13
*günler oldukça hızlı geçiyor. 13. güne gelmişim, vay be. nf tr'yi açmadan telefonuma baktım, kaçıncı günde olduğumu teyit etmek için. bugün, pek yazasım yoktu, fakat yapmam gerekeni yapmayı öğrenmeye başladım öyle değil mi ?
*arkadaşlar size, 12.gün yazdığım yazının ardından başıma gelenler ve bugünü kapsayacak bir yazı yazıcam. hikaye tarzı olacak. dün 7'de yazmışım ve onun üzerinden bazı olaylar geçti. bugün, günlük sıkıcı değil, olaylar bol.
***
-öncelikle günlüğü yazdıktan sonra, sanırım bir süre dizi izledim. az izlemedim bu arada.
(the marvelous mrs. maisel dizinin ismi az tetikleyici var. izlenebilir. tavsiyem güzel dizi kafa dağıtmalık.)
diziyi bitirmeye çalıştım. ondan sonra bir dizim daha vardı onu da bitirmeye çalıştım. ardından, yaklaşık 30 dk yazılım çalıştım. sonra hatırlamıyorum saat 11-12 gibi yatağıma geçtim. bu arada dizi izlerken, o kadar mayıştım ve rehavet doluydum. aradda kendimi dürtüp, oturur pozisyona geçmeye çalışıyordum.
-diziden sonra, jose saramago-kopyalanmış adam okudum bir süre, sonra yazarı araştırdım. ve film burda koptu. krize girdim. bir ka gün önce, safi zihinler bulanmasın, cinsel bir rüya görmüştüm buna sonra dönücem fakat, üstümde bir azgınlık vardı tabii ki, ve rüyamda bir P yıldızını (yıldızın batsın) gördüm. arakdaşlar krizde, bu yıldıza karşı ciddi bir özlem hissettim. sanki sevgilimmiş gibi, elime telefonu-laptobu alıp onu izlemek istedim. ve yenileceğimi düşündüm. hemen önceden prova yaptığım gibi oturur pozisyona geçtim ve meditasyon yaptım. meditasyonla biraz rahatladım fakat, durmak bilmiyordu. sürekli içimde o istek, bakın mücadele ettiğim sanki iradesel bir şey değildi. isteğimle mücadele ediyordum.
(tabii irade faktörü de var da anladınız siz neyse...)
diyordum ki pmo zararlı onu istememeliyim, böyle böyle kriz anındayım craving(sancı) içerisindeyim. kendimi eğitmeye çalışıyordum. ve aklımdan şu düşüncenin geçtiğini hatırlıyorum, sayın beyler bayanlar;
-bence boz, çünkü bozmazsan, flatline evresinde hayatının hiçbir noktasına odaklanamayacaksın.
bu düşünce beni çok zayıflattı dostlarım. meditasyon ve biraz müzik(kriz anlarında serbest moda girmem için) pencereyi de açıp temiz hava almamla, krizi bir şekilde yendim.
sabah namazı saatine bakıp alarmımı kurdum ve yattım.
sabaha namazına kalkamadım. kalktım fakat kafam yerinde değildi. kendimi uzaylı falan sanıyordum heralde. o sıra. bahane yok tabii.
BU ANLATTIKLARIM DÜNDÜ.
***
bugün olanlar ise;
-mucizevi. bu kadar. bıraktıklarım tekrar hatırlatıyorum.
-you tube, şeker, müzik, soğuk duş, zararlı yiyecekler, pmo, ekşi, sosyal medyanın her türlüsü.
-arkadaşlar, kalktım. ve çok suçlu hissettim sabah namazına kalkmadığım için. ama dedim ki pes etmek yok be. prometheus gibi, pes etmeyeceğim. bir gün gelecek haftada 3 gün kalkıcam sabah namazına bir gün gelecek haftada 7 gün bile olacak. aynen böyle dediğimi hatılıyorum.
-sonra dizi mizi açtım. flatline'ın dibini yaşıyorum. arada bir aklım yoklamıyor değil, yav boz kardeşim; bunun yerine ders çalışırsın flatline da geçer. tecrübelerimden dolayı bu sese kulak vermemeye çalışıyorum. krizin geçici olduğunu düşünüyorum.
-arkadaşımla konuştum. laptop seçmesine yardımcı oluyordum. bana tam o sırada dedi ki müsait misin? ben de evet dedim. ve bir tane boks salonunu gittim yakındaki. ona yazılmaya karar verdim akşam. neys arkadaşımla dışarıya çıktım ve beni çok övdü dostlarım. ben sana güveniyorum. seni çok seviyorum.
(son zamanlarda konuşu duran ve başkalarının fikirlerine önem vermeyen birisinden çok sakince dinleyen ve bolca susan bir insan olmuştum. arada bir tatlı espri yapıyorum. ama ciddi bir insan olmaya başlamıştım)
laptop işini hallettikten sonra, gittim iyi bir boks ekipmanları alış-verişi yaptım dostlarım. ama nasıl enerjiğim. çok süper oldu. akşam da boks gittim. gelince duş aldım. şimdi buraya kız parantezi açıyorum.
***
kızlar, arkadaşlar;
-arkadaşlar, pandemi nedeniyle çok kız yok etrafımda, fakat boks alış-verişindeki kız, bana çok ilgiliydi. anlatamam size. bunu hissediyorsunuz. kız sizi seviyor. zaten kız ve erkek dost bile olsa aralarında her zaman hoş bir flört vardır. bunu kabul etmek lazım. ve bu mağaza çalışanı kız bana çok ilgiliydi.
-başka bir müşteri, kaslı ve fitnesscıydı. kızla flört etmeye çalışıyor, espri yapıyor ve onu güldürmeye çalışıyordu. kız ondan rahatsız bile oluyordu. ama benimle flörtleşti, espri yaptı, inanılmazdı. kızlar üzerindeki etkilerinden biri bu.
-boks klübündeki kız;
-arkadaşlar boks klübünde, bir kız var. arkadaşlar bana o kadar ilgi duydu ki. yani inanamadım. ben kız ve erkek arasındaki ilişkiye, aşk yerine cezbe demeyi tercih ederim. o cezbeyi, o çekimi hissediyorsunuz. bakın gidip sevgili olucam demiyorum. fakat o kız sevgisiyle, beni büyülüyor. cezbe kanunu çünkü. bilerek beni kesiyor sürekli (bunu salondaki yaşıtım olan 2 kız baya abarttı.). ve benimle tanışıp ismini falan söyledi. acayipti güzel hissettim. ben flörtleşmedim ama, dediğim günlük hayattaki çok masumca bir ciddiyetim var.
hülasa: kızlarla konuşmaktan, yanlarında bulunmaktan oldukça keyif alır hale gelmeye başlamışım. bunu yeni fark ediyorum. onların sevgileri çok hoş, bakışları çok hoş, yanınızdayken heyecanlanmaları ve sizi sevgileriyle etkilemeye çalışmaları çok hoş. hiç nefret duymuyorum uzun zamandır kadınlara karşı. bakın bunu da yeni fark ediyorum.
arkadaşlar;
-aynı evde kaldığım ev arkadaşımla, aramız soğuk gibiydi. arkadaşa da hak veriyorum. değişimlerime şahit olmak onun için de çok zor şimdi.
. ama bugün olana bakın. ben boks için spor çantası aldım. fakat meğersem yoga çantasıymış
. bildiğimizspor çantası ama, silindir düşünün üst kısmında, RELAX AND BALANCE yazıyor. bağdaş kurur biçimde oturan ve meditasyon yapan bir figür var altında. bakın kaç gündür şaka yapmadım
(arada kendimi biraz zorlasam da, samimi bir durumdu. kendimi az uyuşturup, gerçeklere adepte olmaya başladığım için çok ciddi ve disipli bir insan olmaya başladığımı söylemiştim.)
odasının kapısı açıkken, dişlerimi göstererek gülümsedim. tebessüm ettim.(gerçekten kendimi çok samimi hissediyordum) kendimde çok mutlu ve komik hissediyordum. ve ona çantayı göstererek dedim ki yoga çantası almışım. bu kadar. ama nasıl güldü bende ufaktan güldüm. ve ona müthiş bir enerji verdim. hemen şakalar yapmaya vs. başladı. ve aramızdaki buzlar hemen eridi. aramızdaki ilişki şuan mükemmel. diğer arkadaşlarımla da öyle, bana güvendiklerini söylüyorlar. arkadaşlar çok mutlu olmaya başladım.
***
Etkiler;
*hayatınızda, sizi daha iyi bir insan yapabilecek değiştirmek istediğiniz, durumları çok rahat keşfedip çözüme ulaştırabiliyorsunuz. ben şu an ben değilim. bambaşka bir insanım ve bunu kendimi değiştirmeme borçluyum. bu enerjiyi ise nf'ye borçluyum. bunu çok samimi söylüyorum size. modern tıpta öyle diyor artık. yaşam enerjisi=cinsel enerji(libido).
*çok basit gibi gözüken fakat aslında zor olan kararları, stratejileri alabiliyorsunuz. ve bunlara inanabiliyorsunuz. ben değişicem ve mükemmel bir insan olacağım, düşüncesini hayata geçirebilecek enerjiye sahip olabiliyorsunuz.
*sosyal fobi kalmamış bugün fark ettim.
*saplantılık azalmış.
*kendi düşüncelerini üstün görme, bencillik ve hoşgörülü olmama azalmış.
*karakterin sağlam ve erkeksi olması artış gösteriyor.
mücadele hissi artış gösteriyor.
*zeka, sorumluluklarını aksatmama, disiplinli olma, ciddi olma, insan ilişkilerinde iyileşme, felsefi kararlarda ve sorgulamalarda isabetlilik, multidisipliner süreçlere girebilme ve bunları yönetebilmede artış var. (bu yazıyı bile hiç duraksamadan ve plan program çıkarmadan geldiği gibi yazabiliyorum.)
*enerji bitmiyor.
*kendini geliştirme isteğinde büyük bir artış.
*objektif düşünebilme ve duygularını katmadan, analitik işlem yapabilme yeteneği
olumsuz etkilerden bazıları;
-insanlara karşı sitemsiz bir üstten bakış
-arada bir yoklayan narsistlik
-insanlarla iletişim kurmada ara sıra kopukluk
-ben deli miyim ? düşüncesinde artış
-ben niye herkes gibi normal bir insan değilim düşüncesi ve bununla beraber gelen psikolojik yalnızlaşma
-ara sıra aşırı stres hali
-ara sıra hiçbir şey hissedememe, tüm iyi etkilerin koybolması ve flatline dediğimiz evrenin uğraması
-duygu durumlarda, karışıklık ve dengesizlik.
-etkilerde dahi bazen +'ların yerini -'lere bırakması
-bazen gelen, şiddetli sıkılganlık ve depresyon hali
-ara sıra şiddetli krizler yaşama ve bunun getirdiği bir psikolojik stres
-PMO'ya karşı ara sıra gelen şiddetli özlem duyma hali.
-ara sıra gelen şiddetli uyuşukluk ve atıllık
-ara sıra gelen şiddetli azgınlık ve "bunu hayatım boyunca mı yapacağım" düşüncesi.
-gerçek kızlarla gerçek cinsel ilişki isteme isteğinin artması (dindarlar için)
-gün içinde ara sıra meydana gelen ruhsal dengesizlikler
-ara sıra gelen, şiddetli umutsuzluk (çok şiddetli)
-ara sıra başın ön kısmında meydana gelen şiddetli ağrı
-ara sıra gelen, hiçbir şeyden keyif alamama hali
-ara sıra gelen, kaybolmuşluk ve ne yapacağını bilememe hali
-"süreci bozacağım mı acaba ?" ya da "bu süreç te eskisiler gibi başarız olur kesin" düşüncelerinin bünyede meydana getirdiği şiddetli tramvatik stres
-ara sıra gelen, şiddetli sıkılganlık (çok şiddetli)
-bu sıkılganlığın, yalnızca PMO izleyerek geçebilmesi ve bu sıkılganlığın ara sıra 2-3 saate kadar varabilmesi (PMO'nun igrenç zevkine şiddetli özlem)
***
-arkadaşlar aklıma gelenler bunlar, inşallah hayatınız yolunda gidiyordur. eğer günümdeysem bazen böyle uzun yazılar yazabilirim.