Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Asdf1234'Ün Mezuniyet Manifestosu

asdf1234

Mezun
Katılım
10 Kas 2020
Mesajlar
28
Tepki puanı
75
Puanları
19
Yazım biraz uzun. Dümdüz taktik veya çok mutluyum tarzında bir yazı yazmadım. Kendi iç dünyama indim ve oradan size bol miktarda değerli madenler toplamaya çalıştım. Ve bunları size bir hikayeleştirerek sunmak istedim. Sabırla üzerine düşülürse onlarca ortak ve güzel noktalar yakalayacağınızı düşünüyorum. İyi okumalar.

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Evet beyler, o gün bugün. asdf1234’ün mezuniyet yazısına hoş geldiniz.

Asdf1234 bugün 2 yıldır yaptığı hataları analiz ederek artık "diploma"sını aldı.

Bu yazı benim için bir hayatta kalma manifestosu olacak hissediyorum. Amacı olmayan bir erkeği yutan hayata karşı bir manifesto, bir erkek olma bildirisi.

Kısaca hikaye öncesi hikayemden.

Babamın vefatı.

Cenaze sonrası kendimi yazları gittiğim dükkanda buluyorum.
Kalan malları ve makineleri satmaya çalışıyoruz.
Gelen müşteriler beni yumuşak görmesin diye her müşteri öncesi bir sigara yakıp kendime dopamin veriyorum.
O günlerde anlamaya başlıyorum.
Dışarıda sizin etinizi koparmak için bekleyen onlarca kurt olduğunu ve

Babasının korumasından çıktığımı. Sigara içilemeyen dükkan bir ölümle her müşterinin izmaritlerini attığı bir “küllüğe” dönüşü hala aklımda...

Ve dükkan işleri bittiğinde şunu fark ettim.

Bozgun yemiştim ama dükkanla uğraşmaktan anlayamamıştım.
Dağları titreten ordu yerini 3-5 serserinin birleşip sağı solu yağmaladığı bir çeteye bırakmıştı.

Tüm o ordunun dağılıp yutulduğunu, asker bedenlerinin etrafa savrulduğunu kıyımı gören bir dağ başından eli kolu bağlanmış bir şekil de izlemişim ama görmemişim.
-------------------
Yitik bir halde kendimi yollara atıyorum ve dolanırken bir yere geliyorum.

Varış noktasına ulaştınız, huh? Neresi ya hu burası? İşte orada az ileride bir tabela. Tozunu silip üzerine biraz ışık tutuyorum. Okuyamıyorum. Nece bu? Gözlerime bir şey mi oldu, yoksa aklıma mı derken

Sertçe savruluş. Namaz aksatmazken kendini gece kulüplerinde eğlenirken bulma. Zayıf, kendini sadece ‘carpe diem’ kafasıyla eğlendirebilen kızlarla takılmaca. Ve böyle süren birkaç ay. Sonra bir eğlencedeyken çekilmiş bir fotoğraf. Bir delil. Görünüyor. Bulunuyor.
asdf1234’ü bir ordu komutanı olarak bilen eski bir arkadaşı tarafından. Gözlerine inanamayan eski bir arkadaş. Sertçe yapılan bir telefon görüşmesi. Sert ve dokunaklı. İnsanı kendine getirecek bir konuşma, doğru ve yapılması gerekeni hatırlatan bir tokat.

İşte şimdi bir çete lideri olmadığımı hatırlıyorum! General üniformamı giyiyorum, zırhım üzerimde, hırs ile doluyum. Hemen o yolun bitişine dönüyorum. Ve o tabelaya varoluşundan beri hiç bakılmadığı bir şekilde bakıyorum. Tabela işte şimdi hazırsın general diyor bana. Ve yazı beliriyor:

“Burası senin yeniden başlama noktan. Buradan sonra hiç görmediğin gibi dünyayı görecek, buradan sonra kendini hiç görmediğin gibi göreceksin.”

