15.11.2023 - 3
Bazı ciddi çıktıların nedenleri basit alışkanlıklardan gelir. Nedensellik bulunamayan her durum çok tehlikelidir. Sabah kalktığında hissettiğin yorgunluk, sonrasında içilen kahve ve dinçlik ardından gün içerisinde dalgınlık... Tüm bunların sebebi ne olabilir? Birçok insan farklı şeyler sayacaktır ve belki de haklılardır. Birisi gece geç saatlerde yattığından dem vuracaktır. Diğer telefon ekranına çok maruz kaldığını söyleyecektir. Öteki akşam yemek yediğini belirtecektir. Diğer kahvenin modeunu arttırıp düşürdüğünü söyleyecektir... Bunlar bahaneler midir? Gerçekler ise neden insanlar gerçekleri görmezden gelirler! Bunun temel cevabını rehavete bağlardım herhalde.
Gelin beraber bir düşünce deneyi yapalım. Basit bir konuya temas edeceğim öncesinde. Sizce Afrika kıtası hakkında bilgililerimiz büyük çoğunlukla nereden geliyor? Hepinizin aklına siyah insanlar geldi. Muhtemelen çoğu da zayıf. Hatta çoğunun açlık sıkıntısı çektiğini düşündünüz belki de. Bunları yalanlamakla derdim yok , derdim bu bilginin size nereden geldiği? Televizyon, aile, arkadaş, öğretmen, sosyal medya... Tam olarak neresi ve ne kadar güvenilir. İlk yıllarında başvurulması ve daha çok göğüs sol organ ve arka beyin tarafından idare edilen beynimizin tamamıyla düzgün bir karar vereceğini söylemek yanlış olur. Çoğumuzun Afrika kıtası hakkında bilgisi bir anlık gelir sonrasında zaten bunu bir görev bilmekten çıkarız. Gündelik hayatımızda karşılaşmadığımız bir sorundur. Bize ne Afrika'dan değil mi? Popülasyonundan, başkanlarından, sömürgesinden... İşi bir tık ileri atıyorum. Bir tren hattının ortasında trene yön vermekle görevli bir adamsınız. Tren köprüden geçmeden önce kolu çekmeniz gerekir. Hemen bir yola sokalım sizi. İki adet yol var ve sıcak kahvenizi yudumlarken , tren kolunu çekmeye hazırlanıyorsunuz ama oda ne? Bir adam yolun bir tarafında baygınlık geçirmiş, diğer tarafta ise karşıya geçmeye çalışan 5 yaşlı! Soru şu; "Kimi öldürmeyi tercih edersiniz?" Geleceğim noktaya henüz gelmediğimin altını çizmek istiyorum. Sorun burası değil. Sonuç üzerine uzun düşünmeye gerek yok. 3 şık var aslında her biri başka bir seçimi getirdiği için 2 seçim var ama 3 sorumluluk tarzı var. Hiçbir şey yapmazsınız, tek adamı tercih edersiniz, 5 yaşlıyı tercih edersiniz. Sürpriz bir nokta yok, aklı başında insanlar tek kişiyi öldürür. Şimdi soruyu değiştirelim? Bu sefer tam ortada duruyorsunuz ve yapacağınız iş kolu çekmekten öte eyleme geçmek. Gene 1 adam ya da 5 yaşlıyı seçmeniz gerekiyor ama seçtiğiniz kişi ya da kişileri uçurumdan aşağı atacaksınız! İşte bu noktada işler kızışır. İnsanlar ne kadar uzak olurlarla eyleme o kadar sorumlu olmadıklarını düşünürler. Bu noktada adam için bir kişiyi uçurumdan atmak çok zordur. Ama az önce kolu çekeceğini rahatlıkla söylerdi belki. Oysa aynı şeyi yaptı. Bir kişiyi öldürdü! Eyleme yakınlık bu bakımdan kişiye etkisini derinleştirir.
Başa geri dönuyoruz. Yaptığımız her kötülüğün temelinde bence bu yatıyor. Yarın ölmeyeceğiz değil mi? Çünkü yaklaşık doğumdan beri ölmedik ve çoğumuz bir ölüme tanıklık etmedik. Yarın da var! süre var! Kötülük tersine dönebilir!
Burada pasajı geçmek istiyorum. Gelelim gerçek halime!
Son zamanlarda bu rehaveti derinden hissettim. Kendimi belli bir dönemeçte hissediyorum. Dokunsam değişecek gibiyim ama her ne hikmetse bataklık zannettiğim durum beni içine çekiyor. Başka bir his anlatayım size bu biraz gariptir. Otobüs garlarını bilirsiniz! Geceleri oraya girdiğinizde müthiş bir hüzün ortamı vardır! Ankara'dan İstanbul'a gitmekte olan sayın ... yolcuları mola süreniz dolmuştur. Bilirsiniz! Oraların aurası farklıdır. Otobüsümde oturmuş kaptan'ın gelmesini beklerken irkildim. Hayat referanslara göre yaşanır. Bir an için yan otobüs hareket etti ama farkı anlayamayan beynim yan otobüsün gittiğini düşünmek yerine bizim hareket ettiğimizi sandı. Hatta işin kötüsü ileri doğru gittiğimizi sandı ve bu beni çok korkuttu. İki sefer yaşadım bunu. İleri gitmedim olan sadece yan otobüsün hareket etmesi idi. Durumumu buna benzetiyorum. Hareket etmiyorum, bir şey değiştirmiyorum olan akıyor ve ben sadece kendimi referans alıyorum. Ölümler, ayrılıkları, sevdalar, aklamalar, haramlar, helaller, sorunlar, günahlar, sevaplar, dönuyor her daim ve ben sadece ileri gittiğimi sanıyorum.
Bir anda olacak değil. Uzun zaman alacak ama buna değecek mi dersiniz? Yaşamın sıkıcılığı sonunda erişilen mutluluğu yıkacak mı dersiniz? Sıradanlık gereksiz yapıyı bozar mı dersiniz?
Birkaç hata yapmak zorunda kaldım ama nasıl iyileşeceğimi biliyorum. Beynim berbat durumda bunu hissediyorum. Anlık odaklanmalar yapıyorum, dalıyorum ve kayboluyorum. Bunların kısa sürede geçmeyeceğini artık öğrendim ama 1 yıl önce bunların olmadığını da biliyorum. 1 yıl ne yaptıysam bu oldum ve 1 yıl bunun tersini yaparsam mükemmel olurum.
Bunlar temel şeylerdi. Öncelerinde bahsettim yeniden hatırlatalım.
Akşam yemek kesilmeli
Akşam telefon kesilmeli
Şeker yok
Spor (plank, koşu)
akşam erken yat
sabah erken kalk
kitap, roman, e-kitap
Bunları yaptığımda sorunum birkaç ufak detaya kalıyor.
Müzik,
Ardından yeni şeyler yapmak gerekiyor , aslında anlık olarak yapmak gerekiyor.
Yarın uzun bir gün ve ben heyecanlıyım!