Orijinal metin:

Londra Brunnel Üniversitesi'nin yaptığı çalışma gösteriyor ki aktif erkeklerdeki sosyal medya kullanımı onları daha çok vücudundan endişeli yapıyor, görünüşleriyle ilgili negatif hisler üretiyor ve daha fazla kas arzularını arttırıyor.

Dünya genelinde 5 milyar kullanıcıdan fazlasıyla sosyal medya gündelik hayata entegre edildi. O kullanıcıların aktif olarak gönderilerle etkileşime girmesini ya da zevklerine göre pasif bir şekilde internette gezinmelerini sağlayarak çabucak insanları içerikle ve ağlarla birbirine bağlıyor. Sayısız profille, hedefe yönelik reklamlarla ve tavsiye edilen içeriklerle kullanıcılar idealize edilmiş vücutlar ve yaşam tarzlarıyla yıkanmış algoritmalarla dolu kasti bir dünyayla iç içe.

Erkek vücut imajı endişeleri son yıllarda arttı, özellikle sosyal medyanın yükselişiyle, ve son zamanlarda Amerika'daki YouGov anketi gösteriyor ki erkeklerin %42'si spesifik bir vücut imajına sahip olmasına dair baskı hissederken %56'sı medyanın ulaşılamaz vücut imajı reklamı yaptığını hissetti.

Araştırmayı yürüten ve Brunnel Üniversitesi'nde doktora araştırmacısı olan Mr Chris Bell "Şimdiye kadar vücut imajı araştırmaları ağırlıklı olarak kadınlara odaklandı,ve daha erkeklere özgü bir araştırmaya ihtiyaç var," diye açıkladı. "Erkek vücut imajı endişeleri son yüzyılda artışta, özellikle sosyal medya yaygınlaştığından beri," diye ekledi.

Genişletmek için tıklayın ...

Mr Bell vücut imajı endişelerinin kaslılığın yüksek seviyedeki önemine işaret ettiğini açıkladı ve fiziksel olarak aktif erkeklerin kaslarını artırmalarına dair yüksek hırslarından dolayı vücut imajı tehditlerinden daha büyük tehlike altında olduklarına inanıyor.

New Media & Society'de yayınlanan araştırmasında Birleşik Krallık'taki 18 ile 50 yaşları arasındaki 224 fiziksel olarak aktif erkek aktif ve pasif sosyal medyanın vücut imajıyla nasıl alakalı olduğunu araştırmak için teste tabi tutuldu. Katılımcılar Birleşik Krallık'ta yetişkin erkeklerin en çok kullandığı en popüler olan uygulamalar olan Facebook'tan ve Instagram'dan seçildi ve katılımcılar en az haftada bir fiziksel olarak aktif kişilerden olmalıydı.

Mr Bell,"Aktif sosyal medya kullanımı katılımcıların ne sıklıkla diğerlerinin içerikleriyle mesajlar, beğeniler ve yorumlar aracılığıyla etkileşime girdiği hakkında çoklu seçenek sorularla tanımlanmıştı" diye açıkladı. "Aynı zamanda sosyal gezinme olarak bilinen pasif kullanım kullanıcıların gezinme alışkanlıklarını keşfetmek için dört çoklu seçenek sorusuyla ölçüldü. Bu haber akışlarını ve arkadaşlarının, ünlülerin ve influencerların içeriklerine ne sıklıkla göz gezdirdiklerini de içerdi."

Her soru için kullanıcılar "Hiçbir zaman"dan "Çok sık"a kadar uzanan seçenekleri seçti ve her seçenek 1'den 5'e kadar skor değerine sahipti. Skor ne kadar yüksekse kullanıcılar o kadar sık sosyal medyayla etkileşim halindeydi.

Sosyal medya kullanımıyla ilgili soruları cevapladıktan sonra, kullanıcılar kaslılık için azimlerinin yanı sıra dış görünüşlerinin önemi (birisinin ne kadar çok kendi dış görünüşünden haberdar olması) ve dış görünüşlerinin psikolojik önemini (vücut tatmini, ve birisinin kendi görünüşünü olumlu ya da olumsuz değerlendirmesi) belirlemek için çoklu seçenekli bir dizi soruyu cevapladı. Mr Bell, "Fiziksel benliklerinden dolayı ortaya çıkan hislerinin yanı sıra dış görünüşlerinin bilinçlilik farkındalıklarına ne sıklıkla geldiğini araştırarak vücut imajının her iki etkisini de çalışabildim," diye açıkladı.

"Sonuçlar gösterdi ki yüksek sosyal medya kullanımı, özellikle de pasif gezinme, katılımcıların görünüşlerinin farkındalığının artmasıyla ve daha fazla kaslı fiziğe sahip olmaya dair azimleriyle bağlantılıydı," diye açıkladı. "İçerikleri sıklıkla beğenen ve onlara yorum yapan, yani aktif sosyal medya kullanıcısı katılımcıların vücutlarından daha az tatmindi ve dış görünüşleri hakkında artan seviyede olumsuz hislere sahiplerdi."

Genişletmek için tıklayın ...

Mr Bell bu çalışmanın sosyal medyanın erkek vücut imajını nasıl etkileyebileceğini açıklayacağına inanıyor. "Bu çalışma bu ilişkinin erkeklerde nasıl çalışabileceğine dair detaylar sunuyor ve erkeklerdeki sosyal medya kullanımının negatif vücut imajına ve vücutla ilgili davranışlara katkıda bulunacağına dair görüşler sunuyor."

Profesyonel iş gereği yani içerik üretici değilseniz ve kendi işinizin tanıtımı sosyal medyada dönmüyorsa bu iki mevzuya da sahip olmayıp sosyal medya kullanan erkeklerin ilgi açlığı çektiğine yemin edebilirim ancak kanıtlayamam. Ben fazlasıya feminen buluyorum. Belki yaşım gereği anlayamıyorumdur ama kesinlikle uygun görmüyorum.

oldschool' Alıntı:

Profesyonel iş gereği yani içerik üretici değilseniz ve kendi işinizin tanıtımı sosyal medyada dönmüyorsa bu iki mevzuya da sahip olmayıp sosyal medya kullanan erkeklerin ilgi açlığı çektiğine yemin edebilirim ancak kanıtlayamam. Ben fazlasıya feminen buluyorum. Belki yaşım gereği anlayamıyorumdur ama kesinlikle uygun görmüyorum.

Genişletmek için tıklayın ...

Çok haklısın abi. Saatlerce oturup düşüncelerimle baş başa kalmayı saatlerce sosyal medyada gezinmeye tercih ederim ki zaten sosyal medyada amaçsız gezinmek genelde kadınların yaptığı bir şeydir.

Bugün bu tür erkekler hakkında ne söylenmiş diye araştırırken "FemaleDatingStrategy" adlı bir subredditte (ki oldukça erkek düşmanı bir forumdur) bu soru sorulmuş ve herkes IG'de saatlerce aktif olan (eski) erkek arkadaşlarından bahsetmişler "Durmadan kadınlara mesaj atıyordu," diye.

---

Kendimden örnek verecek olursam: Büyük sosyal medya uygulamalarının (Big Tech) hiçbirini kullanmıyorum. Kullandığım zamanlar oldu ama bana hiçbir yararı olmadığı gibi fazlasıyla zararı oldu. Şimdiyle o zaman arasındaki fark ise o zamanlar kendime hiç saygı duymayan ve depresif takılan biriyken şimdi kendimi daha çok seviyorum ve kendimi kimseyle kıyaslamıyorum (burada senin de gönderisine yorum yaptığın birine ben de tepki gösterdim hatta, "Çok fazla sosyal medyada kaldığın için sosyal medyanın ne dediğini çok önemsiyorsun," diye).

SlaveToMaster' Alıntı:

Çok haklısın abi. Saatlerce oturup düşüncelerimle baş başa kalmayı saatlerce sosyal medyada gezinmeye tercih ederim ki zaten sosyal medyada amaçsız gezinmek genelde kadınların yaptığı bir şeydir.

Bugün bu tür erkekler hakkında ne söylenmiş diye araştırırken "FemaleDatingStrategy" adlı bir subredditte (ki oldukça erkek düşmanı bir forumdur) bu soru sorulmuş ve herkes IG'de saatlerce aktif olan (eski) erkek arkadaşlarından bahsetmişler "Durmadan kadınlara mesaj atıyordu," diye.

---

Kendimden örnek verecek olursam: Büyük sosyal medya uygulamalarının (Big Tech) hiçbirini kullanmıyorum. Kullandığım zamanlar oldu ama bana hiçbir yararı olmadığı gibi fazlasıyla zararı oldu. Şimdiyle o zaman arasındaki fark ise o zamanlar kendime hiç saygı duymayan ve depresif takılan biriyken şimdi kendimi daha çok seviyorum ve kendimi kimseyle kıyaslamıyorum (burada senin de gönderisine yorum yaptığın birine ben de tepki gösterdim hatta, "Çok fazla sosyal medyada kaldığın için sosyal medyanın ne dediğini çok önemsiyorsun," diye).

Genişletmek için tıklayın ...

Bununla birlikte pmo döngüsündeyeken sosyal medya kullanımımım da ciddi anlamda artıyor. Basit dopamin arayışı çünkü. İş yerinde gidip pmo yapacak halin yok veya bi toplu taşımada, bunun yerine daha az da olsa dopamine ihtiyaç var ve boş beleş şeyler izleme isteği gelebiliyor. Ama bu bir sistem arızası.

Şöyle aslında, sen pmo döngüsüne değil pm döngüsüne giriyordum. Bu da en tehlikelisi. En çok bu tahribat veriyor. Ama ne kadar tahribat verirse versin sizlere şunu söyleyebilirim, çok uzun ve ağır bağımlılık süreniz de olsa devam ettikçe pes etmedikçe her süreç daha da kolaylaşıyor.

Mesela bu son sürecimde bir kez bile kriz vesaire gelmedi. Çükü bu hapishaneden ilk kaçışım değil kaçtıktan sonra hangi yolların tehlikeli, hangi yollarda yırtcı hayvanlar var, hangi yolda çamur hangisinde diken var biliyorum. Defalarca hapishaneden kaçmış adam, bir daha o yola çıktığında gidip de çamurlu yola girmez.

oldschool' Alıntı:

Bununla birlikte pmo döngüsündeyeken sosyal medya kullanımımım da ciddi anlamda artıyor. Basit dopamin arayışı çünkü. İş yerinde gidip pmo yapacak halin yok veya bi toplu taşımada, bunun yerine daha az da olsa dopamine ihtiyaç var ve boş beleş şeyler izleme isteği gelebiliyor. Ama bu bir sistem arızası.

Şöyle aslında, sen pmo döngüsüne değil pm döngüsüne giriyordum. Bu da en tehlikelisi. En çok bu tahribat veriyor. Ama ne kadar tahribat verirse versin sizlere şunu söyleyebilirim, çok uzun ve ağır bağımlılık süreniz de olsa devam ettikçe pes etmedikçe her süreç daha da kolaylaşıyor.

Mesela bu son sürecimde bir kez bile kriz vesaire gelmedi. Çükü bu hapishaneden ilk kaçışım değil kaçtıktan sonra hangi yolların tehlikeli, hangi yollarda yırtcı hayvanlar var, hangi yolda çamur hangisinde diken var biliyorum. Defalarca hapishaneden kaçmış adam, bir daha o yola çıktığında gidip de çamurlu yola girmez.

Genişletmek için tıklayın ...

Yeterli bilinci kazandıktan sonra hiç krize girmeden mezun olmak ve sonrasında da devam etmek mümkün yani. Doğru mu anladım çünkü kriz gelmedikçe acaba gelince atlatabilecek miyim endişesi oluyor ama temelde yaptığım şey kriz oluşmasına fırsat vermemek zaten

Anonym1i' Alıntı:

Yeterli bilinci kazandıktan sonra hiç krize girmeden mezun olmak ve sonrasında da devam etmek mümkün yani. Doğru mu anladım çünkü kriz gelmedikçe acaba gelince atlatabilecek miyim endişesi oluyor ama temelde yaptığım şey kriz oluşmasına fırsat vermemek zaten

Genişletmek için tıklayın ...

Kesinlikle.

Krizin gelmesi zorunlu değildir. Beyin yeni ödül yollarını kullanmaya başladıkça, eski yollar pasifleşir. Kullanılmayan nöral yollar zayıflar, yeni alışkanlıklar güçlenir.

Tecrübeli kişi şu şekilde hareket eder;

-Tetikleyicilerden uzak duruyorsun,
-Doğru alışkanlıklar inşa ediyorsun,
-Kendini yeniden yapılandırıyorsun.


Bu sayede kriz “oluşmadan engelleniyor.”
Ve bu en sağlıklı süreçtir.

“İyileşme, iradeyle kriz bastırmak değil; sistemle krizin gelmesine izin vermemektir.”



Dolayısıyla senin o “acaba kriz gelirse dayanabilir miyim?” korkun,
eski sistemin sana bıraktığı gölge bir refleks.

Özetlersek;
Evet, hiç büyük kriz yaşamadan mezun olmak mümkündür.