Duyuyor musun gelen sesleri? Başarı istiyorlar, farkındalık istiyorlar, kazanmak istiyorlar.
Ve hepsinden önemlisi sana bunun bedelini ödetmek istiyorlar. Dağların arasından onları titreten bir gürültüyle.
Kim onlar isteyenler? Kim onlar?
----
Ve sıfırdan inşaya başlıyoruz. Vefat ile yıkılmış manevi güç, bütler ve bir güzelle olan karmakarışık bir ilişki.

General ilk atışında kesin hedefe oynuyor. Bütlere. Çalış ve kazan mantığı. Maneviyatı çökmüş aylardır. Kolay toplanmayacağını biliyor. Ve bingo! General alttan girip üsten çıkıp bütlerini halletti. Artık temiz. Devam ediyor. Sizce hangisiyle? Kız mı maneviyat mı? Kontrolü elinde en çok tutabileceğine yöneliyor. Maneviyatına!!! Müslüman. Mastürbasyon yapıyor ve baştan sona habersiz, nefisten. Onu genel olarak sevmiyor sadece azgınlığını dindiriyor. Ah zavallı daha yolun başında herkesin yaşadığı çelişkiler çağında. Cesur biri ama büyük bir yanılgısı var. O cesur olduğu için erkek olduğunu sanıyor ama daha oğlan çocuğu, bunu ancak bunları yazarken fark edebilecek.

(Manevi alemine derin bir yolculuğa başlıyor. Kendine, kendi dünyası ile gerçek dünya arasında bir evren yaratıyor)

Bu iş üstüne yükleniyor ve tabi kendini savunacağı dev bir kale inşa etmeye. Ve o kaleden sıkça çıkıp düşmanlarına vurgun yapmaya. ÇÜNKÜ BİLİYOR EĞER BİR İNSAN BİR YERE SAKLANIRSA AYNI ZAMANDA ORASI ONUN HAPİSHANESİ OLUR. Devam ediyor. İrade sahibi. Disiplinli. Ancak bu daha önce hiç karşılaşmadığı bir düşman. Saldırıyor ona. Paaaat, küt, paaat. Orduları bozgun. Taktik yapıyor tekrar saldırıyor KÜÜÜÜÜÜT. Acı bir yenilgi daha. Düşmana nasıl bir baskın yapacağını düşündüğü bir gece şunu fark ediyor: “DÜŞMANINI SADECE BİLİYOR. ONU TANIMIYOR.” Casusları çağırın!!!!!!!! Buyurun efendimiz. Onların her şeyini bilmek istiyorum. Ne zaman uyanırlar, neyi severler, aldatmacaları neler, yemeden içmeden ne kadar yaşarlar, beni ne olarak görürler? Gidin, GİDİN, GİDİİİİN VE GETİRİN GETİRİNNN O BİLGİLERİ!!!!!!!!

Kalenin en uç burcundan düşmanımı izliyorum. Sürekli yediğim bozgunlarımı analiz edip duruyorum. Nerede hata yapıyorum, nerede? Sonra bir ses duyuyorum.

-(Ses): aptal.

  • Ne diyorsun ya kafam atık, sen nesin kimsin? Düşünmem lazım git başımdan!
-(Ses): Farkındasın seni aptal.

  • Oyun oynayacak vaktim yok. Ne diyorsan söyle?
Sonra derin bir sessizlik. Hatalarımla birlikte kendi başımayım. Sonra masanın üstündeki ‘hata kayıt defterimi’ açılıyor. Aman Yarabbi. NE GÖRÜYORUM BİLİYOR MUSUNUZ? AYNI HATA GÖRDÜĞÜM ŞEYİ TEKRAR TEKRAR VE TEKRAR AYNI ŞEKİLLERDE YAPIYORUM VE HER SEFERİNDE BUNU BAMBAŞKA BİR NEDENMİŞ GİBİ KENDİME SUNUYORUM’

  • TUTMAYIN BENİ, BU BURÇ BENİM FİNALİM OLACAK. ARTIK DAYANAMIYORUM. ALIŞKANLIĞIM BENİM İRADEMDEN GÜÇLÜ VE BEN BİTTİM. ZATEN BİTİKTİM. SALIN BENİ, DAYANAMIYORUM.
Etraf geçen zamanla kararmış, rüzgarlar hırçınlaşmış ve o ses geliyor yine.
Ne diyeceksen de alçak ses!?!?!? Zaten ölüyüm, dayanacak gücüm yok. Keşke bu savaşa girmeseydim. Eskisi gibi yaşar giderdim.

