Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Bir Türlü Ne Yapmam Gerektiğine Karar Veremiyorum

IntroVert17

Yeni Fapstronot
Katılım
29 Ara 2020
Mesajlar
15
Tepki puanı
21
Puanları
14
Herkese merhabalar,

Bu forumda eskiden epey bir vakit geçiriyordum. Hatta çok önceden meydan okumalara katılmıştım, ve iyi gelmişti. Ama son zamanlarda işler gerçekten çok değişti.

Biraz anlatmak istiyorum.. Vaktinizi alacağım için özür dilerim.

27 yaşındayım, Linux Sistem yöneticisi olarak küçük çaplı bir firmada yaklaşık 4 senedir çalışıyorum. İlk başta staj ile başladım, sonrasında iş teklif ettiler vs.

İş konularına çok fazla girmeyeceğim, biraz kendimden bahsetmek istiyorum.

Çocukluğumdan beri diyebileceğim bir şekilde depresyonla ve kaygılarla mücadele ediyorum, yaklaşık 6-7 yıldır ilaç kullanıyorum, daha önce Bilişsel Davranışçı Terapi deneyimim olmuştu ve bırakmıştım. Bu sefer Şema Terapi ekolüyle birlikte terapiye tekrar başladım.

Genel olarak problemim; kaygıları diğer insanlardan biraz daha fazla yaşamak ve hayatımın her alanında yaşamak ve sürekli kendimi depresyonda hissetmeye maruz bırakmak olarak özetleyebilirim.

Nasıl derseniz; örneğin sabah işe giderken, bugün nasıl geçecek, iş yapabilecek miyim, iş yapamazsam bir şey derler mi? Burada isteniyor muyum, istenmiyor muyum? Acaba diğer insanlar benden daha fazla mı çalışıyor vs.

Açıkcası odaklanma problemim de var, üzerimde bana atanmış işi seçip başlamam epey bir vakit alıyor. Bu da zamanla üzerimde çok kaygı yaşatıyor.

Örneğin odaklanmak için kulaklık takıyorum ve işe başlıyorum fakat müzik dinlerken bile acaba kulaklık takmak ayıp oluyor mu vs diye düşünüyorum vs.

Örneğin bir oyun oynuyorum, oyun videoları izlerken başka birisinin daha stratejik oynadığını, daha bilgili oynadığını ve oyunun hakkını verdiğini düşünüp, oyun oynarken acaba ben hakkını veremiyor muyum? Boşa mı vakit öldürüyorum vs gibi değişik kaygılarım mevcut.

Açıkcası bu yazıyı yazarken bile derdimi düzgün ifade edebilecek miyim? Gereksiz şeyler yazacak mıyım vs diye kaygılanıyorum.

Anlayacağınız kaygılanmadığım vakit yok.

Asıl problemim plan ve düzenli hayat takıntısı, temelde rutin ve planlı bir hayata sahip olmam gerektiği konusunda zihnim sürekli kendini düşünceye sokuyor ve kaygılanmama sebebiyet veriyor.

Örnek vermek gerekirse; sabah 5'te kalkmalıyım, kalktıktan sonra gün için işlerimi planlamalıyım, ruhumu dinlendirip, erken bir vakitte işe gidip kafamı toplamalıyım, işte günümü verimli geçirdikten sonra eve gelip kendimi geliştirmeliyim (felsefe ve kendi alanımda gibi), düzenli, dizi-film izleyip kitap okumalıyım vs, bunları gerçekleştirmediğimde ise çok mutsuz hissediyorum ve hiçbir şey yapmıyorum.

Açıkcası zihnimde o kadar yapılacaklar listesi var ki, bunların hiçbirisini yapamıyorum maalesef, yapamadığım zaman da döngü ile birlikte sürekli mutsuz hissediyorum.

Her şey planlı ve dakik olmalı, attığım adım için bile böyle düşünüyorum maalesef ve bu düşünceden kurtulamıyorum.

Yaşım 30'lara geliyor ama baktığımda hiçbir şey başarmamışım gibi bir his var ve gerçekten acı verici. İş arkadaşları dışında çok bir arkadaşım da yok, bir kız arkadaş edinmek istiyorum ama bunun için ne yapacağımı da bilmiyorum..

Günüm sadece işe gidip, işten eve geldikten sonra telefonla boş boş vakit geçirip uyumakla geçiyor. Arada konserlere gidiyorum o kadar.

Yaşadıklarım ve düşündüklerim için bana ne önerirsiniz?

Bazen gerçekten hiçbir şeyin çözümü yok ve hayatımı sonlandırmalıymışım gibi geliyor ama onu bile yapabilecek cesaretim yok.

Şimdiden hepinize teşekkür ederim.
 

LongTimeLurker

Yeni Üye
Katılım
22 Ağu 2025
Mesajlar
18
Tepki puanı
10
Puanları
3
Modern dünyanın istediği senin daha verimli olman, böylece daha kısa zamanda daha çok iş bitirmen, arta kalan zamanda da daha çok tüketmen. Sistem aslında tamamen bunun üzerine kurulu. Bir şeyi yaparken ne amaçla yaptığını bilmezsen onu sadece tüketmiş olursun, zaman geçirmiş olursun yani.

Başkalarının tavsiyeleri kısa vadede hayatını kurtarabilir ama senin kendi nedenlerini bulman lazım. Çünkü ileride bir aile babası olacağın zaman baba kararları konusunda net olabilmeli. Ama sürekli başkalarının dediklerine göre hareket edip motivasyon gazıyla çalışan birisi yetiştirdiği çocuğundan bile şikayet edebilecek kadar alçalabilir çünkü hayatı üzerinde kendisinin bir etkisi olmadığını hisseder. Sokratik sorgulama yaparak düşüncelerindeki hataları fark edebilirsin.

Ne olacak mesela, oyunun hakkı ne? Oyun senin eğlenmen için, kafa dağıtman için oluşturulmuş bir araç sadece. Kulaklık takarken birisini rahatsız ediyorsan sana söyleyebilir, söylemiyorsa ve içine atıyorsa bu senin problemin değil. Gibi gibi. Aslında BDT senin üzerinde işe yararmış, sanırım gittiğin psikolog çok iyi uygulayamamış. Belki de sen kendi hayatına uygulayamadın. Matematikte bir formulü bilebilirsin ama hangi soruya nasıl uygulayacağını pratik yaparak anlarsın ancak.
 
  • Beğeni
Tepkiler: SDG

SDG

Yoda
Katılım
23 Kas 2020
Mesajlar
509
Tepki puanı
1,211
Puanları
160
Herkese merhabalar,

Bu forumda eskiden epey bir vakit geçiriyordum. Hatta çok önceden meydan okumalara katılmıştım, ve iyi gelmişti. Ama son zamanlarda işler gerçekten çok değişti.

Biraz anlatmak istiyorum.. Vaktinizi alacağım için özür dilerim.

27 yaşındayım, Linux Sistem yöneticisi olarak küçük çaplı bir firmada yaklaşık 4 senedir çalışıyorum. İlk başta staj ile başladım, sonrasında iş teklif ettiler vs.

İş konularına çok fazla girmeyeceğim, biraz kendimden bahsetmek istiyorum.

Çocukluğumdan beri diyebileceğim bir şekilde depresyonla ve kaygılarla mücadele ediyorum, yaklaşık 6-7 yıldır ilaç kullanıyorum, daha önce Bilişsel Davranışçı Terapi deneyimim olmuştu ve bırakmıştım. Bu sefer Şema Terapi ekolüyle birlikte terapiye tekrar başladım.

Genel olarak problemim; kaygıları diğer insanlardan biraz daha fazla yaşamak ve hayatımın her alanında yaşamak ve sürekli kendimi depresyonda hissetmeye maruz bırakmak olarak özetleyebilirim.

Nasıl derseniz; örneğin sabah işe giderken, bugün nasıl geçecek, iş yapabilecek miyim, iş yapamazsam bir şey derler mi? Burada isteniyor muyum, istenmiyor muyum? Acaba diğer insanlar benden daha fazla mı çalışıyor vs.

Açıkcası odaklanma problemim de var, üzerimde bana atanmış işi seçip başlamam epey bir vakit alıyor. Bu da zamanla üzerimde çok kaygı yaşatıyor.

Örneğin odaklanmak için kulaklık takıyorum ve işe başlıyorum fakat müzik dinlerken bile acaba kulaklık takmak ayıp oluyor mu vs diye düşünüyorum vs.

Örneğin bir oyun oynuyorum, oyun videoları izlerken başka birisinin daha stratejik oynadığını, daha bilgili oynadığını ve oyunun hakkını verdiğini düşünüp, oyun oynarken acaba ben hakkını veremiyor muyum? Boşa mı vakit öldürüyorum vs gibi değişik kaygılarım mevcut.

Açıkcası bu yazıyı yazarken bile derdimi düzgün ifade edebilecek miyim? Gereksiz şeyler yazacak mıyım vs diye kaygılanıyorum.

Anlayacağınız kaygılanmadığım vakit yok.

Asıl problemim plan ve düzenli hayat takıntısı, temelde rutin ve planlı bir hayata sahip olmam gerektiği konusunda zihnim sürekli kendini düşünceye sokuyor ve kaygılanmama sebebiyet veriyor.

Örnek vermek gerekirse; sabah 5'te kalkmalıyım, kalktıktan sonra gün için işlerimi planlamalıyım, ruhumu dinlendirip, erken bir vakitte işe gidip kafamı toplamalıyım, işte günümü verimli geçirdikten sonra eve gelip kendimi geliştirmeliyim (felsefe ve kendi alanımda gibi), düzenli, dizi-film izleyip kitap okumalıyım vs, bunları gerçekleştirmediğimde ise çok mutsuz hissediyorum ve hiçbir şey yapmıyorum.

Açıkcası zihnimde o kadar yapılacaklar listesi var ki, bunların hiçbirisini yapamıyorum maalesef, yapamadığım zaman da döngü ile birlikte sürekli mutsuz hissediyorum.

Her şey planlı ve dakik olmalı, attığım adım için bile böyle düşünüyorum maalesef ve bu düşünceden kurtulamıyorum.

Yaşım 30'lara geliyor ama baktığımda hiçbir şey başarmamışım gibi bir his var ve gerçekten acı verici. İş arkadaşları dışında çok bir arkadaşım da yok, bir kız arkadaş edinmek istiyorum ama bunun için ne yapacağımı da bilmiyorum..

Günüm sadece işe gidip, işten eve geldikten sonra telefonla boş boş vakit geçirip uyumakla geçiyor. Arada konserlere gidiyorum o kadar.

Yaşadıklarım ve düşündüklerim için bana ne önerirsiniz?

Bazen gerçekten hiçbir şeyin çözümü yok ve hayatımı sonlandırmalıymışım gibi geliyor ama onu bile yapabilecek cesaretim yok.

Şimdiden hepinize teşekkür ederim.

Çok fazla performans kaygın var. Kendini -meli - malı cümlelerine çok fazla bağlıyorsun, kendini şartlandırıyor, sonuç kafandaki gibi "yeterince" iyi olmadığında yetersiz hissediyorsun. Yeterince iyi olduğunda tüm saydığın şeyleri yaptığında kendini tamamlanmış hissedecek misin bilemiyorum.

Kendini değerli hissetmek için üretken olman gerektiği ve rutinlere sahip olup daha fazla üretirsen daha değerli olacağına dair bir inancın var gibi. Belki ebeveynlerin performansı çok önemseyen tiplerdir, ders başarısı, okul başarısı, iş başarısı şirkette yükselmen vb durumlar onlar için çok önemlidir ve seni fark etmeyerek koşullu sevmişlerdir. Bu sadece teori.

Yaşının otuzlara gelmesinin bir önemi yok. İnsanlar 40'larında da 50'lerinde de önemli işlere imza atabiliyorlar. İmza atmasalar da kendileri için keyifli bir hayat geçirmeleri ve huzurlu hissetmeleri onlar için yeterli oluyor.

Kendini katı sınırlara hapsederek, kendine bir öğrencinin başında dikilerek kaş çatan ve onu azarlayarak motive etmeye çalışan hastalıklı bir öğretmen gibi davranma.

İş yerindeki insanların sana ne dedikleri pek önemli değil. Yaklaşık 3 senedir aynı yerde çalışıyorum 12 kişi geldi ve gitti ve kalanlarımızın umurunda değiller. 4- 5 ay maksimum 1 sene sonra numaraları telefonumuzdan siliyoruz ve hayatın olağan akışı içinde kopuyoruz. İşyerinde ha kulaklık takmışsın ha takmamışsın, ha iyi bir iş çıkartmışsın ha çıkartmamışsın. Gittiklerinde bağının kopacağı insanlara bu kadar kendini şartlama.

Kendi benliğini başkalarının sözleriyle belirlemeye çalıştığın zaman oradan oraya savrulursun. Böyle yaparsan biri sana bir gün çok iyi iş çıkardın der (ki işyerlerinde bunu diyen çok azdır) o zaman havalara uçarsın ama sonraki gün berbat iş çıkarttın, yapacağın işe başlayacağım der dibi vurursun. Kendine dair iç görün yukarı aşağı oynayıp durur ve ruhsal dengeyi sağlaman zorlaşır.

Sen olduğun halinle zaten değerlisin. Daha üretken olman seni daha değerli yapmaz, daha pasif kalman da daha değersiz yapmaz. Kendini sabitleştirip diğer insanların yargılarından bağımsızlaştırırsan daha huzurlu olursun.

Sana iyi gelecek bir kaç kitap tavsiyesi vereyim;
Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı/Don Miguel Ruiz,
İnsanın Anlam Arayışı/ viktor frankl,
Öfke Dansı/Harriet Lerner

Psikolog Tülay Kök'ün ücretsiz youtube da videoları var. Onlar da iyidir. Aylık 60 TL'ye abonelik de alabilirsin. Mavi ya da kırmızı odaya kaydolarak kendi ruh dinamiklerini sağlamlaştırabilirsin. Sana iyi gelebilir. 3 yıl kadar aktif terapi aldım. son iki yıl da kriz olaylarım olduğunda kontrol seansları aldım. Şema terapi ve BDT ağırlıklıydı ve bana iyi geldi, terapiye başlayarak iyi yapmışsın.

Kendi hayatın kendi seçimlerin. Kendini yiyip durabilirsin de mükemmel olmasından bağımsız olarak bir yerden başlayabilirsin de.
Sen bilirsin
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst