SDG
Yoda
- Katılım
- 23 Kas 2020
- Mesajlar
- 485
- Tepki puanı
- 1,118
- Puanları
- 160
Herkese merhabalar,
Sonunda şeytanın bacağını kırdım
Başarı hikayemi hem eski forumda hem yeni forumda tuttuğu süreç günlüğü ve başarı hikayesiyle bana umut olan Bellatrix/Daria 'ya adıyorum. Sürecimi tek bir fotoyla anlatacak olsam şöyle olurdu ;


Pek çok kişi gibi lise hayatım ruhsal bunalımlar, çevreme uyum sağlayamama, arkadaş ortamında ait olduğum yeri bulamamamla vb doluydu, zaten lise hayatım uyumsuzluğumla 3 farklı okulda geçti. Ebeveynlerle güvensiz bağ kurmam (psikolog öyle demişti en azından), aileyle kurulamayan bağın arkadaşlara ve yakın çevreye de sıçraması ve sağlıksız bağlar- toksik ilişkiler, aileden aşılanan mükemmelliyetçiliğin üzerimdeki baskısı, üni deki intihar düşünceleri (intihar ederim diye dolabımda intihar mektubu tutuyordum, baya sıyırmıştım o zamanlar
), pmo dan gelen suçluluk ve pişmanlık hissiyle birleşince daha da boğulmama neden oldu. Kendimi kirli, karşı cinsi hak etmeyen, sağlıklı bir ilişki yaşayamayacak biri olarak görüyordum. Süreçlerim bir türlü 20 günü geçmiyordu. Kendimi salak, bir şeyi de başaramayan, beceriksiz biri olarak görüyor, sinirleniyordum. Sonra bunalımlı olduğum bir gün bir aile tanıdığımıza patladım, ağlama krizine girdim ve gözyaşları içinde pmo bağımlılığım olduğunu söyledim. Beni psikolog bir tanıdığına yönlendirdi, ailem terapiyi gereksiz görüyordu, bir sene kadar terapiye devam ettim, her bir seansı kendi paramla ve tüm birikimimle ödedim. Tanrım. Aldığım en iyi karar, yaptığım en iyi şey falan olabilirdi. Ailemle kurulamayan bağımı belli bir seviyede tekrar kurdum, pek çok şeyle yüzleştim, sorunlarımı çoğunlukla aştım, suçluluk duygumdan %85 falan sıyrıldım. Kafam rahatlamıştı biraz ama alışmışım pmo ya, aralıklar uzadıysa da bağımlılık bitmedi.
Sonra Neverfap kamplarına katıldım. İrade kampından başladım, baktım sarıyor hepsini aldım. Nisandan ağustosa kadar bir kamptan ötekine atladım. Relapse analizi yapmayı öğrendim, Quitzilla' dan 4 ay kendimi takip ettim, şemamı çıkardım, rutinimi öğrendim. Başyapıt olan PBKY kitabını iki defa okudum, neden bunca yıl başarısız olduğumu anlamıştım. Bir mucize bekliyordum çünkü, sistemsiz- körlemesine ilerliyor, başarı umut ediyordum.
Tüm bu süreçte içimdeki eğlenceli insan dışarı çıktı, coşkulu biriydim ben, aslında her zaman iyi bir hikaye anlatıcısı olmuştum, insanlarla içten konuşabiliyor, sohbeti canlandırıp ortamı neşelendirebiliyordum. İnsanlara gaz da verebiliyordum, her fıtrat insanlara umut veremezdi, insanları şevklendirebildiğimi, rahatlatabildiğimi görmek, içimdeki uyuyan yanı dışarı çıkarmak kimi zaman hoşuma gidiyordu.
Sokakta insanlara laf atmak, sohbet etmek istiyorum. Gittiğim terziyle, taksideki taksiciyle, sağlık ocağındaki doktorla, resmi işlerimi hallederken görevli memurlarla konuşuyor, ölü bakan gözlerde benimle konuştuktan sonra oluşan kıvılcımı görmeyi seviyorum.
Nofap'tan gelen enerjiyi sanata akıttım, TRT 2 deki 52 bölümlük Bir Resim Bir Hikaye serisinde 25. bölüme geldim. Daily Art programında tablo araştırmaya başladım, kolajdaki tablo da o tablolardan biri. Aldım müze kartımı, deli dünya müze gezdim. Tekrar resim yapmaya başladım, şiir de yazardım ama tıkanıklığım vardı, tekrar şiir yazmaya başladım, ilhamım 5 'ken 25 oldu. Bir gün canım sıkılınca sürecim hakkında bile şiir yazdım
İç karartıcı müzikleri çoğunlukla bıraktım, Latin Amerika hareketli müziklerine geçtim. Bazen koridorda yürürken dans etmeye başlıyorum
Hobilerimi buldum da diyebilirim aslında, yaparken akışa geçiyor, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum. Günlük tutmaya ve uzun uzun yazı yazmaya da tekrar başladım. Odamı topluyor, mumumu yakıyor, kahvemi alıyor ve mürekkepli kalemimin sayfaların arasında akıp gitmesine izin veriyorum. Kendimle başbaşa kalmak huzur veriyor. Normal günlüğüme beni sinir eden ya da kafamda dönen düşünceleri yazıyorum, şükür günlüğüme sadece huzur veren mutlu eden şeyleri. Eskiye nazaran odağım arttı, bir oturuşta işimi halledebiliyorum, kitap okurken daha odaklıyım.
Bu süreçte 5 kitap, 6 belgesel, 10 kadar film bitirdim. Kitaplarda Alışkanlıkların Gücü ve Kendime Düşünceler / Marcus Aurelius favorimdi. Belgeselde ise Yaparsın Şekerim. O kadar çok Neverfap içeriği izledim ve okudum ki o kısma hiç girmiyorum. Onlarca da psikolog videosu izledim duygusal dayanıklılığımı arttırmak, hayır demek ve stresle baş etmek için.
Geldiğim noktayı seviyorum. Süreçte ilerlemeyi şimdiye kadar yapmadığım için içimde bir üzüntü var sadece. Bazen her şey kötü bir şaka gibi geliyor. Biraz uzun oldu sanırım.
Buraya kadar okuyan herkese teşekkürler.
Gelişiminiz daim olsun.
Sonunda şeytanın bacağını kırdım

Pek çok kişi gibi lise hayatım ruhsal bunalımlar, çevreme uyum sağlayamama, arkadaş ortamında ait olduğum yeri bulamamamla vb doluydu, zaten lise hayatım uyumsuzluğumla 3 farklı okulda geçti. Ebeveynlerle güvensiz bağ kurmam (psikolog öyle demişti en azından), aileyle kurulamayan bağın arkadaşlara ve yakın çevreye de sıçraması ve sağlıksız bağlar- toksik ilişkiler, aileden aşılanan mükemmelliyetçiliğin üzerimdeki baskısı, üni deki intihar düşünceleri (intihar ederim diye dolabımda intihar mektubu tutuyordum, baya sıyırmıştım o zamanlar
Sonra Neverfap kamplarına katıldım. İrade kampından başladım, baktım sarıyor hepsini aldım. Nisandan ağustosa kadar bir kamptan ötekine atladım. Relapse analizi yapmayı öğrendim, Quitzilla' dan 4 ay kendimi takip ettim, şemamı çıkardım, rutinimi öğrendim. Başyapıt olan PBKY kitabını iki defa okudum, neden bunca yıl başarısız olduğumu anlamıştım. Bir mucize bekliyordum çünkü, sistemsiz- körlemesine ilerliyor, başarı umut ediyordum.
Tüm bu süreçte içimdeki eğlenceli insan dışarı çıktı, coşkulu biriydim ben, aslında her zaman iyi bir hikaye anlatıcısı olmuştum, insanlarla içten konuşabiliyor, sohbeti canlandırıp ortamı neşelendirebiliyordum. İnsanlara gaz da verebiliyordum, her fıtrat insanlara umut veremezdi, insanları şevklendirebildiğimi, rahatlatabildiğimi görmek, içimdeki uyuyan yanı dışarı çıkarmak kimi zaman hoşuma gidiyordu.
Sokakta insanlara laf atmak, sohbet etmek istiyorum. Gittiğim terziyle, taksideki taksiciyle, sağlık ocağındaki doktorla, resmi işlerimi hallederken görevli memurlarla konuşuyor, ölü bakan gözlerde benimle konuştuktan sonra oluşan kıvılcımı görmeyi seviyorum.
Nofap'tan gelen enerjiyi sanata akıttım, TRT 2 deki 52 bölümlük Bir Resim Bir Hikaye serisinde 25. bölüme geldim. Daily Art programında tablo araştırmaya başladım, kolajdaki tablo da o tablolardan biri. Aldım müze kartımı, deli dünya müze gezdim. Tekrar resim yapmaya başladım, şiir de yazardım ama tıkanıklığım vardı, tekrar şiir yazmaya başladım, ilhamım 5 'ken 25 oldu. Bir gün canım sıkılınca sürecim hakkında bile şiir yazdım
Bu süreçte 5 kitap, 6 belgesel, 10 kadar film bitirdim. Kitaplarda Alışkanlıkların Gücü ve Kendime Düşünceler / Marcus Aurelius favorimdi. Belgeselde ise Yaparsın Şekerim. O kadar çok Neverfap içeriği izledim ve okudum ki o kısma hiç girmiyorum. Onlarca da psikolog videosu izledim duygusal dayanıklılığımı arttırmak, hayır demek ve stresle baş etmek için.
Geldiğim noktayı seviyorum. Süreçte ilerlemeyi şimdiye kadar yapmadığım için içimde bir üzüntü var sadece. Bazen her şey kötü bir şaka gibi geliyor. Biraz uzun oldu sanırım.
Buraya kadar okuyan herkese teşekkürler.
Gelişiminiz daim olsun.