  • Zaten ve keşke, huh? (Haykırırcasına ) HAHAHAHAHHA. Zaten ve keşke, huh? TIPKI ‘ESKİ VEZAYIF HAYATINDA KALMIŞ, SORUMLULUKTAN KAÇABİLECEĞİNE İNANAN BİRİ GİBİ KONUŞUYORSUN’. SENİN GENERALLİĞİN BİR ÜTOPYA VELET. TERK ET BU DİYARI.
Ve gecenin en derininden var olan bir hiçlik anı. Rüzgarlar beni ince ince dövmeye devam ediyor. İnzivaya geçiyorum ve ‘ütopik savaş’ıma bir mola veriyorum.



Kız arkadaşıma dönüyorum. O karmakarışık bir halde. Şimdi yazarken fark ediyorum, ne kadar da benim gibi. Bir küsüyoruz, bir barışıyoruz. Bir hafta iyi bir hafta kötü. Ne olduğu belirsiz.

AAAAAAAAAHHHHHHHHH HAYIR OLAMAZ !!!! HAYIR HAYIR HAYIR. O SES GELİYOR YİNE. BURADA BIRAK BENİ ARTIK YETER. DEFOL GİT MİSTİK DÜNYAMA. MAHVETTİN BENİ, SENİN YÜZÜNDEN İKİRCİKLİ HERİFİN TEKİ OLUP ÇIKTIM.

  • HAHAHAHAHAHA. asdf1234 aptal oğlan çocuğu numarasını bırak. İkircikli yapının nedeni sensin, ben değil. Evet hemen konuma geçiyorum. Seni geri zekalı. Sen kız hakkında konuşuyorsun falan filan. Hatalarım var şu bu. TEBRİKLER EN AZINDAN BİR ŞEY ÖĞRENMİŞSİN. HAHAHAHAHAHAHA bugün çok keyfim yerinde. Hazırlan oğlan çocuğu sana iki şey söyleyeceğim. 1- Kızı tedirginliklerinle oyaladın. Etrafta saçtığın türlü iltifatlar yüzünden kız sana güvenmiyor. Sen ‘General’ (kıkırdıyor söylerken) olabilirsin ama onun için haşhaşiden farkın yok.
İkincisi ne alçak !

  • KIZDA HATALI SENİ APTAL. KIZDA SANA KARŞI ONLARCA HATA YAPTI. KIZ SENİ ONLARCA KEZ EKTİ VE HER SEFERİNDE SENİN DUYMAK İSTEDİĞİN ŞEYLERLE SENİ OYALADI. KENDİSİ DE AYNI. KENDİ HATALARINI GÖRÜYORSUN AMA ONUNKİLERİ NİYE GÖRMÜYORSUN? ÇÜNKÜ KIZ İLİŞKİYE HAZIR DEĞİLİM MESAJI YOLLUYOR VEYAHUT DAHA ACISI SENİNLE BİR İLİŞKİ DÜŞÜNMÜYORUM MESAJI HAHAHAHAHAHAH AMA SEN SALAK GİBİ HALA İLİŞKİ BAKIŞ AÇISI İLE ‘HATA’ YORUMU YAPIYORSUN.
Olamaz. Ses çok doğru söylüyordu. Toks*k bir ilişkideyim. Ama yanıldığı bir şey var. Ne kadar yenilsem de, viran halde olsam da BEN GENERALİM ALÇAK SES! General politikaları için meclisi acil toplantıya çağırıyorum.

–(Meclis Yöneticisi) Efendim bu protokolü daha önce devreye sokmadık. Önceden denemedik. Ayrıca çok riskli, hele şimdi... Yeni yeni toparlanıyoruz. Yapmayın.

