jojokmo
Venüs Yolcusu
- Katılım
- 8 Şub 2021
- Mesajlar
- 26
- Tepki puanı
- 111
- Puanları
- 39
ETİĞİN ve AHLAKIN GERİCİLİK OLARAK GÖRÜLMESİ
Öncelikle bu yazıyı okuyacak olan sizlere sonsuz saygılarımı iletiyorum. Uğraşlarımız kendimizi geliştirme isteğimizle ilgili ve şüphesiz gelişen bir toplum hem kendisine faydalıdır hem de diğer nesillere ilham kaynağıdır. Bir gün bizim bıraktığımız bu ayak izleri belki de bizden sonraki nesillere dayanma gücü verir. Sizlere sonsuz teşekkürü borç bilirim.
Bugün söz istediğim ve sizin de düşüncelerinizi almak istediğim konu ''kültürsüzleştirme '' 'nin kolay ve çabuk adapte olunan bir çeşit virüs olduğu düşüncesi. Görüyorsunuz ki izlediğimiz, bazen okuduğumuz, duyduğumuz ve karıştığımız toplum herkesi belli bir kılıfa koyma çabasında. Örneğin ben iyi bir insan olmam çünkü bu imkansız, imkansız olmalı değil mi ? Nefret çağlar boyunca insanın boynundan inmeyen bir yular gibi, lakin 21.yy'da bunun psikolojik ötekileştirmeyle birleşmesiyle düşünen bir toplumda yalnızlaştırılmaya, kutuplaştırılmaya çalışılması insanları umutsuzluğa sürüklemekte.
Karmaşıklaştırmadan örnek verirsem : ben porno izlemeyen bir genç olamam, her kadınla yatmak istemeyen bir genç olamam , kadınların sürekli bi yerlerine bakmayan birisi olamam, ben okumamışsam zeki olamam, okumuş lakin ODTÜ mezunu değilsem bir işe yarayamam vs. Örneğin izlediğimiz filmlerin çoğunda erkekler 1 den fazla kadınla yatmış olmak zorunda yoksa o gerçek bir erkek değil. (Bu konuda farklı düşünceler olması karşı olduğum bir durum değil), erkeğinizin 1.90 boyunda olması şarttır yoksa ne o erkek ne de siz kadın, o telefon sende yoksa zengin değilsin, eğer şöyle değilsen yaşayamazsın vs.
Şimdi biraz eskiye dönersek.Ortak bir paydanın meselesinden buraya atıf yapalım. Bu toplumda kadın namustur. Lakin erkeğin namusu değildir, kültürümüzün, gelişmişliğimizin, soyumuzun namusudur. Tabi bunu yanlış anlayan, kendi yararına bunu kadını metalaştırmaya kullanan geri kalmış bizden olmadığını rahatça söyleyebileceğim bir sürü de insan var. Lakin nedeni anlaşılmaz bir şekilde insan bacak arasıyla beyni yer değişmiş şekilde yaşam sürmektedir. Böyle yaşamı red eden gerici, boş kafa, aptaldır. Çünkü red edilirse asla doyurulamaz zevklerin yaşanamadığı bir topluma evrilebiliriz(normal olana), bu hoş olmaz, acaba bu da bir bağımlılık değil midir?. Lakin şu an yazıya kızanlar varsa korkmasın ben yazdım diye bir şeyler değişmeyecek.
HAYATI AKVARYUMDA GEÇEN OKYANUSTAN HABERSİZ İNSANLAR
Elbette ki ben bir keşiş değilim. Hatta belki de forumun en berbat durumlarda bulunmuş kullanıcısıyım. Lakin hepimiz böyle başlamadık mı? Sevdiğimiz kadınlara şiir yazardık küçükken(96 jenerasyonu) , müslüm dinler dertlenirdik, sevince adam gibi severdik, başka kadınlara bakmazdık, delikanlı rol modellerimiz olurdu, sevdiğimiz kadına yan bakmaz baktırmazdık. Bunun ne derece güzel olduğunu bir tek ben görmüyorum değil mi? En nihayetinde uğraştığımız porno bırakma serüveni bunun üzerine kurulu. Reseptör onarımı yoluyla bir şeyler üzerine mücadele etme ruhumuzun geri kazanımı.
Lakin şimdilerde kiminle birlikte olsak, kiminle sevgili olsak onunla yatma çabamız var. Filmlerde her yaştan kadın sevgili olduğu erkekle yatmak zorunda. Ben şahsi olarak hiç cinsel ilişki yapmadım. Bir arkadaşım var sizden iyi olmasın , kendisi kadın avcısı hani şu amerikan pastası cinsinden , kendisi manken zaten ve kadınlar onunla sadece yatmak istiyor. Oda serüvenlerini sağ olsun ben anlatmasını istemediğim halde ballandıra ballandıra anlatıyor. Şimdi Porn jung diye film var izleyen izlemiştir izlemeyen izlemesin süreci bozarsınız. Orda ki karaktere kadınları tavlamasını öğreten kişi onun sevdiği hoşlandığı kızlarla çoktan yatmış oluyor. Hatta hoşlandığı kızın sex serüvenleri grup ilişkilere kadar gidiyor. Şimdi ruhunuzu dinleme moduna alın ve sevdiğiniz kadının böyle bir kadın olduğunu hayal edin.
Tamam, biz kadınlarla birlikte olmayalım lakin kadınlarla birlikte olmazsak ayrılıyorlar evlenemiyoruz zaten diyenler olacaktır. Ayrılınca hayatınız kararıyorsa, kendinize dönüp bir bakın.
Ana fikrim şu ki toplumda cinsel olarak karşı cinsle yatmaktan başka bir işe yaramayan hemcinslerimizi ve kadınları ötekileştirmezsek, onun anormal olduğunu kabul etmez ve onlarla birlikte bu kaosa devam edersek, kimsenin kimseye ait olmadığı, özelin olmadığı, derin sevginin olmadığı bir toplumda yaşarız. Birilerinin sevdiğiniz veya seveceğiniz kadına dokunma ihtimali sizi ürkütmeli. Çünkü sadece sizinle paylaşılmıyorsa siz özel değilsinizdir. Tabi bu durum karşılıklı
Biliyorum gerici geliyor yazdıklarım. Biliyorum aşırı dinci gibiymişim gibi. Peki bir soru bunu böyle düşünmenize ne sebep oluyor? Okyanusu görseydin akvaryumun camını hayatın pahasına kırardın.
Öncelikle bu yazıyı okuyacak olan sizlere sonsuz saygılarımı iletiyorum. Uğraşlarımız kendimizi geliştirme isteğimizle ilgili ve şüphesiz gelişen bir toplum hem kendisine faydalıdır hem de diğer nesillere ilham kaynağıdır. Bir gün bizim bıraktığımız bu ayak izleri belki de bizden sonraki nesillere dayanma gücü verir. Sizlere sonsuz teşekkürü borç bilirim.
Bugün söz istediğim ve sizin de düşüncelerinizi almak istediğim konu ''kültürsüzleştirme '' 'nin kolay ve çabuk adapte olunan bir çeşit virüs olduğu düşüncesi. Görüyorsunuz ki izlediğimiz, bazen okuduğumuz, duyduğumuz ve karıştığımız toplum herkesi belli bir kılıfa koyma çabasında. Örneğin ben iyi bir insan olmam çünkü bu imkansız, imkansız olmalı değil mi ? Nefret çağlar boyunca insanın boynundan inmeyen bir yular gibi, lakin 21.yy'da bunun psikolojik ötekileştirmeyle birleşmesiyle düşünen bir toplumda yalnızlaştırılmaya, kutuplaştırılmaya çalışılması insanları umutsuzluğa sürüklemekte.
Karmaşıklaştırmadan örnek verirsem : ben porno izlemeyen bir genç olamam, her kadınla yatmak istemeyen bir genç olamam , kadınların sürekli bi yerlerine bakmayan birisi olamam, ben okumamışsam zeki olamam, okumuş lakin ODTÜ mezunu değilsem bir işe yarayamam vs. Örneğin izlediğimiz filmlerin çoğunda erkekler 1 den fazla kadınla yatmış olmak zorunda yoksa o gerçek bir erkek değil. (Bu konuda farklı düşünceler olması karşı olduğum bir durum değil), erkeğinizin 1.90 boyunda olması şarttır yoksa ne o erkek ne de siz kadın, o telefon sende yoksa zengin değilsin, eğer şöyle değilsen yaşayamazsın vs.
Şimdi biraz eskiye dönersek.Ortak bir paydanın meselesinden buraya atıf yapalım. Bu toplumda kadın namustur. Lakin erkeğin namusu değildir, kültürümüzün, gelişmişliğimizin, soyumuzun namusudur. Tabi bunu yanlış anlayan, kendi yararına bunu kadını metalaştırmaya kullanan geri kalmış bizden olmadığını rahatça söyleyebileceğim bir sürü de insan var. Lakin nedeni anlaşılmaz bir şekilde insan bacak arasıyla beyni yer değişmiş şekilde yaşam sürmektedir. Böyle yaşamı red eden gerici, boş kafa, aptaldır. Çünkü red edilirse asla doyurulamaz zevklerin yaşanamadığı bir topluma evrilebiliriz(normal olana), bu hoş olmaz, acaba bu da bir bağımlılık değil midir?. Lakin şu an yazıya kızanlar varsa korkmasın ben yazdım diye bir şeyler değişmeyecek.
HAYATI AKVARYUMDA GEÇEN OKYANUSTAN HABERSİZ İNSANLAR
Elbette ki ben bir keşiş değilim. Hatta belki de forumun en berbat durumlarda bulunmuş kullanıcısıyım. Lakin hepimiz böyle başlamadık mı? Sevdiğimiz kadınlara şiir yazardık küçükken(96 jenerasyonu) , müslüm dinler dertlenirdik, sevince adam gibi severdik, başka kadınlara bakmazdık, delikanlı rol modellerimiz olurdu, sevdiğimiz kadına yan bakmaz baktırmazdık. Bunun ne derece güzel olduğunu bir tek ben görmüyorum değil mi? En nihayetinde uğraştığımız porno bırakma serüveni bunun üzerine kurulu. Reseptör onarımı yoluyla bir şeyler üzerine mücadele etme ruhumuzun geri kazanımı.
Lakin şimdilerde kiminle birlikte olsak, kiminle sevgili olsak onunla yatma çabamız var. Filmlerde her yaştan kadın sevgili olduğu erkekle yatmak zorunda. Ben şahsi olarak hiç cinsel ilişki yapmadım. Bir arkadaşım var sizden iyi olmasın , kendisi kadın avcısı hani şu amerikan pastası cinsinden , kendisi manken zaten ve kadınlar onunla sadece yatmak istiyor. Oda serüvenlerini sağ olsun ben anlatmasını istemediğim halde ballandıra ballandıra anlatıyor. Şimdi Porn jung diye film var izleyen izlemiştir izlemeyen izlemesin süreci bozarsınız. Orda ki karaktere kadınları tavlamasını öğreten kişi onun sevdiği hoşlandığı kızlarla çoktan yatmış oluyor. Hatta hoşlandığı kızın sex serüvenleri grup ilişkilere kadar gidiyor. Şimdi ruhunuzu dinleme moduna alın ve sevdiğiniz kadının böyle bir kadın olduğunu hayal edin.
Tamam, biz kadınlarla birlikte olmayalım lakin kadınlarla birlikte olmazsak ayrılıyorlar evlenemiyoruz zaten diyenler olacaktır. Ayrılınca hayatınız kararıyorsa, kendinize dönüp bir bakın.
Ana fikrim şu ki toplumda cinsel olarak karşı cinsle yatmaktan başka bir işe yaramayan hemcinslerimizi ve kadınları ötekileştirmezsek, onun anormal olduğunu kabul etmez ve onlarla birlikte bu kaosa devam edersek, kimsenin kimseye ait olmadığı, özelin olmadığı, derin sevginin olmadığı bir toplumda yaşarız. Birilerinin sevdiğiniz veya seveceğiniz kadına dokunma ihtimali sizi ürkütmeli. Çünkü sadece sizinle paylaşılmıyorsa siz özel değilsinizdir. Tabi bu durum karşılıklı
Biliyorum gerici geliyor yazdıklarım. Biliyorum aşırı dinci gibiymişim gibi. Peki bir soru bunu böyle düşünmenize ne sebep oluyor? Okyanusu görseydin akvaryumun camını hayatın pahasına kırardın.
Son düzenleme: