28.02.21
*2 belki de 3 günün sonunda, kafamdaki sancılar, dönüp durmalarım, şiddetli isteklerim, P*rnografi düşünceleri, bozma isteği ve erteleme düşüncesi bitmek üzere. Çok az kaldı kafamda, az kalan şey şu ki arada bir kafama giren sahneler, o vahşeti izlerken hayran bakan gözlerimin unutamadığı sahneler. İyi ki yapmadım doktor bey. Canım çok istedi. Çok mantıklı geldi. Çok zevkli duruyordu. Hatta bırak yapmayı doktor bey, düşünmesi bile oldukça zevkliydi. Fakat buraya bu satırları yazarken, izlediğim her P*rnodan daha çok zevk alıyorum doktor bey. Sanırım bu siz doktorların daha iyi bilebileceği, beynin farklı bölümlerinin farklı zevkleri herhalde. Çünkü hayvani bir zevk almıyorum, daha çok ruhani bir zevk bu. Ben edebiyat yeteneğimi kaybettim. Ben düşünme yeteneğimi kaybettim. Ben yaşama bilicimi yeniden oluşturuyorum. Ben doktor bey, konuşma yeteneğimi de kaybettim. Benim doktor bey, artık peşinden koştuğum saplantılı fikirlerim de yok. İnsanlarla konuşmamayı öğrendim. İnsanları dinlemeyi öğrendim. İyi bir insan olmaya başladım doktor bey. Ne yazık ki kullanabileceğim çok fazla imkanım vardı. Bundan çok önce bu meseleler halledilebilirdi. Bundan çok önce, bu duygular yaşanabilirdi. Bundan çok önce mutlu olunabilirdi. Bu bir şikayetten çok başını ellerinin arasına alıp, kendini bıçaklamak doktor bey. Bu durumun iyi tarafından bakamıyorum. İyi tarafından bakmamı sağlayan bir takım düşüncelerim, zihnimin dehlizlerine giremeden intihar ediyorlar.
*Zenginmişim gibi hissediyorum. Fakat her an fakir de edilebilirmiş gibi. Sahip olduğum her şey, aslında bir ilüzyon gibi. Sahip olduğum her şey beni kandırmayı amaçlamış, güzle şarkı söyleyen 3 deniz kızı. Efsanelerde korsanları aldatan bu deniz kızları bence gerçekte yok. Zihnimdeki düşüncelerim dışında gerçekte yoklar.
*Ülkenin en tartışmalı parlamentosu zihnimde. Muhalefet, iktidar, bir çok yan parti, bilinç altımın derinlikleri. Sürekli tartışma halindeler. Mesela iktidar partisi, isteklerini muhalefet karşısında yaptıramıyor. Muhalefet her ne kadar iktidara gelemiyor da olsa çok güzel konuşuyorlar, ikna ediciler. İktidar partisi ise, ülkedeki cahilliklere yeni baş kaldıran burjuvadan oluşuyor. Ayrıca zihnime attığım bir çok gereksiz bilgiden doğmuş etmiş küçük partilerde var. Bu küçük partiler, arada bir söze girerek ortalığı karıştırıyor, ardından yerini kaosa bırakan ortamı terk ediyor. İktidar ve muhalefet birbirlerine giriyorlar. Yan partiler de gizli gizli bıyık altından gülüyorlar bu kargaşa durumuna. İktidar partisi, hayatı iyi yaşamak için gözle görünenlerden ötesini arıyor. Destekçisi çok, özellikle devrimden sonra büyük bir halk desteği var. Fakat kötü yanları iktidarda çok uzun süre kaldıklarında, alışık olmadıklarından dolayı, kendilerini rehavete bırakmaları. Bununla beraber muhalefet partisi ise, alabildiğine görünenlere değer veriyor. Bu nedenle ortaya sürebilecekleri çok fazla kanıtları var. Ve cezbedici oyuncakları var. Bunları hep retorik birer malzeme olarak kullanıyorlar, ve zihnimi bu şiddetli baskıya dayanılmaz yapıyorlar. İktidar arada bir koltuğu muhalefete bırakıyor. Muhalefetinse iktidarda uzun süre kalamamalarının nedeni, oldukça savurgan olmaları. Kendileri bir o kadar aldatıcı olmakla beraber, alabildiğine savurgan ve değer bilmez kişiler. Ülkenin baş aşağı hızlı bir biçimde gitmesinden şikayetçi olan değerli halkımız ise, hemen bir direniş bir devrimle iktidara, bizim şu partiyi oturtuyorlar ve zavallı ülke aynı kaderi tekrar tekrar yaşayıp duruyor...