Kendimden emin adımlarla kürsüye yürüyorum. Üzerimde tek bir metal parçası bile yok. Zırhsız. Silahsız ve Yalın.
Ve nutkuma başlıyorum:

Efendiler! Yıllar boyunca zaferler kazandık. Yenilmedik! Ya kazandık ya öğrendik ve daha iyisine ulaştık! Bunun için bedeller ödedik ve bundan hiç çekinmedik!! Bakın efendiler bana! Ne madalyalarım var üzerimde ne zırhım ne de silahım. Üniformam da yok. Omzumda yıldızlar yok.
Çünkü bugüne kadar kazandıklarımızı bunlarla kazanmadık! Her şeyimizi ortaya koyarak kazandık! Cesurduk, akıllıydık, sabırlıydık ve avımıza odaklıydık. Bugünse bir şeyi unutuyoruz! Zaferlerimizi kazanırken bizi destekleyenler, hatalarımızı telafi edenler artık yok! KENDİ DESTEKLERİMİZİ KONTROL ETMEYİ UNUTTUK VE DEFALARCA TELEF OLDUK! BU PROTOKOL BİZE HAYATIMIZI BİZZAT KENDİMİZE ODAKLANARAK İNŞA ETMEMİZE YARDIM EDECEK!

  • (Vücut hücreleri konuşuyor): Ne o generalim. O protokol ne. Söyle bize onu.
Protokolü gözler önüne seriyorum. Her kelimesinin aklıma mıh gibi kazandığım protokolü:

EN KÖTÜ KARAR, KARARSIZLIKTAN İYİDİR. Olabilen en akıllıca şekilde belirsizlikleri kaldır ve ilerlemek için de o koca g**ünü kaldır!

  • (Vücut hücreleri devam ediyor) Ya kaybedersek elimizdeki olan da giderse?
(asdf1234): Beyler! Elimizde hiçbir şey yok. Sadece bir şeylerin hayali izdüşümleri ile yaşıyoruz.

  • (Vücut hücreleri): ……. (Şok geçirdiler ama merak etmeyin protokolü onaylayıp şok geçirdiler)


(Hikayesiyle birlikte) Kanun Hükmünde Kararname:

Bu düğümü çözen tüm Pers diyarına hakim olacak. Doğru Gordion Düğümü. İskender'in sarayına getirdiler. Düğümün düğümleri sayılamıyor kimisi 50 düğümlü diyor kimisi 500. Ne başı var ne sonu.

İskender düğümü süzüyor. Aristokrat çevresi ona düğümü çözmek için türlü tavsiyeler veriyor. Subaylarsa derin bir sessizlikte çünkü onlar sadece savaşmayı biliyorlar. İskender bir süre düşündükten sonra orayı terk etti. Ertesi sabah İskender’e getirilen düğüme, İskender kendi ayağıyla gitti. Aristokratları ve subayları topladı ve onlara seslendi: ‘İşte kullarım! Ben Büyük İskender! Pers Krallığı’nın yeni sahibi dedi ve DÜĞÜME BİR KILIÇ DARBESİ VURDU. DÜĞÜM PARÇAMPARÇA OLDU. İSKENDER KİMSENİN ÇÖZEMEDİĞİ DÜĞÜMÜ ‘AKLI VE KUVVETİYLE’ ÇÖZDÜ.

KHK dan birkaç hafta sonra

SES geliyor yine. Bayağıdır duymuyorduk onu..
-(Ses): Şovmen, duyduğuma göre bir şeyler yapmaya başlamışsın. Protokol falan. Ne iş?

- (asdf1234): Merhaba ses. Kızla konuştum ve olayı nihayete erdirdim. Çok üzgün ve mutsuzum. Onunla harika bir hayatım olabilirdi diye düşünmeden duramıyorum ancak protokol beni netice almaya mahkum bıraktı.
Önümüzdeki günlerde hastalıklar baş gösterecek ve çelimsiz, zayıf bir adama dönüşeceğim. Ama artık akıllı ve hesap kitap yapmasına engel olan işleri bertaraf etmiş bir adamım da. Benim de unuttuğum bir şey vardı Ses. Şimdi bazı şeyleri daha iyi anlıyorum. Tabelaya baktığımda gördüğüm ilk cümleyi unutmuştum. “Burası senin yeniden başlama noktan.”

- (Ses cevap vermedi.)





Asdf1234 durumu üzerine yorum yapıyor:

Bütler tamam, kız işi tamam. Artık yarım kalan bir konu var. Maneviyatım.

Yenilgi üstüne yenilgi alırken öğreniyorsunuz. Bazı şeylerin nedeni sizin kibriniz, kendinize bir şey konduramayışınız. Pislik işlerim sizi kendi ellerimle seni yarattım. Ben yarattım. Kendi doğamı katlettim. Tanrı’nın bana verdiği en güzel hediyelerden birini kendim için acımasız bir cezaya dönüştürdüm. Kendimin en üst formuna ulaşmasına engel, YİNE BEN OLDUM! Yüzlerce hata yaptım ama konuşmamı hatırla ‘ya kazandık ya öğrendik ve daha iyisi olduk’.



Ses geliyor. Bu sefer dikkate değer bir sakinlikle konuşuyor:

  • (Ses): Kendi dünyamız ve dış dünyamızın tanımı olan mistik dünyamıza gelecek misin, 'GENERAL'?
  • (asdf1234): Ah ses, (acı bir gülüşle) hahahaha. General mi? Hatırla ses. General olmak için hangi rütbelerden geçildiğini. (Ses ''kafa sallar'') farkına vardım bazı şeylerin ses, ben babamın kanatları altında olduğum eski dünyamda generaldim. Ah ses, sen çok zamanlar haklıydın. Ben tabelada yazan şeyi okuduğum zaman anladığımı sanmışım. “Buradan sonra hiç görmediğin gibi dünyayı görecek, buradan sonra kendini hiç görmediğin gibi göreceksin.” Artık her şey bambaşka olacak. Birlikte mistik dünyamıza dönelim ve cüzzi kaderimizi çizelim.
BOYUTSAL KAPILAR AÇILIR. BÜYÜK SARSINTILARDAN SONRA KENDİMİ TEKRAR KALE İÇİNDE BULURUM.



  • (Kale Muhafızı): Efendim, aylardır yoksunuz. Korkumuzdan ne yapacağımızı şaşırdık, ordularınızın morali yerlerde, birliklerimizin düzeni tarumar oldu.
  • [Muhafız bir mektup uzatır, aylar önce gönderilen casusların raporları çıkar içimden ve okumaya başlarım .]

  • (asdf1234): Muhafız tekrar bak askerlere (Muhafız bakar ve gördüklerine inanamaz. Askerler bir anda yok olmuştur)

  • (Muhafız): Efendim neler oluyor!?!?!?! kalemiz savunmasız kaldı. Ne yapacağız, bu fark edilirse her an yok olabiliriz.

  • (asdf1234): Sakin ol muhafız. Onlar kendi kibrim ve nefsimden oluşturduğum hayali bir orduydu. Kendimizi onlar güçlü olduğumuza ikna ediyorduk. Ancak onlar ne savaş kazanabiliyorlar ne de uzun süreli organize edilebiliyorlar.
  • Müttefiklerimizi çok önceler kaybettik, şimdi ordumuzda yok. Yenilmekten korkuyor musun?

  • (Muhafız): İliklerime kadar efendim.

  • (asdf1234): (Acı bir gülüşle) sakin ol muhafız, . Kaleden dışarı bak. Ne görüyorsun? (Her yerde leşimizi isteyen düşman askerleri) Muhafız birliklerimiz neden yeniliyordu biliyor musun? Çünkü ben generalcilik oynuyordum. Ben general değilim muhafız.

  • (Muhafız): Size ne oldu efendim? Bu kaleleri siz kurdunuz, bu zaferleri siz kazandınız.


  • (asdf1234): Doğru, muhafız. Onları ben kazandım. 2 aydır baygın yatarken bir şey öğrendim. ONLARIN BENİM KENDİME VERDİĞİM KÖPEK MAMALARI Olduğunu (Muhafız anlamsız bir ifadeyle bakıyor ve devam ediyorum) İnsan hayata bir kere gelir ve bende onu savaşlarla heba ederken bir şey öğrendim. YÜKSEK ARZU İNSANI HAREKETE GEÇİRSE DE BUNUN UZUN SÜRELİ OLMASI İNSANI BİTİRİR. İNSAN YÜKSEK ARZUSUNA GEM VURMALI. ANCAK GEM VURMAMASI GEREKEN BİR ŞEY VAR.

  • (Muhafız): Nedir o efendim?

  • (asdf1234): İlerleme arzusu. İnsan uçmalı, uçamıyorsa koşmalı, koşamıyorsa yürümeli, yürüyemiyorsa emeklemeli, emekleyemiyorsa sürünmeli, sürünemiyorsa hareket etmeli, hareket dahi edemiyorsa hareket etmeyi düşünmeli.

  • (Muhafız): Efendim bu yüksek bir arzu göstergesi değil mi? Siz iyi misiniz yoksa ben mi sizi anlayamıyorum.

  • (asdf1234): Sevgili dostum. Yüksek arzu girdiği her işte, her zaman veya çoğu zamanda uçmak ister. İlerleme arzusu ise durumunu kabul etmek, dışardan yardım gelmeyeceğini bilmek (veya beklememek) ve elinden geleni yapmaktan başka bir şey değildir. Başarı aramaz, başarısızlık da aramaz. O sadece yapar.


  • (Muhafız): Efendim acaba casus mektubunda ne yazıyordu? Konuşmanın başında elinizdeydi biraz baktınız ve öylece masanın üstüne bıraktınız. (asdf1234 muhafıza mektuba bakması için izin verir). Efendim inanamıyorum, aylarca casusluk faaliyeti ve sonucu topu topu 2 kelime mi?!?!?!? Hepsinin kellesini vurmalıyız. Sayfalarca yazı ve paragraf olmalıydı . Küstah pervasız herifler.

  • (asdf1234): Ah muhafız. Kelimeleri haykır. “DÜŞMAN SENSİN”. Bir daha. “DÜŞMAN SENSİN”. Tekrar söyle. “DÜŞMAN SENSİN”. Düşmanı ben yarattım muhafız. Onu şekillendirdim ve asla yenemedim. Çünkü insan kendini yenemez, insan yalnız yenilenir. Bana beyaz doru kısrağımı getir. Onu eyerle. Kuyruğuna bir parça bez ve mektubu tak. Onu süsle ve kale kapılarını aç. Düşmanıma gidiyorum. Kendi yarattığım kendime.
[Kale kapıları açılır. Atımın üstüne çıktıktan sonra muhafıza dönüp]

  • (asdf1234): Artık görevin bitti. “Düşmanı yarattım ve onunla savaşırken de seni yarattım. Seninle omuz omuza olmak benim için bir onurdu. Bu diyarlarda artık savaş olmayacak. (Muhafız asker selamını sıcak bir gülümsemeyle verir ve bedeni yavaşça havaya karışır)
Atımın üstünde gözümü kırpmadan ilerlerken tedirginlik de içimde bir yerlerde beni kemiriyordu. Düşman karargahına yaklaştım. Herkes bana acımasız ve ani bir ölümle yok olmamı istiyormuşum gibi bakıyordu. Vahşi kalabalığın içinden geçerken nara ve küfürler dolu gibi üzerime yağıyordu. Vakur duruşumu bozmadan yürümeye devam ettim, askerlerden biri beni komutanlarının karargahına getirdi. Artık kapıdaydım. Soluklandım, cesurdum ama korkusuz değildim. Derin bir nefes aldım ve kendime güvenerek içeri girdim. İçeride hiçbir şey yoktu. Etrafı kurcaladım, hiçbir şey bulamadım. Bir köşeye geçip sakince bekledim. O sırada ses benimle konuşmaya başladı.

  • (Ses): asdf1234. Son zamanlarda seninle hiç görüşemedik.

  • (asdf1234): Ses, vakti değil gider misin!?


  • (Ses): Tedirginsin asdf. Silahın yok, zırhın yok. Canını almak için tek kurşuna bile ihtiyaçları yok.

  • (asdf1234): Ses. Buraya savaşmaya gelmedim kendi yarattığım şey ile konuşmaya geldim.


  • (Ses): Ya yarattığın seni sarıp bizzat kendisi yaparsa. Baban öleli bununla savaşıyorsun ve o seni her seferinde tarumar etti.

