Neredeyse tertemiz bir 30 günü geride bıraktım. Hiç por. izlemedim, neredeyse hiç mast. yapmadım. Ve hala da beni zorlayacak düzeyde cinsel istek yok. Peki nasıl mı başardım? Cevap : Smaug’u uyandırmadım 
Öncelikle 30 günü geçmeyi kafama koydum. Çünkü işimde beyin sisi beni çok kötü etkiliyor ve geri zekalı gibi görünmeme neden oluyordu. Ayrıca insan ilişkilerim zarara uğruyor ve kendimi savunamayan bir insan olduğum için başkalarının gözünde ezik olarak görünüyor ve kullanılıyordum. O yüzden hiç işi savsaklamadan, boşu boşuna “edging” yapıp süreci hem geriye götürüp hem de tehlikeye düşürmeden ilerlemem gerekiyordu.
İkinci olarak hiç kasmadım. Tavsiye etmiyorum ama bolca bilgisayar oyunu oynadım, aşırıya kaçmadan şekerli şeyler de yedim. Ve bunların olumsuz etkisi olarak sürecin olumlu etkilerinin biraz daha geriden geldiğini gördüm… Stres seviyemi genel itibariyle düşük tutmaya çalıştım. Birisi beni kıracak bir şey söylediğinde, birine çok öfkelendiğimde içime attım, kimseyle tartışmaya girmedim. Çünkü biliyordum ki öfkemi açığa çıkardığımda kontrol edemeyecek, tartışmaya girdiğimde haksız çıkacaktım. Böyle yaptığım için de genel olarak pişman değilim.
Uçüncü ve en önemlisi Smaug’u uyandırmadım. Smaug’u bilirsiniz, hani şu Hobbit filmindeki meşhur dev ejderha. Altınlar içerisinde derin derin uyuyan… 2,5 senelik Nofap sürecim bana şunu öğretti. Aslında bizim cinsel isteğimiz sandığımız kadar fazla değil. Bence cinsel isteğin iki kaynağı var. Biri içten gelen istek, diğeri dıştan getirilen istek. Biz aslında isteğin çoğunu dışardan içeriye getiriyoruz. Ve içimizde uyuyan devi uyandırıyoruz. Sonra da onunla başa çıkamıyoruz. Aslında içten gelen cinsel istek genel itibariyle başa çıkabileceğimiz düzeyde… Ben bu sürecimde dıştan gelen cinsel isteği içeri almayarak Smaug’u uyandırmamış oldum. Yani hiç por. veya por.ografik görsel bakmadım. Tabi ki tamamen masum değildim, çarşıda pazarda gözümün kaydığı oldu ama bunlarda da abrtmamaya çalıştım. Dışardan aldığım ve içerde olan cinsel istek tolore edebileceğim düzeydeydi…
Ayrıca neredeyse hiç cinsel organımla oynayıp masturb. yapmadım. Eğer bir bağımlılığı bırakmak istiyorsanız onu sanki daha önce hiç tatmamış gibi davranmanız ve beyne bu duyguyu unutturmanız gerekiyor. Bağımlılıklarla saplantılı aşklar arasında çok benzerlikler vardır. Eğer aşık olduğunuz kızı unutmak istiyorsanız resimlerine bakmayacaksınız, aklınıza geldiğinde başka şeyler düşünmeye çalışacaksınız, onu hatırlatan, yaranızı deşen müzikler dinlemeyeceksiniz. Aynı şekilde bu bağımlılıkta da pmo yu bırakmak istiyorsanız tadımlık da olsa almayacaksınız.
Yapmanız gereken şu olsun. Kendinize hiç pmo yapmadan geçirebileceğiniz bir hedef gün belirleyin ve o güne ulaştığınızda ilerleyebiliyorsanız ilerlemenize devam edin. Sabrınız tükendiğinde de abartmadan ve cheaser effect’e kapılmadan adam gibi ihtiyacınızı görün. Sonra daha ileri bir hedef koyun.
Ve Smaug’u uyandırmayın.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz.
Giriş yapın veya üye olun.
Öncelikle 30 günü geçmeyi kafama koydum. Çünkü işimde beyin sisi beni çok kötü etkiliyor ve geri zekalı gibi görünmeme neden oluyordu. Ayrıca insan ilişkilerim zarara uğruyor ve kendimi savunamayan bir insan olduğum için başkalarının gözünde ezik olarak görünüyor ve kullanılıyordum. O yüzden hiç işi savsaklamadan, boşu boşuna “edging” yapıp süreci hem geriye götürüp hem de tehlikeye düşürmeden ilerlemem gerekiyordu.
İkinci olarak hiç kasmadım. Tavsiye etmiyorum ama bolca bilgisayar oyunu oynadım, aşırıya kaçmadan şekerli şeyler de yedim. Ve bunların olumsuz etkisi olarak sürecin olumlu etkilerinin biraz daha geriden geldiğini gördüm… Stres seviyemi genel itibariyle düşük tutmaya çalıştım. Birisi beni kıracak bir şey söylediğinde, birine çok öfkelendiğimde içime attım, kimseyle tartışmaya girmedim. Çünkü biliyordum ki öfkemi açığa çıkardığımda kontrol edemeyecek, tartışmaya girdiğimde haksız çıkacaktım. Böyle yaptığım için de genel olarak pişman değilim.
Uçüncü ve en önemlisi Smaug’u uyandırmadım. Smaug’u bilirsiniz, hani şu Hobbit filmindeki meşhur dev ejderha. Altınlar içerisinde derin derin uyuyan… 2,5 senelik Nofap sürecim bana şunu öğretti. Aslında bizim cinsel isteğimiz sandığımız kadar fazla değil. Bence cinsel isteğin iki kaynağı var. Biri içten gelen istek, diğeri dıştan getirilen istek. Biz aslında isteğin çoğunu dışardan içeriye getiriyoruz. Ve içimizde uyuyan devi uyandırıyoruz. Sonra da onunla başa çıkamıyoruz. Aslında içten gelen cinsel istek genel itibariyle başa çıkabileceğimiz düzeyde… Ben bu sürecimde dıştan gelen cinsel isteği içeri almayarak Smaug’u uyandırmamış oldum. Yani hiç por. veya por.ografik görsel bakmadım. Tabi ki tamamen masum değildim, çarşıda pazarda gözümün kaydığı oldu ama bunlarda da abrtmamaya çalıştım. Dışardan aldığım ve içerde olan cinsel istek tolore edebileceğim düzeydeydi…
Ayrıca neredeyse hiç cinsel organımla oynayıp masturb. yapmadım. Eğer bir bağımlılığı bırakmak istiyorsanız onu sanki daha önce hiç tatmamış gibi davranmanız ve beyne bu duyguyu unutturmanız gerekiyor. Bağımlılıklarla saplantılı aşklar arasında çok benzerlikler vardır. Eğer aşık olduğunuz kızı unutmak istiyorsanız resimlerine bakmayacaksınız, aklınıza geldiğinde başka şeyler düşünmeye çalışacaksınız, onu hatırlatan, yaranızı deşen müzikler dinlemeyeceksiniz. Aynı şekilde bu bağımlılıkta da pmo yu bırakmak istiyorsanız tadımlık da olsa almayacaksınız.
Yapmanız gereken şu olsun. Kendinize hiç pmo yapmadan geçirebileceğiniz bir hedef gün belirleyin ve o güne ulaştığınızda ilerleyebiliyorsanız ilerlemenize devam edin. Sabrınız tükendiğinde de abartmadan ve cheaser effect’e kapılmadan adam gibi ihtiyacınızı görün. Sonra daha ileri bir hedef koyun.
Ve Smaug’u uyandırmayın.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için üye olunuz.
Giriş yapın veya üye olun.
