Varoluş diyalektiğinde, isyan ve sürçme büyük bir
mana taşır. Bu son yaşadıklarımla birlikte
gelişim ve dönüşümün ne demek olduğunu daha iyi idrak ettim.
Oluşta her sonraki an, bir öncekinden daha ileri ve üstündür. Çünkü hayat geriye adım atmaz, örnek aldığım insanların başında gelen bir filozofun da söylediği gibi. Gidiş, sürekli
iyiye ve daha mükemmeledir. Ne var ki, biz bunu bireysel planda fark edemiyoruz. Alınan dersler ve girdiğimiz imtihanlar ise bizlerin
orta yolda kalmasına olanak tanıyor.
Hüküm yalnızca
yaratıcı iradeye aittir. Bu noktada yaratıcı benliğimde o iradenin bir nefesidir. İlerleyişim hep bu sayede olacaktır.
Esas mesele, hareketlerimden
sorumlu olduğumu ve hesap gününde bütün amellerimin hesabını vereceğimi bilerek yaşamamdır. Ebedi hayatımı, bundan sonrasını da hesaba katarak geçirmeliyim.
Öz benliğim benim için yeterli. Yaratıcı irade dilerse olur ve ben hedeflediklerimi, planlarımı yaparım. Platon'un söylediği gibi,
"Tanrı hep geometri kullanır." 
Ne yazık ki insan, bir elini en kötü ve en çirkine ulaştırmadan öbür eliyle en iyi ve en güzeli oluşturamayan bir varlıktır. Beğenmeyen olabilir fakat ilke ve gerçek budur. Kendi içimizde
kıyametler kopar. Bu bizleri yorar lakin üstünlük, yolu yürüyenindir.

Her eksi bir artıya ve her artı bir eksiye muhtaçtır.
