Dostum, bu gibi sorunların nasıl çözüleceğini bilmen o sorunları çözmez.Çünkü bu sorunlar mantıksal problemler değil,duygusal problemlerdir. Bir duygusal problemi çözmek içinde zaman gerekir.Mantığın(düşünen beynin) ve duygusal beyninin birlikte çalışması gerekir. Örneğin kendini kötü hissettiğin zaman aklın bu duygunun kötü birşey olduğunu düşünür ve kendini suçlarsan bu sefer kendini sadece kötü hissettiğin için daha da kötü hissedeceksin.Buna cehennemden geri bildirim döngüsü denir.Bu döngüye girince çıkmak uğraştırır
Çıkmak için şunu kullanabilirsin; bu kadar kötü hissediyorum peki bu umrumda mı ?
Kısacası kendini anlama ve kendi üstünde empati evresine ihtiyacın var.Her eylemi yapınca oluşan duyguyu anlaman gerekiyor.Duygularınla kavga etmemen gerekiyor.Sonra değer hiyerarşini yeniden inşa etmen gerekiyor. Çünkü değer hiyerarşisi duygusal beynin çalışma sistemidir.Eğer bu sistemde bir değişiklik geliştirirsen , bir zaman sonra hiç kimsenin senin hakkında söylediğini umursamayacaksın. Hatta belkide eskiden bu değeri benimsediğine şaşıracak ve bunu zaman kaybı göreceksin.
Değer hiyerarşiside yaşadığın deneyimlerin tersine bir deneyim yaşamaya başlarsan değişmeye başlar.Bu deneyimin gücü ne kadar güçlüyse değişim o kadar güçlü olur. Unutma bu deneyimde acı çekeceksin, çünkü ıstırap yaşamdan sökülemez bir ipliktir.
Newtonun 2.duygu yasası=Özdeğerimiz zaman içindeki duygularımızın toplamına eşittir(Herşey B*ktan-Mark Manson)
Bu yasada iyi gösteriyor ki özdeğerimiz hissettiklerimizle ilgilidir. Özdeğerimiz içinde buluğundumuz duruma özgüdür. Çevreden olumlu sinyaller gelirse duygusal beynimiz pek tabi bunu olumlu yorumlayacaktır ve aniden özgüvenimiz artacaktır.Eğer çevreden olumsuz sinyaller gelirse özgüven düşmeye başlar. Eğer bu sürekli yaşanırsa duygusal beyin bunu kabul eder ve doğuştan aşağılık olduğumuza inandırır. Bu narsisizm bir türüdür. Genellikle özgüvensizlik geçmişte yaşanmış kötü bir deneyime ya da deneyimlere dayanır. Fakat bu yüzyılda yaşadığımız herkeste görülen özgüvensizlik tamamen farklı bir soruna dayanıyor. Çünkü biz burada yatarken birileri sürekli ilerliyor ve basın-medya-sosyal medya sürekli bunları gözümüze sokuyor, ve kendi önemsizliğimizi,değersizliğimizi pekiştiriyor. Onlar çok önemli işlerini yaparken biz böyle önemsiz işlerde harap olup gidiyoruz.Ne kadar yazık değil mi ? Aslında farkında olmadan bizim gibi olan çoğu insanın değersiz olduğunu da kabul ediyoruz.Sadece o azınlık çok iyi ve diğer herkes değersiz. Bu çağın hastalığı maalesef ki bu