Son Paylaşımlar

Sitemize Hoşgeldiniz NeverFap Türkiye

Bize katılmak için kayıt olabilir veya giriş yapabilirsiniz.

Forum Rehberi >>>

Neverfap Türkiye Forum kurallarını öğrenmeniz ceza almanızı engeller. Kurallarımızı okuyunuz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yönetimle İletişime Geç >>>

Sitemizi kullanırken yaşadığınız sorun ve önerilerinizi yöneticiler ile paylaşabilirsiniz. Sağdaki simgeye tıklayarak gidebilirsiniz.

Yaşamak İçin Bir Nedeni Olmayan İnsan

Metanet Sahibi

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
15
Tepki puanı
18
Puanları
4
Evet dostlar başlık benim durumumu yansıtıyor son 1.5 aydır tam bu şekildeyim lakin ondan önceki hayatımda da kendiniz dizi, oyun, sosyal medya ve pmo ile kendimi uyuşturan birisiydim. Şimdilerde ise kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum gerçeğin acısını çekiyorum sosyalleşmeyi denedim lakin beni tatmin etmedi yahut beni daha fazla yordu. Hatta birisine bir şeyler hissettiğimi dahi düşünmüştüm lakin kendimi kandırdığımın farkına vardım. Aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum her günüm aynı geçiyor ders, kitap hobiler biraz sosyalleşme şeklinde ve ben kendimi öylesine yalnız ve boş hissediyorum ki neden yaşadığımı dahi bilmiyorum. Bir de şöyle bir durum var aslına bakarsanız derslerimde başarılı olan birisiyim birçok hobimde vardır araştırmayı severim ama ne yaparsam olmuyor. Arkadaşlar bu hayattan zevk almıyorum hatta acı çekiyorum inişlerden çıkışlar tek başına mihnet zaten ama en çokta yalnızlıktan muzdaripim. Hatta bu konuyu bazı yakınlarıma belirli yollarla ima etsem de bu konuda kendimi sadece burada ifade etmiş bulunuyorum.
 
Moderatörün son düzenlenenleri:

JakeDunn

Admin
Topluluk Yöneticisi
Katılım
22 Tem 2020
Mesajlar
720
Tepki puanı
2,274
Puanları
200
Web Sitesi
neverfapturkiye.com
Evet dostlar başlık benim durumumu yansıtıyor son 1.5 aydır tam bu şekildeyim lakin ondan önceki hayatımda da kendiniz dizi, oyun, sosyal medya ve pmo ile kendimi uyuşturan birisiydim. Şimdilerde ise kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum gerçeğin acısını çekiyorum sosyalleşmeyi denedim lakin beni tatmin etmedi yahut beni daha fazla yordu. Hatta birisine bir şeyler hissettiğimi dahi düşünmüştüm lakin kendimi kandırdığımın farkına vardım. Aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum her günüm aynı geçiyor ders, kitap hobiler biraz sosyalleşme şeklinde ve ben kendimi öylesine yalnız ve boş hissediyorum ki neden yaşadığımı dahi bilmiyorum. Bir de şöyle bir durum var aslına bakarsanız derslerimde başarılı olan birisiyim birçok hobimde vardır araştırmayı severim ama ne yaparsam olmuyor. Arkadaşlar bu hayattan zevk almıyorum hatta acı çekiyorum inişlerden çıkışlar tek başına mihnet zaten ama en çokta yalnızlıktan muzdaripim. Hatta bu konuyu bazı yakınlarıma belirli yollarla ima etsem de bu konuda kendimi sadece burada ifade etmiş bulunuyorum.
Hayattan hiçbir zaman zevk alamayacaksın böyle devam edersen. Mutluluğu aramayı bırakıp kendinle barıştığın an mutluluğu bulacaksın. Olay mutlu olmaya çalışmak değil olay olduğun kişi olarak mutlu olmak.
 

Ruh Adam

Ay Yolcusu
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
26
Tepki puanı
63
Puanları
16
Yaş
25
Benzer bir durumu bende yaşadım ve bu durumun yarattığı stres yüzünden belkide hayatımın sonuna kadar devam edeceğim sürecimi bozmuş ve üzerine 2 aya yakın bir süre relapseler döngüsü ile kendimi kandırdım. Bu konuda sana verebileceğim en iyi tavsiye Viktor Emil Frankl'ın ve Jordan Peterson'ın tavsiyeleri ve benim bu konulardaki yorumlarım olacaktır. İnsanı bu vakte kadar varolmuş ve varolan tüm canlı türlerinden ayıran en önemli özelliği soyut düşünebilme kabiliyeti. Bu kabiliyet evrimsel süreçte insana büyük avantajlar sağladı onun fiziksel zayıflıklarına rağmen -Her insan yavrusunun prematüre doğması, İnsan yavrusunun çok uzun bir bakım sürecine sahip olması, Doğuştan yüksek kas kütlesine sahip olmaması...vb- onu yok etmeye çalışan doğaya karşı üstünlük sağladı ve medeniyeti oluşturmasını sağladı. Bu medeniyet mefhumu olumsal bir rota izledi her nesil öyle ve böyle bir şekilde önceki nesillerden daha iyi yaşam standartlarına ulaştı. Bu becerileri bize sağlayan beynimiz diğer primatlardan daha farklı yapıya sahip olması medeniyeti inşa etmemizi sağladı. Tabi bu medeniyetin daha iyi yaşam standartlarına ulaştırmasına rağmen beynimizin en büyük gücü olan anlamdan ve amaçtan yoksun bırakmaya başladı. Nietzsche'nin meşhur sözü "Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. HâӀâ gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden?" Ateizmin bir manifestosu değildi, bir yakarıştı çünkü Nietzsche burada Tanrının kişiliğinin varlığı ve yokluğu ile ilgilenmiyordu pek çok insanın ona yüklediği anlamın ölmesini söylüyordu nihilizmin insanı nasıl bir bataklığın içine çekeceği konusunda uyarıyordu ve haklıydı. 21. Yy. İnsanları korkunç bir nihilizm bataklığının içerisinde ve nihilizm varoluşsal sancılarının bir sonucuydu. Hayata bir anlam giydirememiş ve bir amaç uğruna kendini adayamamış yada bunu samimi bir şekilde yapmayan her insan bu varoluşsal sancıları yaşayacak ve nihilizmin kolları içinde kendini bulacak. İnsanoğlu kendisini anlamsızlık içerisinde zevkler ile kendini uyuşturdukça varoluşsal sancılarını sadece erteleyecek her ne kadar Nietzsche fahişe düşkünlüğüne sahip olsa ve bundan dolayı kaptığı hastalık delirmesine sebep olsada insanın geçici zevklerden uzak durmasını istemesinin en büyük sebepi buydu. İnsanların pek çoğunun kendisini PMO bağımlığı ile uyuşturmasının sebebide bu insan bu varoluşsal sancılarından kurtulmak istiyor ama uyuşturmak dışında başka birşey yapamıyor. Başta medeniyet ve insan beyni arasındaki ilişki kurmanın sebebi bu aslında insanın beyninin en büyük ihtiyacı hayatında bir anlam ve uğruna gecesini gündüzüne katacağı bir amacı olması gerekiyor. Başta ismini zikrettiğim Viktor Emil Frankl ve Jordan Peterson benim hayata bakışımı fazlasıyla etkiledi. Bu iki isimde hayatın neden bir anlamı olması gerektiğini ve neden amacımız olması gerektiğini net olarak ifade ediyorlar alabilirsen bu iki yazarın kitaplarını edinmeni tavsiye ederim yapamazsan internetten edinebildiğin her türlü kaynak ile kendini bilgi açısından doyur.


Yaşamak, acı çekmektir. Hayatta kalmak ise, bu acıda bir anlam bulmaktır.
Nietzsche


Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir.
Nietzsche

Acılar, sadece gelişiyorsan bir anlam taşır.
Viktor Frankl

Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır.
Viktor Frankl

1626198900561.png
 

izleyici1

Yoda
Katılım
13 Tem 2020
Mesajlar
491
Tepki puanı
727
Puanları
160
yaşamın amacı
alemlerin rabbi allahı tanımak ona doğru bir yol bulmaktır
bu yolda dünyayı incelersin
tarihi geleceği bilim felsefe matematik robotik bilgisayar her türlü konuya el atarsın
dünyayı gezersin bitkileri hayvanları uzayn derinliklerini incelersin psikolojiyi incelersin
istesende dünyayı gezip bitiremezsin
zamanda çok kısa
tavsiyem ilimde derinleşe bildiğin kadar derinleş
 

Metanet Sahibi

Yeni Fapstronot
Katılım
1 Mar 2021
Mesajlar
15
Tepki puanı
18
Puanları
4
Benzer bir durumu bende yaşadım ve bu durumun yarattığı stres yüzünden belkide hayatımın sonuna kadar devam edeceğim sürecimi bozmuş ve üzerine 2 aya yakın bir süre relapseler döngüsü ile kendimi kandırdım. Bu konuda sana verebileceğim en iyi tavsiye Viktor Emil Frankl'ın ve Jordan Peterson'ın tavsiyeleri ve benim bu konulardaki yorumlarım olacaktır. İnsanı bu vakte kadar varolmuş ve varolan tüm canlı türlerinden ayıran en önemli özelliği soyut düşünebilme kabiliyeti. Bu kabiliyet evrimsel süreçte insana büyük avantajlar sağladı onun fiziksel zayıflıklarına rağmen -Her insan yavrusunun prematüre doğması, İnsan yavrusunun çok uzun bir bakım sürecine sahip olması, Doğuştan yüksek kas kütlesine sahip olmaması...vb- onu yok etmeye çalışan doğaya karşı üstünlük sağladı ve medeniyeti oluşturmasını sağladı. Bu medeniyet mefhumu olumsal bir rota izledi her nesil öyle ve böyle bir şekilde önceki nesillerden daha iyi yaşam standartlarına ulaştı. Bu becerileri bize sağlayan beynimiz diğer primatlardan daha farklı yapıya sahip olması medeniyeti inşa etmemizi sağladı. Tabi bu medeniyetin daha iyi yaşam standartlarına ulaştırmasına rağmen beynimizin en büyük gücü olan anlamdan ve amaçtan yoksun bırakmaya başladı. Nietzsche'nin meşhur sözü "Tanrı öldü. Tanrıdan geriye bir ölü kaldı. Ve onu öldüren biziz. HâӀâ gölgesi beliriyor uzaklarda. Kendimizi nasıl avutacağız, biz katillerin katilleri? Neydi bıçaklarımızın altında ölümüne kan döken, dünyanın sahip olmuş olduğu bu en kutsal ve en kudretli şey: bu kanı kim silecek üzerimizden?" Ateizmin bir manifestosu değildi, bir yakarıştı çünkü Nietzsche burada Tanrının kişiliğinin varlığı ve yokluğu ile ilgilenmiyordu pek çok insanın ona yüklediği anlamın ölmesini söylüyordu nihilizmin insanı nasıl bir bataklığın içine çekeceği konusunda uyarıyordu ve haklıydı. 21. Yy. İnsanları korkunç bir nihilizm bataklığının içerisinde ve nihilizm varoluşsal sancılarının bir sonucuydu. Hayata bir anlam giydirememiş ve bir amaç uğruna kendini adayamamış yada bunu samimi bir şekilde yapmayan her insan bu varoluşsal sancıları yaşayacak ve nihilizmin kolları içinde kendini bulacak. İnsanoğlu kendisini anlamsızlık içerisinde zevkler ile kendini uyuşturdukça varoluşsal sancılarını sadece erteleyecek her ne kadar Nietzsche fahişe düşkünlüğüne sahip olsa ve bundan dolayı kaptığı hastalık delirmesine sebep olsada insanın geçici zevklerden uzak durmasını istemesinin en büyük sebepi buydu. İnsanların pek çoğunun kendisini PMO bağımlığı ile uyuşturmasının sebebide bu insan bu varoluşsal sancılarından kurtulmak istiyor ama uyuşturmak dışında başka birşey yapamıyor. Başta medeniyet ve insan beyni arasındaki ilişki kurmanın sebebi bu aslında insanın beyninin en büyük ihtiyacı hayatında bir anlam ve uğruna gecesini gündüzüne katacağı bir amacı olması gerekiyor. Başta ismini zikrettiğim Viktor Emil Frankl ve Jordan Peterson benim hayata bakışımı fazlasıyla etkiledi. Bu iki isimde hayatın neden bir anlamı olması gerektiğini ve neden amacımız olması gerektiğini net olarak ifade ediyorlar alabilirsen bu iki yazarın kitaplarını edinmeni tavsiye ederim yapamazsan internetten edinebildiğin her türlü kaynak ile kendini bilgi açısından doyur.


Yaşamak, acı çekmektir. Hayatta kalmak ise, bu acıda bir anlam bulmaktır.
Nietzsche


Yaşamak için bir nedeni olan herkes, her sıkıntının üstesinden gelebilir.
Nietzsche

Acılar, sadece gelişiyorsan bir anlam taşır.
Viktor Frankl

Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmaktır. Eğer yaşamda bir amaç varsa, acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır. Ama hiç kimse bir başkasına bu amacın ne olduğunu söyleyemez. Herkes bunu kendi başına bulmak ve bulduğu yanıtın öngördüğü sorumluluğu üstlenmek zorundadır.
Viktor Frankl

Ekli dosyayı görüntüle 391
Çok teşekkür ederim bahsettiğin iki kaynağa bir şekilde ulaşmaya çalışacağım ve şunu belirtmeliyim ki beni çok iyi anlamışsın sanki içimi okudun her insanın kendisine bir ereksel bir bakış açısı kazandırması lazım yoksa bu hayat yaşanmaz gerçekten ve yukarıda bir yanıtta da yazdığı belki de olmak istediğimiz kişi değil de olduğumuz kişi olmalıyım bu şekilde kendimizi kasmayacak ve mutlu ve motive olacağım ayrıca pmo konusuna değinecek olursam sanki hayatımda hiç bu bağımlılığı yaşamamış gibiyim tabii bu şu zor zamanlarımdan(ders, sınava hazırlık ve depresyon) ötürü böyle şeylere karşı daha güçlü olabilirim eğer böyleyse şunu da kanıtlamış oluyoruz ki insan boşta kalınca bu bağımlılık zuhur ediyor her neyse dostum tekrardan teşekkürler bu yazı için iyi akşamlar.
 

Ruh Adam

Ay Yolcusu
Katılım
22 Nis 2021
Mesajlar
26
Tepki puanı
63
Puanları
16
Yaş
25
Çok teşekkür ederim bahsettiğin iki kaynağa bir şekilde ulaşmaya çalışacağım ve şunu belirtmeliyim ki beni çok iyi anlamışsın sanki içimi okudun her insanın kendisine bir ereksel bir bakış açısı kazandırması lazım yoksa bu hayat yaşanmaz gerçekten ve yukarıda bir yanıtta da yazdığı belki de olmak istediğimiz kişi değil de olduğumuz kişi olmalıyım bu şekilde kendimizi kasmayacak ve mutlu ve motive olacağım ayrıca pmo konusuna değinecek olursam sanki hayatımda hiç bu bağımlılığı yaşamamış gibiyim tabii bu şu zor zamanlarımdan(ders, sınava hazırlık ve depresyon) ötürü böyle şeylere karşı daha güçlü olabilirim eğer böyleyse şunu da kanıtlamış oluyoruz ki insan boşta kalınca bu bağımlılık zuhur ediyor her neyse dostum tekrardan teşekkürler bu yazı için iyi akşamlar.
Fikirlerimi dökmeme ortam hazırladığın içinde ben teşekkür ederim dostum. İyi akşamlar dilerim.
 

selam_lar

Ay Yolcusu
Katılım
12 Kas 2020
Mesajlar
47
Tepki puanı
44
Puanları
21
Evet dostlar başlık benim durumumu yansıtıyor son 1.5 aydır tam bu şekildeyim lakin ondan önceki hayatımda da kendiniz dizi, oyun, sosyal medya ve pmo ile kendimi uyuşturan birisiydim. Şimdilerde ise kendimi büyük bir boşlukta hissediyorum gerçeğin acısını çekiyorum sosyalleşmeyi denedim lakin beni tatmin etmedi yahut beni daha fazla yordu. Hatta birisine bir şeyler hissettiğimi dahi düşünmüştüm lakin kendimi kandırdığımın farkına vardım. Aynı zamanda üniversite sınavına hazırlanıyorum her günüm aynı geçiyor ders, kitap hobiler biraz sosyalleşme şeklinde ve ben kendimi öylesine yalnız ve boş hissediyorum ki neden yaşadığımı dahi bilmiyorum. Bir de şöyle bir durum var aslına bakarsanız derslerimde başarılı olan birisiyim birçok hobimde vardır araştırmayı severim ama ne yaparsam olmuyor. Arkadaşlar bu hayattan zevk almıyorum hatta acı çekiyorum inişlerden çıkışlar tek başına mihnet zaten ama en çokta yalnızlıktan muzdaripim. Hatta bu konuyu bazı yakınlarıma belirli yollarla ima etsem de bu konuda kendimi sadece burada ifade etmiş bulunuyorum.
eğer memleketin(köy-kasaba) felan varsa oraya git teknolojiden uzak yaşa ve oradaki insanlarla muhabbet et.Yaşlı felan diye ayırma inan çok iyi geliyor
 

uçurtma avcısı

Ay Yolcusu
Katılım
19 Kas 2020
Mesajlar
26
Tepki puanı
48
Puanları
14
hayatı sorgulamaya dinleri dilleri ırkları sorgulmaya başladığımdan beri böyleyim. hep bi eksillik var. varoluşsal sorgular bunlar cevabını bulamayınca yada hiç bir zaman bulamayacağını bildiğim için daha da mutsuz oluyorum. bir ara anı yaşa sorgulama mantık arama taktiğini uyguladım ama yaşadığım an da yok. oturduğum konum berbat olduğu için dışarıya hiç çıkmıyorum. küçüklüğümden beri sosyal fobim ve utangaçlığımda var zaten .kısa bir süreliğine işe girmiştim fabrikada iş benim düşünmemi engellediği için varoluşumu sorgulucak zamanım felan olmuyordu o yüzden de bu konuda acı çekmemeye başladım ama mutlu değildim. işi sevmiyordum gitmek istemiyordum. muhtemelen bunun çözümü varoluşsal sancıyı engellemek için kendine bir uğraş bulmak ve çok sevdiğin bir mesleği yapmak sevdiğin kişilerin yanında olması da çok yardımcı olur. bunlar sayesinde kendini sorgulmaya zaman kalmıyo onu farkettim bu ortamıda yaratmak öyle kolay değil de umarım olur.
 
shape1
shape2
shape3
shape4
shape5
shape6
Üst