Bu, bastırma değil; beyni yeniden eğitmenin sonucudur.

Ve senin yaptığın şey de tam olarak budur: krizi değil sistemi yönetmek.

Bu yukarıda anlattığım sistemle ilerlersen sıfor korku ile süreci keyifle yönetirsin,
çünkü artık krizle savaşan değil, krize yol vermeyen bir sistemin var.

Aslında hani diyoruz ya kolay dopamine alışan beyin o nöral yolları ezberliyor, bu da bizi bağımlı yapıyor.


Aynı sistemi bu sefer tersine kullanıyoruz. Daha öncedbn bu bağımlılıktan kurtulan beyin tekrar tuzağa düşse de daha önce kurtulduğu yolları hatırlayıp çok daha kolay kurtulabiliyor. Aynı sistem ama bu sefer bizim için çalışan.

O yüzden kendinize kızmayın, bunu siz yapmadınız sadece bir sistem arızası. Uzman bir yazılımcı gibi programda hata varsa gidip bilgisayarı kapatmaz. Açar yazılımı hataları görür düzeltir programı çalıştırır.

oldschool' Alıntı:

Kesinlikle.

Krizin gelmesi zorunlu değildir. Beyin yeni ödül yollarını kullanmaya başladıkça, eski yollar pasifleşir. Kullanılmayan nöral yollar zayıflar, yeni alışkanlıklar güçlenir.

Tecrübeli kişi şu şekilde hareket eder;

-Tetikleyicilerden uzak duruyorsun,
-Doğru alışkanlıklar inşa ediyorsun,
-Kendini yeniden yapılandırıyorsun.


Bu sayede kriz “oluşmadan engelleniyor.”
Ve bu en sağlıklı süreçtir.

“İyileşme, iradeyle kriz bastırmak değil; sistemle krizin gelmesine izin vermemektir.”



Dolayısıyla senin o “acaba kriz gelirse dayanabilir miyim?” korkun,
eski sistemin sana bıraktığı gölge bir refleks.

Özetlersek;
Evet, hiç büyük kriz yaşamadan mezun olmak mümkündür.

Bu, bastırma değil; beyni yeniden eğitmenin sonucudur.

Ve senin yaptığın şey de tam olarak budur: krizi değil sistemi yönetmek.

Bu yukarıda anlattığım sistemle ilerlersen sıfor korku ile süreci keyifle yönetirsin,
çünkü artık krizle savaşan değil, krize yol vermeyen bir sistemin var.

Aslında hani diyoruz ya kolay dopamine alışan beyin o nöral yolları ezberliyor, bu da bizi bağımlı yapıyor.


Aynı sistemi bu sefer tersine kullanıyoruz. Daha öncedbn bu bağımlılıktan kurtulan beyin tekrar tuzağa düşse de daha önce kurtulduğu yolları hatırlayıp çok daha kolay kurtulabiliyor. Aynı sistem ama bu sefer bizim için çalışan.

O yüzden kendinize kızmayın, bunu siz yapmadınız sadece bir sistem arızası. Uzman bir yazılımcı gibi programda hata varsa gidip bilgisayarı kapatmaz. Açar yazılımı hataları görür düzeltir programı çalıştırır.

Genişletmek için tıklayın ...

Teşekkür ederim sevindim bu cevaba. Belki günlüğüme denk geldiysen görmüşsündür şuan zaten senin dediğin gibi bi sistemden ilerliyorum. - Pmo yerine farklı yararlı alışkanlıklar koydum. -Tetikleyici olabilecek herşeyi kaldırdım. - Mentalimi güçlendirdim ve hala güçlendiriyorum. Bu 3 madde çok temel ve olmazsa olmaz. Herkese tavsiye ederim

Anonym1i' Alıntı:

Teşekkür ederim sevindim bu cevaba. Belki günlüğüme denk geldiysen görmüşsündür şuan zaten senin dediğin gibi bi sistemden ilerliyorum. - Pmo yerine farklı yararlı alışkanlıklar koydum. -Tetikleyici olabilecek herşeyi kaldırdım. - Mentalimi güçlendirdim ve hala güçlendiriyorum. Bu 3 madde çok temel ve olmazsa olmaz. Herkese tavsiye ederim

Genişletmek için tıklayın ...

Günlükler ana sayfaya düşmüyor. Ama profiline girip okuyacağım.

Tebrik ederim dostum doğru yoldasın bu şekilde devam ettiğin sürece her gün çok daha kolaylaşacak.