekonomiyi üstlenmem gerekti. O dönemde ilk kez “gerçek bir erkek gibi” hissettiğim, sorumluluk alarak ayakta kaldığım zamanlardı.
90. Gün: Ruh halimin artı yönde sabitlendiği, artık kendimi daha huzurlu ve dengeli hissettiğim bir dönem oldu.

Sürecin Etkileri​

Enerji:
Bu süreçte enerjimde ciddi bir toparlanma yaşadım. PMO öncesinde benim doğamda olan hafif yüksek ama stabil bir enerji seviyem vardı. Normalde enerjim uçlara gitmez, daha çok dingin bir artı-eksi dengesi içinde olurdu. Fakat bağımlılık bu dengeyi bozmuştu; beni sürekli zıt kutuplara savuran, ayarsız bir enerjiye çevirmişti. Şimdi ise yeniden kendi doğal dengeme ulaştım.

Odaklanma:
Odaklanma gücüm belirgin şekilde arttı. Önceden zorlandığım yazıları okuyup anlamakta, uzun dizileri takip etmekte veya derslere dikkatimi vermekte zorlanırdım. Şimdi ise daha rahat okuyabiliyor, zorlayıcı içerikleri sindirebiliyor ve derslere odaklanarak verimli çalışabiliyorum.

Sosyal İlişkiler ve Özgüven:
Bu süreçte sosyal olarak genel anlamda daha stabil hale geldim. Ufak tefek pürüzleri giderebildim ve iletişimimde daha net oldum. Ayrıca rastgele insanlarla konuşurken kendimi daha rahat hissetmeye başladım. Eskiden tereddüt edeceğim veya kaçınacağım ortamlarda şimdi daha doğal davranabiliyorum.

Uyku ve Fiziksel Sağlık:
Süreç boyunca uyku kalitem belirgin şekilde arttı. Bununla birlikte sabah enerjim de yükseldi; artık sabahları asla yorgun uyanmıyorum. Cilt sağlığımda büyük bir değişiklik olmadı çünkü zaten çok sorunlu bir cildim yoktu. Sadece kafamdaki egzama, muhtemelen yoğun stresli dönemin etkisiyle bir ara arttı.
Bir de şu dikkat çekici örneği yaşadım: Geçen hafta hasta oldum ama iyileşmem sadece 2 gün sürdü. Beni hasta eden oda arkadaşlarım hâlâ toparlanamazken benim bağışıklığımın bu kadar hızlı tepki vermesi süreçte kazandığım genel sağlığın bir göstergesi oldu.

Akademik ve Üretkenlik:
Bu alanda çok belirgin kazanımlar yaşamadım. Derslerimdeki ve üretkenliğimdeki asıl sorunların daha çok lise dönemimden kalma psikolojik meselelerle bağlantılı olduğunu fark ettim. Ancak bu süreç bana önemli bir şey kazandırdı: O sorunların üzerine gitmeye, onları aşmaya ve gerekirse yüzleşmeye dair cesareti ve zihinsel netliği elde ettim.

Psikolojik Etkiler:
Lise döneminden kalma, yıllardır peşimi bırakmayan sorunlarım vardı. Aslında son iki yıldır bir değişim sürecinin içindeydim fakat bu süreç bana o değişimi tamamlamak için gerekli içgörüyü kazandırdı. Artık o sorunları nihai olarak geride bırakabileceğime dair güvenim var.

Yaşadığım Yoksunluk Belirtileri​


Süreç boyunca çeşitli yoksunluk belirtileri yaşadım. Bunlar arasında:

  • Düşük ruh hali
  • Enerjisizlik
  • Zevk alamama
  • Odaklanmada azalma
  • Beyinde kasılma hissi
  • Baş ağrıları
  • Uyku sorunları
  • İştahın artması veya azalmas gibi fiziksel ve zihinsel etkiler öne çıktı. Bu belirtiler zaman zaman motivasyonumu zorladı, ancak plana sadık kalarak ve süreçten kazandığım farkındalıkla üstesinden geldim.

Tavsiyeler​

  1. Kendinize önemli bir meşguliyet bulun:
    Benim için ev tadilatları, babamın hastalığı ve diğer yoğunluklar bu rolü oynadı. Bu tür meşguliyetler, dikkatinizi başka yöne çekerek sürece odaklanmanıza yardımcı olur.
  2. Planlı ve düzenli ilerleyin:
    Günlük takip çok önemli. Forumda günlük açmak veya ChatGPT gibi araçlarla ilerlemenizi kaydetmek motivasyonu artırır.
  3. Kendinizi sık sık gözlemleyin:
    Düşüncelerinizi, davranışlarınızı ve tepkilerinizi not edin. Zamanla belirli kalıplar (paternler) göreceksiniz ve bu farkındalık, onları yönetmenize ve süreci daha bilinçli geçirmenize yardımcı olur.

2. Kısım – Yolculuk / Hikâye

Geçmiş – Çocukluk​

Çocukluğum aslında oldukça sıkıntılı geçti. Hem sık sık hastalanıyordum hem de sosyal problemlerim vardı. Özellikle çekingen yapım çevremde fark ediliyordu
2.sınıfta ailem beni bu çekingenliğimden biraz olsun çıkarmak için satranç kursuna yazdırdı. Satrançla tanışmam hayatımda önemli bir dönüm noktası oldu. Yanlış hatırlamıyorsam üçüncü ayımda ilk turnuvama katıldım. İlk maçımda şehrimin birincisiyle oynadım. Çok ezici bir mağlubiyet değildi ama benim için oldukça aşağılayıcı hissettirmişti. Buna rağmen orada başka bir şey fark ettim: onaylanmanın tadı. O kadar güçlü bir rakibin karşısında belli bir süre dayanabilmiş olmam çevrem tarafından takdir edilmişti. Bu his bana güçlü bir motivasyon verdi ve satrançla uzun süre devam ettim.
Çocukluğumun başka bir tarafında ise zorbalık vardı. Zayıf olmam, fiziksel özelliklerim (örneğin belirgin adem elması) nedeniyle hem sözlü hem de fiziksel zorbalığa maruz kalıyordum. Fakat bütün bu zorluklara rağmen değişmeyen tek şey derslerdeki başarım oldu. Sınıfta her zaman ilk 3 arasında, okulda ise ilk 20 içinde yer alıyordum. Hatta ara sıra Türkiye derecelerim bile çıkıyordu.

Geçmiş – 8. Sınıf​

8.sınıf benim için adeta “prime” yılım sayılabilir. Akademik olarak çok başarılıydım; okulumda ilk 10’un içindeydim ve sınav dönemlerinde sınıf arkadaşlarımın benden yardım almak için kapımda sıraya girdiği zamanlar olurdu.​

Sosyal açıdan da oldukça güçlü bir dönemdi. Sayısız arkadaşım, sevdiğim bir kız ve hatta hayranlık duyan birçok insan vardı. Kendimi okulda değerli ve merkezde hissediyordum.

Satranç açısından ise bu yıl bir dönüm noktası oldu. LGS hazırlıkları nedeniyle satrancı bırakma kararı aldım. Ancak öncesinde okulumun satranç takımının kurulmasında önemli bir rol oynamıştım. Takımın hem ikinci antrenörü hem de kaptanıydım. O yıl okula en büyük satranç başarılarını kazandırmıştık.

Fakat bu yılın başka bir gölge tarafı da vardı. 8. sınıf, aynı zamanda benim PMO ile tanıştığım ve bu alışkanlığın hayatıma girdiği dönem oldu.


Geçmiş – Lise Dönemi​

Liseye aslında mükemmel bir ivmeyle başlamıştım. Ancak önce yurtta kalmak, ardından pandemi süreci beni ciddi şekilde sarstı. Yaptığım hatalar ve üst üste gelen talihsizlikler, zamanla beni zayıflattı.
11.sınıfa geldiğimde durumum oldukça kötüydü. Çevremde güvenebileceğim insan sayısı bir elin parmağını geçmiyordu. Akademik başarım düşüşe geçmişti. Aynı zamanda PMO ve Instagram bağımlılığım iyice ilerlemişti. Ortaokuldan beri unutamadığım platonik bir ilişki de potansiyel tüm ilişkilerimi gölgeledi.
Asıl çöküş ise 12. sınıfta geldi. Derslerde rezil bir performans, çevremle sürekli çatışmalar, hem fiziksel hem psikolojik sağlığımda bozulmalar derken YKS’de istediğim performansı veremedim. Lise, güçlü bir başlangıç yapmama rağmen düşüşle kapanan bir dönem oldu.

Geçmiş – Üniversitenin İlk Yılı​

Üniversitenin ilk yılına kötü bir ruh haliyle başladım. Ancak zamanla ortama alıştıkça, arkadaş edindikçe bu duygular hafifledi. Dersler açısından hâlâ iyi durumda değildim, fakat bazı küçük iyileşmeler yok değildi.
Bu dönemin en önemli tecrübelerinden biri ise ilk ilişkim oldu. Kısa sürmesine ve muhtemelen aldatılmış olmama rağmen, bu deneyim benim için değerliydi. Çünkü sonrasında karşı cinsle iletişimimde daha olgun bir bakış açısı kazanmamı sağladı.

Sürecin Öncesi – Üniversite 2. Sınıf​

Üniversitenin ikinci yılına geldiğimde artık Neverfap süreçlerime başlamıştım. Bu dönemde sık sık denemeler yaptım; kimi zaman tükendiğimde ara verdim, sonra tekrar denedim.

Akademik açıdan bakıldığında derslerimde bazı iyileşmeler oldu, başarılarım artmaya başladı. Fakat aynı anda başka alanlardaki sorunlar derinleşip adeta kronikleşti. Sosyal çevremle ilişkilerim tamamen kopmamış olsa da sürekli bir çatışma ve istikrarsızlık vardı.

Bu dönemin ana teması ise yalnızlıktı. Adeta dibine kadar yalnızlığı yaşadığım bir dönemdi. İçsel boşluklar, çevreyle mesafe ve bağımlılıkla mücadele arasında sıkışıp kalmıştım.

Sürecin İçi – 90 Gün​


90 günlük sürece geldiğimde, bu dönemi önceki denemelerimden farklı kılan bazı şeyler vardı. Öncelikle daha önceki girişimlerimden gelen tecrübelerim vardı; neyin işe yaradığını, nerede tökezlediğimi az çok biliyordum. Bunun yanında iç dünyamda ciddi değişimler olmuştu. Okuduklarım, izlediklerim, yaptığım sorgulamalar, kendi kendimle yaptığım uzun konuşmalar, hatta oynadığım bazı oyunlar bile bana yeni bakış açıları kazandırmıştı.


Bu süreçte en önemli farklardan biri de kendi ritmimi bulmam oldu. İçsel döngülerimi, hangi anlarda güçsüz, hangi anlarda daha kararlı olduğumu fark etmeye başladım. Kendimi sık sık sorguladım: “PMO’yu neden yapıyorum, altında yatan asıl ihtiyaç ne?” Bu sorgulamalarla birlikte iç dünyam sürekli gelişti. Kendimi daha iyi tanımaya, sorunlarımı daha derinlemesine irdelemeye başladım.

Adeta yıllardır üstünü kapattığım bir bataklığın içinde olduğumu fark ettim. Ama bu kez o bataklığı tanıdım, adını koydum ve ondan çıkış yollarını görmeye başladım. Yoğun hayat akışımın da verdiği destekle, bu bataklıktan adım adım çıkarak 90. güne ulaştım.

Gelecek​


Artık bataklıktan çıktım. Beni oradan çıkaran güç, bugün benimle. Bu gücü kullanarak kronikleşmiş sorunlarımı çözmek ve daha iyi bir hayata yelken açmak istiyorum. Bunun için bu yazıdan sonra somut planlamalar yapmaya başlayacağım.
Bundan sonraki hedefim, sadece gelişime, huzura ve tatmin olduğum bir hayat yaşamaya odaklanmak. 90 gün bana bunun mümkün olduğunu gösterdi. Artık geriye dönüş değil, ileriye doğru adımlar atma zamanı.
DİP NOT:
Lise dönemini daha detaylı anlattığım konu bu
İçimdeki Umutsuzluk Kuyusu

Metin chatgpt ile düzenlendi anlatının samimiyetini bozuyor biraz ama derli toplu olması için kullanmam gerekti.Konu adı Dark Souls taki "First Flame" den geliyor

"Gwyn, Lord of Cinder" in hem ona gücünü veren lord soulsu bulduğu hemde devam etmesi için kendi ruhunu feda ettiği kutal alev​

bu hem bana güç veren hemde yönetemediğim için düşmeme sebeb olan testestorona bir gönderme.
 
Son düzenleme:
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst