Yazının daha anlaşılır ve net olmasını istediğim için bazı parçalara bölmek istiyorum. Öncelikle filmin konusundan üstünkörü bahsedecek sonrasında ise daha derinlerine ineceğiz.
Not: Filmi izlediğimden beri biraz süre geçti yanlış hatırlıyorsam lütfen düzeltin.
Not2: Yazı elbette sürpriz bozanlar içermektedir.
Not3: Bu film hakkında bir konu açılmıştı ama ben direk filmden bahsetmek istediğim için tekrardan açtım. Buna da göz atabilirsiniz: Bir Rüya İçin Ağıt Filminin Bağımlılıklarla İlişkisi
Sara tek başına yaşayan bir annemizdir, bir apartman dairesindeki evinde diğer arkadaşları ile yaşamaktadır. Yalnız bir yaşam sürmekte ve tek oğlu olan Harry ile problemler yaşamaktadır. Marion ise Harry'nin sevgilisidir. Film başlangıcında ikisinin aşkı derinlemesine işlenir ve hayatı ne kadar hızlı yaşadıkları vurgulanır. Birbirlerinin eşsiz olduklarını ve asla ihanet etmeyeceklerine yönelik iddialarını görürüz.
"I love you, Harry. You make me feel like a person. Like I'm me... and I'm beautiful."
"You are beautiful. You're the most beautiful girl in the world. You are my dream."
Sen benim rüyamsın? Fakat rüyalar bedeller ile birlikte mi gelir? Yoksa ödeyeceği bedelin ne olduğunu seçmek mi gerekir? Harry maalesef kurduğu hayali gerçekleştirmek için yanlış bir yol seçmektedir ki sonucunda ödeyeceği bedel başlangıçta yola çıktığı rüyayı bile anlamsız hale getirmektedir. Marion tarafının ailesi hiç gösterilmese de biraz daha zengin kesimden oldukları belirtilir. Marion moda işinde iyidir ve Harry ona para bularak bir dükkan açmayı teklif eder. Fakat ne yazık ki ikisinin de aşkına ihanet edebilecekleri ve bağlarını koparamadıkları üçüncü bir aktör vardır ki hepsinin hayatını alt üst eden yegane unsurda bu olmaktadır: Uyuşturucu!
Film bizi bu ikilinin aşkını derinlemesine gösterir ve aslında üçüncü faktör aradan kalkmış olsa idi belki de güzel bir hayat yaşanabileceği hissettir. Filmi izlerken bunu bende düşündüm ; Aslında karakterlerin etrafından uyuşturucu kalktığında gayet güzel bir aşk, geçmişe duyulan bir özlem ve normal bir hayat görüyoruz. Filmde uyuşturucu ile ellerinden alınan bu hayatı izlerken gözlerinizden yaşlar dökülmemesi imkansız.
Ve son karakterimiz Harry'in arkadaşı Tyrone. Tyrone derinlemesine işlenmez ama bazı noktalarda üzerine vurgular verilir. Harry dışında diğer ana karakter ile etkileşimi gösterilmez. İlk etapta Harry ile sadece uyuşturucu kullanırken, sonrasında aslında gene bir hayal için uyuşturucu satıp para kazanmak isterler.
Tyrone karakteri için ilginç bir detaydır ki kendisi bağımlılığının farkına varan tek karakter gibi gösterilmiştir. Yaptığı yanlışı aslında bir noktada fark eder, ailesini hatırlar ve üzülür. Diğer karakterler için hikayemiz pekte iyi noktalanmaktadır ve bir yere varmamaktadır. Film size bir olay örgüsü anlatma niyetindedir, kendi içinde bir sonu vardır ve bu son, son derece üzücüdür.
Bu sahne gözlerimden birkaç yaş damla düşürdü. Açıkçası oyuncu bu sahneyi müthiş oynamış. Filmde hangi karakter üzerinden bir empati yürüteceğimden emin değildim. İlginç olacak ama bize en yakın hissettiğim karakter, anne karakteriydi. Yalnız, canı sıkılan, amaçsızlık dehlizinde kaybolmuş bir karakter çiziliyor. Öncesinde kocası ve oğlu ile kendine bir amaç edinmiş olan karakterimiz için sonrasında hayat, ölümü bekleyen bir sayaca dönmüş durumda. Hepimizin bir noktada böyle hissettiğini düşünüyorum. Yarın güneşin doğuşunu izlemek için hiçbir sebebi kalmamaktan daha kötü ne olabilir ki?
Harry, sevgilisi ve arkadaşı ise aslında filmin başından itibaren uyuşturucu olayının içinde gösterilirler. Buraya nasıl girdiklerine dair bir bilgi yoktur. Sadece onların bu bağımlılıkları yüzünden ne kadar ileri gidebileceklerini izleriz. İlk başlarda filmin temposunun risk almaya verimli olmayan bir tempoda gittiğini zannettim ve 8.3 IMDB puanını hak etmediğini düşündüm. Sonlara doğru ise film ve fikirlerim çarpıştı ve filmin başındaki sahneler ile son bağdaştırıldı. Bana ise büyük bir yük bırakıldı. Bu yükü maalesef kaldıramayacağımdan ötürü bu filmi tekrardan izlemeyi asla düşünmüyorum.
Anne karakterine yakın bir bakış atalım.
Başlıkta yazdığı gibi annemizin tek bir hedefi vardır "biri olduğunu gösterebilmek" ve bir hedef edinebilmek. Kendisi filmde yemek ve televizyon bağımlısı olarak gösterilmiştir. Günümüzde insanların bu gibi şeylere saplantılı olabileceğini biliyoruz. Televizyon günümüzde modern uzantıları olan sosyal medya ve çevrim içi platformlar ile yaşamına devam ediyor. Yemek ise 2000'li yıllarda çıkan şeker zararlıdır hatta bağımlılık yapıcıdır furyasına rağmen günümüzde, ülkemizde ve dünyada sıklıkta tüketiliyor. Anne karakterini kendime yakın hissetmemin sebebi buydu; Anne aslında hiçbir zaman kötü yola sapmamıştı. Bir hayal kurmuştu ve maalesef altında ezildi.
Herkes sessiz olsun, bir kazananımız var! Dedim ki bir kazananımız var. Brooklyn, Brighton Beach'den sizlere Sara Goldfarb'ı takdim ediyorum. Enerji Sara'da değil mi arkadaşlar? Şimdi de kendisinin biricik oğlunu çağırıyoruz, karşınızda Harry Goldfarb.
-Seni seviyorum, Harry!
+Bende seni, anne!
Gerçek olsa ne de güzel olurdu değil mi? Tamam aklınızı fazla karıştırmayalım. Sıralama şöyle oluyor: Sara televizyonda bir kişisel gelişim programını sıklıkla izler. Sonrasında kendisine bu programa çıkacağı yönünde bir haber verilir ve heyecanlanır. Ama oda ne? Kocasının kendisini mükemmel bulduğu ve muhteşem görüneceğini düşündüğü o kırmızı elbise kendisine olmamaktadır. Sara bir hayal kuruyordur ve hedefe ulaşmak için her yol mübahtır, kendi hayatı bile. Sara önce diyet dener fakat yemeklere olan aşırı düşkünlüğünden dolayı bunda çok zorlanmaktadır. Arkadaşlarının önerdiği bir doktora giderek "hap" yöntemiyle zayıflamayı dener. Fakat bu haplar işlerin gidişatını 180 derece değiştirir. Karakterimizi her ne kadar enerjik(!) ve atik yapsada onu içeriden bitirmektedir. Onu tüketmektedir. Karakterimiz üzerinden bağımlılıkların birkaç teması işlenir esasında. Karakterimiz bağımlı olduğu unsurlardan kafasını kaldırınca yoksunluk çekmeye başlar, hele bir de yanlış ve hedefsiz bir kadın olduğundan dolayı tüm yaşamı eski bağımlılıklarını tetiklemektedir. Tanıdık geldi mi beyler? Bunlar gayet empati yapabileceğimiz duygular. Karakterimiz zaten yoksunluk duygusundan haplara yönelse de haplar "Coolidge" etkisi dediğimiz etkiyi gösterir. Artık aynı düzey yetmemekte ve karakterimiz eskisi kadar enerjik hissetmemektedir. Bu noktada kendisi hapları daha fazla almaya başlar. Hayal ve gerçek birbirine girmeye başlar. Televizyondan karakterler dışarıya sıçrar, buzdolabı ayaklanır ve üzerine gelir.
Sara karakterinin bu süreci hızlı çekim teknikleriyle izleyiciye hissettirilir. Sara günün birinde kırmızı elbiseye sığmaktadır. Televizyona çıkacağı günü saymaktadır. Haber beklemektedir. Başlangıçta pasajı verdiğim o sekans sonrası oğlu Harry uyuşturucularla arası iyi olduğundan dişlerini sıkmasından uyuşturucu kullandığını anlar. Komik olan şudur ki: Harry annesine hemen bırakmasını ve çok zararlı olabileceğini söyler. Klasik bir sigara tiryakisinin çocuklarına veya etrafa saçıp savurduğu o klasik cümleleri etrafta yankılar.
"İçmeyin kardeşim! Ben içtim bir şey anlamadım!"
Harry bu noktada gayet çaresiz hisseder. Kendisi bir uyuşturucu bağımlısıyken annesine nasıl tavsiye verebilir ki? Kendinizi hayalden bir dünyaya kaptırdığınızda gerçek böyle soğuk bir su gibi surata çarpabilmektedir. Böyle bir rüyaya ancak böyle bir ağıt yakılır.
Harry ve Marion karakteri için uyuşturucudan kopmak için hiçbir sebep göremeyiz. Açıkcası filmin sonu bunu göstermiyor. Öncesinde de söylediğim gibi annesine duyduğu özlem ve başarı duygusunu hissetmenin rüyası sebebiyle yükselmeyi düşünen Tyrone, sonrasında başarının yolunun uyuşturucudan geçmediğini anlar gibi olur ama gene de havada kalır.
Harry ve Tyrone para için uyuşturucu alıp topluca satmaya başlarlar. Böylece iyi bir para kaldırırlar. Bu süreçte maddenin bir kısmını kendileri tüketir. Film bakış açısında nötrdür. Bizlere bu esnalarda uyuşturucu güzellemez veya kötülemez. Olduğu gibi karakterlerin hissini bizlere verir. Burada belki olumlama hissedilebilir ama olan şey karakterlerinin hissini olabildiğince vermektedir. Uyuşturucunun verdiği o sahne enerji ve tatmin hissi yansıtılmıştır. Müthiş bir hayat. Para, sevgili ve arkadaş... Hayaller bir adım uzaktadır? Polis baskını, kefaret ve yeniden sıfır noktası hatta eksilerde kalırlar. Uyuşturucuyu, bırakın satmak için bulmalarını, kendileri içinde bulamazlar. Harry bu esnada Marion yerine uyuşturucu önceler, aslında aynısını Marion'da yapar. Yoksunluk sancısının insanı ne kadar ileri götürebileceğini müthiş yansıtılır. Marion bu durumun sorumlusunu Harry olarak görür. Harry madde bulamaz. Madde bulabilecekleri bir yere Tyrone ile gitmeye karar verirler. Burada Marion hala Harry'i suçlamakta ve madde için çırpınmaktadır. Mevzu artık para daha değildir. Ellerinde parar varken bile bulamazlar.
Burada filmin en vurucu sahneleri gelir. Bittiğinde kendinize bir yarım saat gelemiyorsunuz. Detaylı belirtmeyeceğim ama hepsi için uyuşturucu kullanımının sonu iyi bitmemektedir.
Marion... Seni o kadar çok düşündüm ki... İyi misin?
Ne zaman eve döneceksin?
Yakında.
Ne zaman?
Yakında... Senin durumun nasıl?
Harry... Bugün gelir misin?
Evet...
Gelirim... Bugün gelirim. Beni bekle, tamam mı?
Tamam, Harry!
Geri dönüyorum, Marion.
Evet.
Çok üzgünüm, Marion...
(Göz yaşlarını silerken) Biliyorum.
Sizleri üzmek istemem baylar ama filmin başında Sara Goldfarb tarafından söylenen şey gerçekleşmez.
Bu gerçek değil. Hem gerçek olsa da bir sorun olmaz. O yüzden endişelenme. Her şey düzelecek. Göreceksin!
Okuduğunuz için teşekkürler!
Dipnot: Filmde zayıflamak için kullanılan maddenin ne olduğu asla gösterilmese de sanırım o tarihlerde gerçekten zayıflamak için kullanılan bir madde.
Ha bahsetmeden geçmeyelim: O efsane gerilim müziği aşağıda.
Not: Filmi izlediğimden beri biraz süre geçti yanlış hatırlıyorsam lütfen düzeltin.
Not2: Yazı elbette sürpriz bozanlar içermektedir.
Not3: Bu film hakkında bir konu açılmıştı ama ben direk filmden bahsetmek istediğim için tekrardan açtım. Buna da göz atabilirsiniz: Bir Rüya İçin Ağıt Filminin Bağımlılıklarla İlişkisi
Hayal ve Hüsran!
Film Konusu:
Filmimiz aslında 4 ana karakter üzerinde şekilleniyor; Harry ve Sara Goldfarb, Marion Silver ve Tyrone C Love. Farklı karakter çeşitliliğinden ziyade kişilerin yaşadığı bireysel deneyimler rahatsız edici ve inanılmaz derecede etkileyici çekim teknikleri ile anlatılmış. Ne hissettiklerini anlamanız için elinden geleni yapmışlar.Sara tek başına yaşayan bir annemizdir, bir apartman dairesindeki evinde diğer arkadaşları ile yaşamaktadır. Yalnız bir yaşam sürmekte ve tek oğlu olan Harry ile problemler yaşamaktadır. Marion ise Harry'nin sevgilisidir. Film başlangıcında ikisinin aşkı derinlemesine işlenir ve hayatı ne kadar hızlı yaşadıkları vurgulanır. Birbirlerinin eşsiz olduklarını ve asla ihanet etmeyeceklerine yönelik iddialarını görürüz.
"I love you, Harry. You make me feel like a person. Like I'm me... and I'm beautiful."
"You are beautiful. You're the most beautiful girl in the world. You are my dream."
Sen benim rüyamsın? Fakat rüyalar bedeller ile birlikte mi gelir? Yoksa ödeyeceği bedelin ne olduğunu seçmek mi gerekir? Harry maalesef kurduğu hayali gerçekleştirmek için yanlış bir yol seçmektedir ki sonucunda ödeyeceği bedel başlangıçta yola çıktığı rüyayı bile anlamsız hale getirmektedir. Marion tarafının ailesi hiç gösterilmese de biraz daha zengin kesimden oldukları belirtilir. Marion moda işinde iyidir ve Harry ona para bularak bir dükkan açmayı teklif eder. Fakat ne yazık ki ikisinin de aşkına ihanet edebilecekleri ve bağlarını koparamadıkları üçüncü bir aktör vardır ki hepsinin hayatını alt üst eden yegane unsurda bu olmaktadır: Uyuşturucu!
Film bizi bu ikilinin aşkını derinlemesine gösterir ve aslında üçüncü faktör aradan kalkmış olsa idi belki de güzel bir hayat yaşanabileceği hissettir. Filmi izlerken bunu bende düşündüm ; Aslında karakterlerin etrafından uyuşturucu kalktığında gayet güzel bir aşk, geçmişe duyulan bir özlem ve normal bir hayat görüyoruz. Filmde uyuşturucu ile ellerinden alınan bu hayatı izlerken gözlerinizden yaşlar dökülmemesi imkansız.
Ve son karakterimiz Harry'in arkadaşı Tyrone. Tyrone derinlemesine işlenmez ama bazı noktalarda üzerine vurgular verilir. Harry dışında diğer ana karakter ile etkileşimi gösterilmez. İlk etapta Harry ile sadece uyuşturucu kullanırken, sonrasında aslında gene bir hayal için uyuşturucu satıp para kazanmak isterler.
Tyrone karakteri için ilginç bir detaydır ki kendisi bağımlılığının farkına varan tek karakter gibi gösterilmiştir. Yaptığı yanlışı aslında bir noktada fark eder, ailesini hatırlar ve üzülür. Diğer karakterler için hikayemiz pekte iyi noktalanmaktadır ve bir yere varmamaktadır. Film size bir olay örgüsü anlatma niyetindedir, kendi içinde bir sonu vardır ve bu son, son derece üzücüdür.
Üzücü ama gerçek!
Kırmızı elbise Harry! Baban bu elbiseye bayılırdı, televizyona çıkacağımı biliyor musun? Ben yalnız bir kadınım Harry. Televizyona çıkacağım ve diyeceğim ki sevgili oğlum Harry ve canım kocama sevgiler yolluyorum. Kırmızı elbise Harry, ona sığabilmeliyim. Neden yatağı toplayayım ki? Sabah kalkmak için artık bir sebebim var. Harry ben... Ben yalnızım!Bu sahne gözlerimden birkaç yaş damla düşürdü. Açıkçası oyuncu bu sahneyi müthiş oynamış. Filmde hangi karakter üzerinden bir empati yürüteceğimden emin değildim. İlginç olacak ama bize en yakın hissettiğim karakter, anne karakteriydi. Yalnız, canı sıkılan, amaçsızlık dehlizinde kaybolmuş bir karakter çiziliyor. Öncesinde kocası ve oğlu ile kendine bir amaç edinmiş olan karakterimiz için sonrasında hayat, ölümü bekleyen bir sayaca dönmüş durumda. Hepimizin bir noktada böyle hissettiğini düşünüyorum. Yarın güneşin doğuşunu izlemek için hiçbir sebebi kalmamaktan daha kötü ne olabilir ki?
Harry, sevgilisi ve arkadaşı ise aslında filmin başından itibaren uyuşturucu olayının içinde gösterilirler. Buraya nasıl girdiklerine dair bir bilgi yoktur. Sadece onların bu bağımlılıkları yüzünden ne kadar ileri gidebileceklerini izleriz. İlk başlarda filmin temposunun risk almaya verimli olmayan bir tempoda gittiğini zannettim ve 8.3 IMDB puanını hak etmediğini düşündüm. Sonlara doğru ise film ve fikirlerim çarpıştı ve filmin başındaki sahneler ile son bağdaştırıldı. Bana ise büyük bir yük bırakıldı. Bu yükü maalesef kaldıramayacağımdan ötürü bu filmi tekrardan izlemeyi asla düşünmüyorum.
Bir şey olmak!
Anne karakterine yakın bir bakış atalım.
Başlıkta yazdığı gibi annemizin tek bir hedefi vardır "biri olduğunu gösterebilmek" ve bir hedef edinebilmek. Kendisi filmde yemek ve televizyon bağımlısı olarak gösterilmiştir. Günümüzde insanların bu gibi şeylere saplantılı olabileceğini biliyoruz. Televizyon günümüzde modern uzantıları olan sosyal medya ve çevrim içi platformlar ile yaşamına devam ediyor. Yemek ise 2000'li yıllarda çıkan şeker zararlıdır hatta bağımlılık yapıcıdır furyasına rağmen günümüzde, ülkemizde ve dünyada sıklıkta tüketiliyor. Anne karakterini kendime yakın hissetmemin sebebi buydu; Anne aslında hiçbir zaman kötü yola sapmamıştı. Bir hayal kurmuştu ve maalesef altında ezildi.
Herkes sessiz olsun, bir kazananımız var! Dedim ki bir kazananımız var. Brooklyn, Brighton Beach'den sizlere Sara Goldfarb'ı takdim ediyorum. Enerji Sara'da değil mi arkadaşlar? Şimdi de kendisinin biricik oğlunu çağırıyoruz, karşınızda Harry Goldfarb.
-Seni seviyorum, Harry!
+Bende seni, anne!
Gerçek olsa ne de güzel olurdu değil mi? Tamam aklınızı fazla karıştırmayalım. Sıralama şöyle oluyor: Sara televizyonda bir kişisel gelişim programını sıklıkla izler. Sonrasında kendisine bu programa çıkacağı yönünde bir haber verilir ve heyecanlanır. Ama oda ne? Kocasının kendisini mükemmel bulduğu ve muhteşem görüneceğini düşündüğü o kırmızı elbise kendisine olmamaktadır. Sara bir hayal kuruyordur ve hedefe ulaşmak için her yol mübahtır, kendi hayatı bile. Sara önce diyet dener fakat yemeklere olan aşırı düşkünlüğünden dolayı bunda çok zorlanmaktadır. Arkadaşlarının önerdiği bir doktora giderek "hap" yöntemiyle zayıflamayı dener. Fakat bu haplar işlerin gidişatını 180 derece değiştirir. Karakterimizi her ne kadar enerjik(!) ve atik yapsada onu içeriden bitirmektedir. Onu tüketmektedir. Karakterimiz üzerinden bağımlılıkların birkaç teması işlenir esasında. Karakterimiz bağımlı olduğu unsurlardan kafasını kaldırınca yoksunluk çekmeye başlar, hele bir de yanlış ve hedefsiz bir kadın olduğundan dolayı tüm yaşamı eski bağımlılıklarını tetiklemektedir. Tanıdık geldi mi beyler? Bunlar gayet empati yapabileceğimiz duygular. Karakterimiz zaten yoksunluk duygusundan haplara yönelse de haplar "Coolidge" etkisi dediğimiz etkiyi gösterir. Artık aynı düzey yetmemekte ve karakterimiz eskisi kadar enerjik hissetmemektedir. Bu noktada kendisi hapları daha fazla almaya başlar. Hayal ve gerçek birbirine girmeye başlar. Televizyondan karakterler dışarıya sıçrar, buzdolabı ayaklanır ve üzerine gelir.
Sara karakterinin bu süreci hızlı çekim teknikleriyle izleyiciye hissettirilir. Sara günün birinde kırmızı elbiseye sığmaktadır. Televizyona çıkacağı günü saymaktadır. Haber beklemektedir. Başlangıçta pasajı verdiğim o sekans sonrası oğlu Harry uyuşturucularla arası iyi olduğundan dişlerini sıkmasından uyuşturucu kullandığını anlar. Komik olan şudur ki: Harry annesine hemen bırakmasını ve çok zararlı olabileceğini söyler. Klasik bir sigara tiryakisinin çocuklarına veya etrafa saçıp savurduğu o klasik cümleleri etrafta yankılar.
"İçmeyin kardeşim! Ben içtim bir şey anlamadım!"
Harry bu noktada gayet çaresiz hisseder. Kendisi bir uyuşturucu bağımlısıyken annesine nasıl tavsiye verebilir ki? Kendinizi hayalden bir dünyaya kaptırdığınızda gerçek böyle soğuk bir su gibi surata çarpabilmektedir. Böyle bir rüyaya ancak böyle bir ağıt yakılır.
Sınır nedir?
Uyuşturucu bağımlısı karakterlerimizin üzerinden bir beyin fırtınası yapalım. Burası değinmeye değer. Ah, Harry ve Marion, ne kadar da birbirinize yakışıyordunuz! O köprü... Harry hayalinde Marion'a erişmeye çalışır. Gerçek su gibi çarpar mı değişmiştik? Rüyalar ağıtlar ile mi tamamlanıyordu? Yok yok öyle değildir. Yoksa olabilir mi? Uyuşturucu bir insanı nereye kadar götürebilir? Gelin derinleşelim.Harry ve Marion karakteri için uyuşturucudan kopmak için hiçbir sebep göremeyiz. Açıkcası filmin sonu bunu göstermiyor. Öncesinde de söylediğim gibi annesine duyduğu özlem ve başarı duygusunu hissetmenin rüyası sebebiyle yükselmeyi düşünen Tyrone, sonrasında başarının yolunun uyuşturucudan geçmediğini anlar gibi olur ama gene de havada kalır.
Harry ve Tyrone para için uyuşturucu alıp topluca satmaya başlarlar. Böylece iyi bir para kaldırırlar. Bu süreçte maddenin bir kısmını kendileri tüketir. Film bakış açısında nötrdür. Bizlere bu esnalarda uyuşturucu güzellemez veya kötülemez. Olduğu gibi karakterlerin hissini bizlere verir. Burada belki olumlama hissedilebilir ama olan şey karakterlerinin hissini olabildiğince vermektedir. Uyuşturucunun verdiği o sahne enerji ve tatmin hissi yansıtılmıştır. Müthiş bir hayat. Para, sevgili ve arkadaş... Hayaller bir adım uzaktadır? Polis baskını, kefaret ve yeniden sıfır noktası hatta eksilerde kalırlar. Uyuşturucuyu, bırakın satmak için bulmalarını, kendileri içinde bulamazlar. Harry bu esnada Marion yerine uyuşturucu önceler, aslında aynısını Marion'da yapar. Yoksunluk sancısının insanı ne kadar ileri götürebileceğini müthiş yansıtılır. Marion bu durumun sorumlusunu Harry olarak görür. Harry madde bulamaz. Madde bulabilecekleri bir yere Tyrone ile gitmeye karar verirler. Burada Marion hala Harry'i suçlamakta ve madde için çırpınmaktadır. Mevzu artık para daha değildir. Ellerinde parar varken bile bulamazlar.
Burada filmin en vurucu sahneleri gelir. Bittiğinde kendinize bir yarım saat gelemiyorsunuz. Detaylı belirtmeyeceğim ama hepsi için uyuşturucu kullanımının sonu iyi bitmemektedir.
Marion... Seni o kadar çok düşündüm ki... İyi misin?
Ne zaman eve döneceksin?
Yakında.
Ne zaman?
Yakında... Senin durumun nasıl?
Harry... Bugün gelir misin?
Evet...
Gelirim... Bugün gelirim. Beni bekle, tamam mı?
Tamam, Harry!
Geri dönüyorum, Marion.
Evet.
Çok üzgünüm, Marion...
(Göz yaşlarını silerken) Biliyorum.
Sizleri üzmek istemem baylar ama filmin başında Sara Goldfarb tarafından söylenen şey gerçekleşmez.
Bu gerçek değil. Hem gerçek olsa da bir sorun olmaz. O yüzden endişelenme. Her şey düzelecek. Göreceksin!
Okuduğunuz için teşekkürler!
Dipnot: Filmde zayıflamak için kullanılan maddenin ne olduğu asla gösterilmese de sanırım o tarihlerde gerçekten zayıflamak için kullanılan bir madde.
Ha bahsetmeden geçmeyelim: O efsane gerilim müziği aşağıda.





