12-
Inkar edilmeyen gerçeklerden biri de gözlerimizin birer fotoğraf makinesi oluşudur.
Baktığı şeyin derhal fotoğrafını çeker, sonra da onu çöplüğe atıp da unutmaz. Belki en mühimi, hayal arşivine yerleştirir, orada kalp gözüyle her an seyretmeye mecbur bırakır.
Bundan dolayı insanlar neye çok bakıyorlarsa onun fotoğrafını çekiyorlar, neyin fotoğrafını çekiyorlarsa onu seyrediyorlar demektir.
Bu açıdan şöyle serinkanlı düşünmek istiyoruz:
Hayal arşivimizde nelerin resimleri var, nelerin fotoğraflarını çekip istif etmişiz oraya?
Bazen bir güzel yeşillik manzarasının resmini çeker gözleriniz, onu gönderir hayal aleminize.
Fırsat buldukça hep onu hayal eder huzur bulursunuz.
Bazen de cinsi duygularınızı isyan ettirecek şeylerin resmini çeker gözleriniz. İşte zorlanma ve bozulmalar da bundan sonra başlar insanda
Zira sizin hayal aleminiz artık yeşillikler meşheri değil, cinsi duygularınızı isyan ettiren haramlar çöplüğüdür.
Huzurunuz kaçar, rahatınız uçar, oturduğunuz yerde bile haram resim seyredersiniz, evinizin bir köşesinde bile rahat yoktur size
Çünkü sık sık bakıyorsunuz sizi böylesine isyana yönelten haramlara, tahrik ve teşhir unsurlarına. Artık ibadet anında karşınıza Kabe gelme yerine, kasdi olarak bakıp da çektiğiniz haram resimleri gelir, hayali gözlerinizin önüne dikilir.
Ibadet zevkiniz uçar, ruhi sukunetiniz kaçar, rahatsız olursunuz, üzüntü duyarsınız, vicdan azabı çekersiniz.
Hatta zaman zaman da, ''Eyvah! Ben bozuluyor muyum?'' diye korkuya, endişeye de kapılabilirsiniz. Işte şeytanın beklediği en kritik andır bu. Tam zamanıdır. Hemen yaklaşır size:
- Artık senden adam olmaz. Hem öylesine çirkin ve günah şeylerin resmini çekip hayalinde seyredeceksin, hem de kendini sağlam bir Müslüman olarak düşüneceksin. Olmaz böyle riyakarlık.. Vazgeç bu sofuluktan. Zamanı değildir henüz. Gençliğini yaşa. Yaşlanınca yaparsın ibadetlerini, takva titizliğini, İslami hizmetlerini..
Nefsiniz, şeytanınız bunları fısıldarken; kalbiniz, vicdanınız da feryat eder, itirazı bastırırlar:
- Hayır derler; biz bu halimizle de yine yolumuza devam eder, daha iyiye de gidebiliriz. Tevbemiz var , istiğfarımız var. Rabbimiz’ in affı söz konusu. Hatta sevabımızın, hizmetimizin, ibadetimizin daha da çoğalması, artması lazımdır ki, mahşerdeki terazimizde ikisi de tartılırken sevabımız ağırlık kazansın, bizi kurtaracak fazlalığa ulaşsın!..
Evet, kalbimiz, ruhumuz, vicdanımız bizlere böyle şeyler ihtar ederken biz yine de diyoruz ki:
- Sevgili gençler! Aman fotoğraf makinenizi dikkatli kullanın. Çöplüğe yöneltmeyin, müstehceni çekmeyin.
Sonra hayal aynanızda hep onlara takılır kalırsınız da günlük işlerinizde bile veriminiz düşer,
başarınız duraklar; yeni şeyler düşünemez, fikir üretemez hale gelirsiniz.
Bu da ahiretten önce dünyada zarar verir sizlere.
-Ahmed Şahin-