  • (asdf1234): Kibrim ve şehvetimin sardığı bir dünya yarattım. Tedirginim hatta korkuyorum bile. Çünkü bunlar benim parçalarım. Bugüne kadar etrafımı saran bu orduyu ben yarattım. Ses, o tabelada yazan şey benim kaderimdi bunu fark etmeliydim. “Burası senin yeniden başlama noktan. Buradan sonra hiç görmediğin gibi dünyayı görecek, buradan sonra kendini hiç görmediğin gibi göreceksin.” Ben barış için geldim. Onlara zulmetmeyeceğim. Kendimi yüksek arzularım ile yormayacağım. Sadece ilerleme arzusu ses. Allah’a tevekkül ve sadece ilerleme arzusu.
Her yer bir anda çalkalanmaya, dağlar kırılıp dökülmeye, duvarlar yıkılmaya ve fırtınalar ağaçları sökmeye başladı. Herkes bir yerlere kaçmaya çalışıyor ama hortumlar ve yerde açılan dev çukurlar da koşuşturanları bir bir yutuyordu.

  • (asdf1234): Ne oluyor, ne oluyooooooooorrrr?!!?!?!?!?!?

  • (Ses): BU MİSTİK DÜNYANIN YOK OLUŞUNU BAŞLATTIN SENİ APTAL. BU DÜNYA SENİN KENDİ DÜNYAN İLE GERÇEK DÜNYA ARASINDA KURULDU. SEN İCAT ETTİN BURAYI. ONA BİR AMAÇ VERDİN. BİR DÜZEN. SON SÖZLERİNLE BURANIN YOK OLUŞUNU başlattın.

  • İçimde bir heyecan vardı. Ancak bu içimin ancak %10 nu ederdi. Sakindim. Karargahtan çıktım. Etrafı izledim. Olduğum yerde duruyordum. Her şeyin her geçen saniye daha da hızlı parçalanışını izliyordum. O sırada ses tüm hiddetiyle haykırdı.

  • (Ses): APTAAAAAAAALLLLLLL. NELER YAPTIĞINI GÖRÜYOR MUSUN?!?!?!?! BUNA PİŞMAN OLACAKSIN. ŞİMDİ SENİ EN BÜYÜK KORKUNLA BAŞ BAŞA BIRAKACAĞIM. PARAMPARÇA OLACAKSIN. HAZIR MISIN HA SENİ GERİ ZEKALI AHMAK. KAÇMAK İÇİN SANA SON BİR ŞANS VERİYORUM.

  • (asdf1234): Ses, sen hayatımın en önemli parçalarındandın. Sen doğru yoldun. Artık değişim vakti ve seninle ayrılıyoruz. Haydi korkularımla yüzleştir beni. “Burası senin yeniden başlama noktan. Buradan sonra hiç görmediğin gibi dünyayı görecek, buradan sonra kendini hiç görmediğin gibi göreceksin.” Burası benim yeniden başlama noktam ses. Ve benim başlama noktam senin varış noktan ses.
Ses tüm hiddetiyle yok oluşu hızlandırdı ve büyük bir patlama sonrasında kendimi bomboş bir beyazlık içinde buldum. Acaba bir beyaz oda mı yoksa her şey bir hayal ürünü mü? Odaymış. Sandalyeyi gördüm, gittim oturdum ve beklemeye başladım. Sesin tehditleri kulağıma geldi ancak umursamadım bana ne yapabilirdi ki?

Uzun sayılabilecek bir süre vakur ve sabırlı şekilde bekledim. Dışardan birinin yaklaştığını fark edene dek. Yaklaştıkça heyecanlandı Çünkü ben hiçbir insandan korkmazdım ve KARŞIMDAN GELEN BİR İNSANDI. Kim olduğunu anladığımda bıçakla kesilmiş gibi oldum. Karşımdaki BABAMDI.

  • (Babam): Nasılsın oğlum? Uzunca bir zamandır seninle görüşemedik. Hayatının bu döneminde beni çok kez rüyanda görmek istedin biliyorum, fikir almak istedin, güç almak istedin. Ancak seninle konuşabilmem için yarattığın çemberin içinden geçmeliydin.

  • (asdf1234): (hüngür hüngür ağlıyor) Baba. 3 yıl oldu neredeyse. Seni fani dünyada kaybettiğimiz de uğraştım biliyorsun ancak tecrübesizlik abidesi olduğumu çok sonra anladım. İşleri senin kadar iyi yönetemiyorum.

  • (Babam): Evlat. Kendine bak. Zamanında hepimiz savrulduk. Hepimiz adım adım, tuğla tuğla kendimizi inşa ettik. Zaman geldi tüm binamız yıkıldı, zaman geldi bize vuran çekiçler kırıldı. Bunu artık sen de biliyorsun. Bunca zamanda general olmadığını öğrendiğin ancak çok daha önemli bir şey öğrendin ‘ilerleme arzusu’. Biz erkekleri var eden şey amaçtır. Aileyi korumak bir erkeğin en erdemli amacıdır. Bir erkeğin ailesini koruyabilmesi için önce kendini koruyabilmesi gerekir. Bunun içinde kendini bilmesi. Eski hiddetini bir kenara bıraktın. Artık daha düşünceli, sakin ve tedbirlisin. Sonsuza kadar benim kanatlarım altında kalmayacağını ikimizde biliyorduk. Bunu çok küçük yaşlarından beri biliyorsun. Bu işler hiçbir erkek için kolay olmadı. Ama hepimiz bir şekilde bu masaya oturduk. Bugün sende bu masaya oturdun. Artık ne yapacağını bilen bir erkek adamsın.

  • (asdf1234): Erkek adam demek için erken değil mi baba?

  • (Babam): Değil. Ne yapacağını, görevlerinin ne olduğunu biliyorsun. İçinden geçtiğin süreci, zihnini, bedenini, hormonlarını ve değişimlerini biliyorsun. Artık erkek adamların masasındasın. Burada kendine yer edinmeyi öğreneceksin.

  • (asdf1234): Nasıl edineceğim? Zincirin en altındayım, beni çiğ çiğ yemekten zerre çekinmeyecekler.

  • (Babam): Herkes zincirin en altındaydı. Aklını keskinleştirecek, sabrını arttıracak ve cesaretini koruyacaksın. İşini, aileni ve değerlerini koruyacaksın. Tıpkı Nofap’da kendini koruduğun gibi.

  • (asdf1234): Baba sen Nofap mı öğrendin? Hiç aklıma gelecek iş değil doğrusu hahahaha.

  • (Babam): Cıvıtmayı kes artist.

  • (asdf1234): Pardon baba.

  • (Babam): (ufak bir kahkaha atarak) Hahahaha. Biz erkek adamlar işlerimizin sorumluluklarını alırız, problemleri çözmek için alttan girer üstten çıkarız. Ancak dünya bunlardan ibaret değil! Eğlenmeyi unutma, mutlu olmayı da. Sen ailenin her zaman için emniyet simidi olacaksın! Maddi manevi. Bunu yaparken unutmaman gereken bir şey de eğlenmek, aileni sevmek onlara keyifle bağlılık duymak olacak. Artık benim gitme vaktim geldi. Bu dönemeci dönebilmen beni gururlandırdı! Allah’ın izniyle güçlü bir erkek adam olacaksın, Allah hayırlısını nasip etsin! Haydi Allah’a emanet, kal sağlıcakla.
Ben bir şeyler söylemeye çalışırken babam sıcak gülümsemesi ile beni kucakladı ve geldiği yöne gitmeye başladı. Gidişini izledim ve odadan kendi yolumla çıktım.

Unutmayın nofap hayatımızın sadece bir parçası. Onu amaca dönüştürürseniz başarılı olamazsınız, nofap’ı amacınız için kullanın. Benim erkek olma amacıma hizmetleri için Nofap'a teşekkür ederim. Haydi kalın siz de sağlıcakla, Allah’a emanet.

Saygılarımla,
 
Son düzenleme:

Samuray

Son Dopamin Bükücü
Üst Düzey Moderatör
Katılım
15 May 2021
Mesajlar
800
Tepki puanı
1,842
Puanları
160
Forum yönetimine önerim: Bu yazının tamamını üşenmeden okuyanları 90 günü beklemeden mezun edin.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst