47
* selamlar kardeşlerim, gelin biraz konuşalım.
* arkadaşlar süreç gayet, güzel ve zevkli geçiyor. iyisiyle ve kötüsüyle, PMO bağımlısı olduğum zamanlardan kat kat iyi durumdayım.
* krizler ne kadar ağır desemde bir bakımdan çok kolay bir bakımdan da biraz zor. kolay olan kısmı, krizlerde hormonal, hormon hafızası, bünye, alışkanlık, bağımlılık konusunda daha güçlü olmanız ve bu nedenle krizi daha rahat yenmeniz. krizlerde bu günlerde gözlemlediğim zor olan kısımsa; eski heyecanı geri aramak, rehavet, P yıldızlarıyla olan bağ (bende bu çok var), uzun zamandır yapmadığından dolayı gelen bir merak duygusu diyebilirim, yeni filmler, yeni p yıldızları vs. var mı ? ondan sonra, pmo izlerken sıkılırdım sonra sırf heyecan olsun diye, keşfedilmemiş p yıldızlarını, p filmlerini keşfederdim. ara sıra, geceleyin sadece düşünce olarak geliyor. hadi şu sanal haremine gir. hayatında göremeyeceğin kadınlarla sanat bir cinsel ilişki yaşa. kameraya attıkları gülümsemeleri gülücükleri, ezikçe sana atıyorlarmış gibi düşün. bu sefillikten zevk al. sabaha kadar, sabahtan akşama kadar dopamin-testesteron bombasına tut kendini, düşünceler. düşünceler. gün ilerledikçe ara ara böyle şiddetli biçimde bu heveslerle karşılaşıyorsunuz. ben bu sürecin 47. gündeyim çok az kızla flört ettim. malum pandemi. hatta sürecin 40- 45 günlük bölümünde çoğunlukla yalnız başımaydım. dolayısıyla her gün pmo hakkında düşündüm diyebilirim. sürekli bir şey hakkında düşününce, doğal olarak ona bir istek besliyorsunuz aynı zamanda. krizlerin bu günlerde zor olan kısmı bu, kararlılık. kararlı olmak lazım. kararlı olan bir insan bu günlerden sonra çok rahat edecektir. bence sosyal çevresi ve bir işi gücü olan arkadaşlar özellikle ilk 15 gün civarı sabredebilirlerse, ve her krizde akıllarına gelen düşüncelerin geçici ve o ana yönelik düşünceler olduğunu kavrayabilirlerse, zaten ilk 15 günden sonra sosyal çevrelerinde işlerinde elde ettikleri gerçek başarılar, hem ciddi bir motivasyon olacaktır hem de krizleri daha rahat yenebileceklerdir.
* kaç kere şeker yememe rağmen, kriz geçirmedim. belki benim kriz dediğime çoğunuz kriz bile demiyorsunuzdur.
* dediğim gibi bu günlerde çok rahat.
* belki önceden yazmışımdır. dopamin reseptörleri, beyin, cart curttan ziyade, farklı bir etki var. pmo yapmamakta. ruhunuza bir şey oluyor. bakın gerçekten. bunu şöyle açıklayayım;
ne zaman pmo yapsam, insanlarla olan ilişkilerim birden bozuluyor. bana eskisinden daha kötü davranmaya başlıyorlar, hiç bir sebep yokken. bunu sürece giren arkadaşlar çokça deneyimlemişlerdir halihazırda. insanlar sizi sevince, size her alanda yardımcı oluyorlar, siz de onlara yardımcı oluyorsunuz. insanların sizi çok çooook sevmesinden bahsediyorum. bir tebessümümle, insanlara öyle enerjiler veriyorum ve onları o kadar çok mulu ediyorum ki. bu deneyimler inanılmaz.
* masumiyet. benim uzun zamandır hedeflediğim bir olguydu. masumiyeti, uyurken, rüyalarınızda, insanlar sizi üzdüğü zaman, insanlar sizi sevdiği zaman, insanları sevdiğiniz zaman, pablo nerudanın deyişiyle;
Severim seni bilmeden nasıl, ne zaman, nereden,
basitçe severim seni, sorunsuz ve gurursuz,
başka türlü sevmeyi bilmediğim için böyle severim seni.
böyle seviyorsunuz işte, sorunsuz ve gurursuz. (konuyu dağıtma şapşik)
masumiyetle beraber, namaz mesela. namaz kılmak arkadaşlar bana mükemmel hissettiriyor. tekkelerde, zaviyelerde, kabede, hiç bir yerde bulunmayan, dinin özünden o ırmaktan kana kana su içmek gibi süreçteyken namaz kılmak. o kadar. ben sadece günlük 5 vakit namazla arkadaşlar, o kadar büyük sevaplar kazandığımı hissediyorum ki. ibadetlerin en zorunu yaparak, günah işlemeyerek. ki bence bu günah tüm günahların atası beyler. içki tüm günahların atasıysa, bu içkinin de atası buna eminim diyebilirim. efendimiz boşuna dememiş, ağız ve uçkur...
* gökyüzüne bakmak. bulutları geceyi izlemek, ayı izlemek. konuşan, hayat dolu bir kızın yüzüne bakmak, bir dostunuzun size sana varya, çok güveniyorum demesi ve elini omzunuza koyması, küçük bir çocuğun size çok masuma bir sevgi beslemesi, ve sizin onu bir şahsiyet, bir birey olarak görmeniz, bundan dolayı sizi daha daha çok sevmesi, kardeşinizin sizi sevmesi, annenizin size çok bağlanması, babanızın sizi görünce gözlerinin ışıldaması, spor yapmak, okumak, öğrenmek, her şeyden anlam çıkarmak fakat bu anlamların altında boğulmamak...
hayat, her şey için yetermiş diyorsunuz. yaşamam yetermiş. sapıklığa, ucuz heyecanlıklara, vahşiliğe gerek yokmuş ki
* işin ehli filozof ve din adamlarına göre, kainatta erkek ve kadın arasında olan o kadim çekim, aşk değildir. evet. aşk, benliği sevmez. yani bir kız farzı muhal. sizi siz olduğunuz için sevmez. siz de onu o olduğu için sevmezsiniz zaten. kadın ve erkek arasındaki cezbedir. çekim. yapboz parçaları gibi tamamlamak istemek birbirini. bakın bu mühim, çağın vebası olan meseleyi hallederseniz, kadınların asıl güzelliğini o zaman farkına varacaksınız. yalnızca size aşık olanbir kadından bahsetmiyorum. arkadaşınız ya da sizi seven herhangi bir kızdan bahsediyorum. o cezbeyi hissedeceksiniz. hani erkek hakim olmak ister ya. bundan dolayı kadınlara çok zulmetmişizdir aslında. daha çok hakim olmak isteyeceksiniz. buradaki acayip denge şu, kadın da isteyecek. kadın sizden ona hakim olmanızı isteyecek. bakın sizi incitmeye bile korkuyorlar. bunu tatmalısınız. bunu, geceden sahaba kadar, P yıldızlarını keşfetmek yerine, tatmalısınız. bunda ayıp bir şey yok. hatta kadınlara yakınlık ve istek duymak hayırlıdır derler.
* ditpim çok düzeldi. çok yakışıklı tatlı duruyorum. özgüvenimi baya etkiliyor. çok güzel gülüyorum. sivilcelerim de yok. ve sanki yüzümdeki kusurlar gitmiş gibi, şişkin dudak, cilt kusurları, defermasyonlar bazı, yüz hatlarının daha orantılı durması
*görüşürüz. sağlıcakla.